Milli Şair ölüm yıldönümünde konferansla anıldı?

Milli Şair ölüm yıldönümünde konferansla anıldı?
Kurtuluş tarihinin en önemli şairlerinden Mehmet Akif Ersoy ölümünün yıldönümünde, 5 Ocak Adana'nın Kurtuluşu etkinlikleri kapsamında Ramazanoğlu...


Kurtuluş tarihinin en önemli şairlerinden Mehmet Akif Ersoy ölümünün yıldönümünde, 5 Ocak Adana'nın Kurtuluşu etkinlikleri kapsamında Ramazanoğlu Konağı'nda düzenlenen bir konferansla anıldı.

Çukurova Üniversitesi öğretim görevlisi ve 1860 sonrası Türk Edebiyatı uzmanı Yrd. Doç. Bedri Aydoğan, 5 Ocak Adana'nın Kurtuluşu etkinlikleri kapsamında Ramazanoğlu Konağı'nda ?Mehmet Akif Ersoy'un Şiirinde Mekan, Zaman ve Vatan? başlıklı bir konferans verdi. Katılımın fazla olduğu konferansta Milli Şair, yoğun milli duygularla anıldı.

Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un kendi dertlerinden çok vatanın içinde bulunduğu zor koşulları yazdığını ifade eden Bedri Aydoğan, şairin son eserlerinde, kendiyle ilgili şiirler bulunduğunu belirtti. Vatan Şairi'nin özüne döndüğü, kendiyle ilgili şiirler yazmaya başladığı zamanlarda bir dostuyla girdiği diyaloğu aktaran Aydoğan, ?Azizim, siz galiba vadinizi değiştirdiniz diye sormuşlar Milli Şair'e, buna karşılık o da 'Benim vadim hep bu idi ama vatanımız o kadar acıklı durumlardaydı ki ben o yüzden kendi dertlerimi, kendi duygularımı anlatamadım' diye bir karşılık vermiş. Bugün büyük Vatan Şairimiz Mehmet Akif'i yoğun duygularla hatırlıyoruz? dedi.

?Vatan, aynı zamanda mekan. Mekan olarak vatan, elbetteki yurt ve ülke? diyerek konferansa başlayan Aydoğan, Mehmet Akif'in, yaşamında çok büyük sıkıntılar çektiğini ancak geriye büyük bir şan bıraktığını kaydetti. Milli Şair'in her zaman yurdunu birinci planda tuttuğunu belirten Aydoğan, ülkenin ağır yaralı olduğu ve ?hasta adam? olarak nitelendirildiği bir dönemde Mehmet Akif'in hiçbir zaman bu hastalığı kabul etmediğini ve umutsuzluğa düşmeyerek hastanın dirileceğine inandığını dile getirdi. Vatan konusunun ardından zamanla ilgili tespitlerde bulunan Aydoğan, projeksiyon aracılığıyla Mehmet Akif'in eserlerini ve tarihlerini katılımcılara aktardı. Bu yılların Osmanlı'nın en bunalımlı ve en darda zamanlar olduğuna dikkat çeken Aydoğan, ?İlk ve son kitapları dışarıda tutup arada kalanların tarihine bakarsak zamanı belirlemiş oluruz. İşte Mehmet Akif Osmanlı'nın böylesi bi zamanında, dar anlamda İstanbul'u, geniş anlamda ülkeyi mekan olarak alan ve tüm vatanı ele alan bir şiir yazmıştır? diye konuştu. Arada kalan kitapların 1912, 1913, 1914 Balkan Savaşları'nı, 1. Dünya Savaşı'nı, Milli Mücadele Devri ve Kurtuluş Savaşı devrinde yazılmış kitaplar olduğunu anlatan Aydoğan, bunların tek şiir olmasına rağmen bir parçada yayınlanmadığını söyledi. İlk ve son kitabın zamanını dışarıda tutup 5 kitabın ele aldığı zamanın değerlendirildiğinde ülkenin ne durumda olduğunu görülebileceğine dikkat çeken Aydoğan, ?Kurtuluş Savaşının 2. kısımda yapıldığı tarihtir bu ve o da bizi 5 Ocak'a bağlayacaktır. Çok yakın, zincirleme gelişir bunlar. İstiklal Marşı'nın yapılması ve Adana'nın kurtuluşu? dedi.

Dönemin şartlarında Osmanlı'nın aynı zamanda Müslüman Alemi'ni temsil ettiğini hatırlatan Aydoğan, Mehmet Akif Ersoy'un Süleymaniye Kürsüsü'ndeki şiirinden, bir dize aktardı: ?Ümmetin haline baktım ki yürekler yarası! Ne bir ekmek yedirir iş; ne de ekmek parası. Kışla yok, daire yok, medrese yok, mektep yok; ne kılıç var ne kalem, her ne sorarsan hep yok!?

Devlet ve yönetimdeki çöküşün Vatan Şairi tarafından böyle tespit edildiğini söyleyen Aydoğan, hırsız çetelerinin devleti ve yönetimi ele geçirdiği, halkın son derece vurdumduymaz ve hocaların ilgisiz olduğu bir dönemde Vatan Şairi'nin bu zamanda vatanın durumunu ele alan şiirler yazarak herkesi uyarmayı bir görev bildiğini dile getirdi. Mehmet Akif'in bu görevi en kutsal mekan olan camide yaptığını kaydeden Aydoğan, Milli Şair'in şiirlerinde okul ve camiler övülürken kahvehane ve meyhanelerin ise durumun tam tersi olduğunu bildirdi.

Tüm bu tespitleri yapanın Süleymaniye Camii'nde vaaz veren gün görmüş, kendini gezgin olarak tanımlayan ve ulemadan olmadığını söyleyen bir hoca olduğunu belirten Aydoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

?Mehmet Akif, memleketin cami ve okulların iyi işlemesiyle kurulabileceğini düşünüyordu. 'Fatih Camii' şiirinde çocuklara camiyi sevdiren, son derece hoşgörülü bir tutum içindedir. Çocukların camide oyun oynamasına bile izin verir. Amin alayı, Hasta ve Küfe şiirlerinde okuma arzusu içindeki çocukları anlatır. Mehmet Akif, bu iki mekanın karşısına olumsuz iki mekanı çıkarır; kahve ve meyhane. Meyhane üzerinde bir şiirde dururken kahvehaneyi birçok şiirinde konu edinir. Kahvehaneleri kişiselleştiren Vatan Şairi, onu dilenci kılığında bir caniye, yol kesen bir haramiye benzetir. 'Kahvehaneler insanın bütün gününe kıyan bir avcıdır' diyen Mehmet Akif, kahveyi frengiden daha tehlikeli bulur ve doğunun en kanlı yarası olarak nitelendirdiği bu mekanın kapatılmasını ister. Fakat bir gün ünlü şairin Berlin'e gittiğinde arkadaşı ona kahveye gitme teklifinde bulunur. Kahve denilince Akif'in aklına olumlu bir şey gelmemektedir. Bizdeki gibi sefil bir binayla, körelmiş insanlarla karşılaşacağını düşünür ancak karşılaştığı manzara 'Düyun-ı Umumiye' kadar heybetlidir ve şair bunun için olumlu bir şiir yazmıştır. Mehmet Akif Almanya ile Osmanlı'yı doğuyu karşılaştırır. Almanya'da, kahvehane dışında gördüğü pek çok güzelliğe hayran olur ve sokak, tren, otelleri de karşılaştırır ve aradaki gelişmişlik farkını ortaya koyar. Kahvede otururken zihni yurduna döner ve müttefikimiz Almanya'yla birlikte girdiğimiz savaş Çanakkale önünde sürmektedir. Cephedeki askeri görür gibi olur, birden başka gerçeği hatırlar, vatanın durumunu. Çanakkale geçilirse vatan yerle bir olacaktır.?

İlginin yoğun olduğu konferansa Devlet Demiryolları 6. Bölge Müdürü Mustafa Çopur, Muhtarlar Derneği Başkanı Mahir Arslan ve Muhtarlar Federasyonu Başkanı Ramazan Özünal da katıldı.

 

ADANA (İHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.