Misafir Gider, Komşu Kalır...
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
??Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın?? (Nisâ, 36)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!? (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)
Müslim bin Sa?d?ın yeğeni Abdullah şöyle anlatır:
Hacca gitmeye niyetlenmiştim. Dayım Müslim bana on bin dirhem verdi ve:
??Medîne?ye vardığında araştır ve bunları en fakir âileye ver!? dedi.
Medîne-i Münevvere?ye vardığımda en fakir âilenin hangisi olduğunu sordum, bana bir ev gösterdiler. Varıp kapılarını çaldım. İçerden bir hanım:
??Kim o?? dedi.
??Ben Bağdat?tan gelen bir kişiyim. Gelirken bana on bin dirhem verildi ve Medîne?nin en fakir âilesine vermem emredildi. Buraya gelip sorduğumda sizi gösterdiler, lütfen bu paraları kabul buyurunuz.? dedim. Kadın:
??Sana paraları veren kimse -en fakir âileye vermeni- şart koşmuş. Şu bizim hizâmızdaki âile bizden daha muhtaç durumda.? dedi.
Oradan ayrılıp diğer eve gittim. Kapılarını çaldım. Bana cevap veren hanıma öncekine söylediklerimin aynısını söyledim. Kadın bana şöyle dedi:
??Biz ve komşularımız ihtiyaç husûsunda aynı seviyedeyiz. O parayı aramızda taksim et!? (İbnü?l-Cevzî, Sıfatü?s-Safve, II, 206)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
el-Mecîd: Fiilleri güzel, lütuf, keremi çok, şanı büyük, yüce, kadri çok büyük, medh ve övülmesinde ortağı bulunmayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Komşunla kavga etme, misâfir gider, o kalır. (Hz. Ebu Bekir)
Lügatçe
mâlik: Sahip.
ihsân: Lütuf, bağışlamak.
muâmele: Davranma, davranış. Birbiri ile iş görme, amel etme.
dirhem: Bir tür gümüş para.
hizâ: Sıra.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.