Mısır'da darbe, ekonomik istikrar ve demir parmaklıklar
Mısır'da darbe, ekonomik istikrar ve demir parmaklıklar
Mısır’da 25 Ocak Devrimi ile başlayan özgürlük ve demokratikleşme sürecinde işbaşına gelen Muhammed Mursi’nin askeri müdahale ile devrilmesinin üstünden tam beş yıl geçti.
KAHİRE - AYDOĞAN KALABALIK
Mısır’da 25 Ocak Devrimi ile başlayan özgürlük ve demokratikleşme sürecinde işbaşına gelen Muhammed Mursi’nin askeri müdahale ile devrilmesinin üstünden tam beş yıl geçti.
İşbaşına geldiği ilk günden itibaren medya tarafından sürekli topa tutulan Mursi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) emirlerini uygulamak ve teşkilattan bağımsız hiçbir karar alamamakla suçlandı. Kasım 2012’de yayınladığı anayasa beyannamesi, askeri müdahaleye giden yolun en önemli gerekçelerinden biriydi.
Medya, muhalif siyasiler, entelektüellerin belirli bir kesiminin yanı sıra devlet kurumlarının da tazyiki altında kalan Mursi ve ekibi, 30 Haziran eylemleri ilan edildiğinde artık yolun sonuna gelindiğini fark etmişti.
Sisi destekçilerinden bazıları şimdi ya muhalif ya da hapiste
30 Haziran’da Tahrir Meydanı’nda toplanan yüzbinler, Mursi’nin görevi bırakmasını veya referanduma gitmesini istiyordu. Medya kanalları, Tahrir Meydanı’na çıkan bütün yolları ve meydandaki kalabalığı havadan görüntüleyerek, 20 milyon insanın Mursi’ye karşı eylem yaptığını söyledi ve yazdı.
Günün sonunda bir açıklama yapan ve uzlaşma için Mursi yönetimine 48 saat süre veren zamanın Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi, 3 Temmuz 2013 tarihinde içlerinde politikacı, asker ve din adamlarının yer aldığı 14 kişinin huzurunda darbeyi ilan eden metni okudu.
Geçtiğimiz Mart ayında ikinci kez cumhurbaşkanı olarak seçilen Sisi'nin, darbeyi ilan ettiği tarihteki fotoğraf karesinde yer alan isimlerden bazıları, halen desteğini devam ettirirken, bir kısmı muhalefetin safına geçti, diğer bir grup ise ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Ülkeyi terk etmeyi tercih eden veya buna mecbur edilen Muhammed el-Baradey, şimdilerde parlamentoda ılımlı muhalefet yapan Selefi Nur Partisi’nin genel sekreteri Celal el Murra bu isimlerden öne çıkanları.
Aynı fotoğraf karesinde ülkenin iki dini lideri kabul edilen El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib ile Mısır Kıpti Kilisesi Lideri Papa II. Tavadros da bulunuyordu.
El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib, 8 Temmuz 2013 tarihinde Rabia Meydanı’nın batısında yer alan Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde yaşanan olaylarda 60’tan fazla eylemcinin vurularak öldürülmesi ve 400'den fazlasının ise yaralanmasına itiraz ederek, memleketi Luksor kentine dönerek inzivaya çekilmişti. Kıpti lider Tavadros ise bu süreçte ciddi bir tepki göstermedi. İki dini lider de halen görevini sürdürüyor.
Sisi’nin ilk döneminde savunma bakanı olan ve ikinci döneminde kendisine görev verilmeyen zamanın Genelkurmay Başkanı Sıdkı Subhi de bu sürecin önemli figürlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Mursi’nin iktidarı ve sonrasındaki ilk yılda en çok gürültü çıkaran ve sık sık medyada arzı endam eden yazarlar Sekine Fuad ve Ala el-Asvani, o döneme damga vuran isimlerdendi. Bugünlerde bu iki isim de suskun.
Hapse giren Mursi muhalifleri
Mursi’ye görevden el çektirilmesi için yapılan eylemlere destek verenler arasında cumhurbaşkanlığı eski adaylarından Halid Ali ve Abdulmunim Ebulfutuh da yer aldı. Devrimci Sosyalistler ve 6 Nisan Hareketi de Mursi’nin çekilmesini isteyen önemli devrim ve değişim hareketlerindendi.
Ancak 6 Nisan Hareketi lideri Ahmed Mahir ve yardımcısı Muhammed Adil, darbeden sonra yürürlüğe giren “eylem ve gösteri yasasına muhalefetten” yargıç karşısına çıkartılarak hapse atılırken, Devrimci Sosyalistlerin faaliyetleri tamamen donduruldu.
2018 seçimlerinde tekrar Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyen Halid Ali hakkında dava açıldı. Güçlü Mısır Partisi lideri Abulmunim Ebulfutuh ise Londra’da yaptığı bir açıklamadan dolayı, Mısır’a döndükten sonra gözaltına alındı ve halen hapiste.
Mursi yönetiminin gitmesi için faaliyet gösteren ve Sisi’ye destek veren iki önemli aktivist olan Hazim Abdulaziz ve Vail Abbas da demir parmaklıkların arkasını boylayan ünlü isimler olarak anılıyor.
Ekonomi ve istikrar tercihi
Kasım 2016’da Mısır Cuneyhi’nin dalgalanmaya bırakılmasının ardından doların yüzde yüze varan oranlarda artması, ülkede hayat pahalılığını artırdı.
Son iki ayda metro biletleri, akaryakıt, su ve elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 50’lere varan zamlar, vatandaşın cebini doğrudan etkiledi. Uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle fakirin daha fakirleştiği, zenginin ise daha da zenginleştiği yorumları yapılıyor.
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılara ve hayat pahalılığına rağmen, Mısır sokağında güven ve istikrarın daha önemli olduğunu düşünen önemli bir kitle bulunuyor.
30 yıllık Mübarek dönemini sona erdiren ve ülkede yeni bir süreci başlatan 25 Ocak Devrimi ve sonrasında başlayan kargaşa ve anarşi ortamında, çok zor günler yaşayan Mısırlıların önemli bir bölümü, ekonomik durumlarından şikayet etseler bile, devlet otoritesinin Sisi döneminde tekrar sağlandığına inanıyor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.