Merhamet etmeyene merhamet olunmaz?
Peygamber Efendimiz: ?Yeryüzündekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsin? buyurmuşlardır. Canlılara merhametli olmayı isteyen İslam inancı, onlara eza, cefa ve kötü muamele etmeyi de günah saymıştır.
Burada hayvan haklarında maksat canlılara eziyet ve kötü muamele etmemek; sebepsiz, gereksiz yere canlıları öldürmemek ve onları korumaktır. Hayvan hakkı aynı zamanda insan hakkıdır. İnsanın en önemli besin kaynağı hayvan ve hayvansal ürünlerdir. İnsanın canlılara olan ihtiyacı, canlıların insana olan ihtiyacından çok daha fazladır. İnsan olmadan canlılar yaşayabilir, ama canlılar olmadan insanın yaşaması zordur.
Bahsedilen sebeplerden dolayıdır ki Kur?an?da hayvanların insanlar için Allah?ın nimeti ve lütfu olduğu önemle ifade edilmiştir. Kur?an?da surelere bazı hayvanların adları verilmiştir: Bakara suresi, En?am (davar) suresi, balık suresi, fil, suresi ve arı suresi gibi. Tufan sırasında Hz. Nuh nesilleri tükenmesin diye her hayvan türünden bir çift gemiye almıştır. (Hud, 11/40)
Susuz köpeğe su veren kadın
Peygamber Efendimiz: ?Yeryüzündekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsin? buyurmuşlardır. Canlılara merhametli olmayı isteyen İslam onlara eza, cefa ve kötü muamele etmeyi günah sayar.
Peygamber Efendimiz ?Bir kişi susuzluktan ölmek üzere olan köpeğe su verdiği için cennete, bir kadın da bağladığı kedinin açlıktan ve susuzluktan ölümüne sebep olduğu için cehenneme gitmiştir? Buyurmuşlardır. (Buhari, Şirb, 9; Müslim, Sayd, 151). Hayvana iyi veya kötü davranmanın ahiretteki hükmü budur. Dini hayatın yoğun olarak yaşandığı hac mevsiminde herhangi bir canlıyı öldürmek cezalanmayı gerektiren bir suç sayılmıştır.
Adamın biri bir sığırın sırtına yük yüklemiş ve yola koyulmuştu. Sığır döndü ve adama dedi ki: ?Ben bunun için yaratılmadım? (Buhari, Enbiya, 54). Bir hayvanı yaradılış amacı dışında kullanmak, ona taşıyamayacağı bir şey yüklemek, hayvanı darb etmek günahtır.
Allah Resulü: ?Ateşle ancak ateşin Rabbı azap eder? buyurmuştur (Buhari, Cihad) Onun için hiçbir canlıya ateşte yakılarak azap ve işkence etmek caiz değildir. Allah Resulü: ?Hak Teala her şeyin güzel yapılmasını ister. Bir hayvanı boğazlarken onu güzel bir şekilde boğazlayınız.? (Müslim, Sayd, 57) buyurmuşlar. Yani hayvanı boğazlamak gerektiğinde bilenmiş keskin bir bıçakla ve mümkün mertebe az acı çektirerek kesiniz.
İslam?da hayvanlar Yüce Allah?ın yarattığı ve O?nun lütufkârlığını gösteren mübarek yaratıklardır. Burak, Hz. Salih?in devesi, Hz. Ali?nin Düldül?ü, Hz. İbrahim?in koçu gibi bazı hayvanların cennete gireceğini kabul edenler de vardır. Ünlü sufi Bayezid Bistamî, Hemedan?dan, beldesi Bistam?a gelince heybesinden birkaç karınca çıkmış, karıncaları alıp Hemedan?a götürmüş, bulundukları yere bırakmış ve bu canlıları yuvalarından ve toplumundan uzaklaştırdım diye üzülmüştü. Bu durum bugün de İran?da hayvan severler tarafından insanlara ideal ve simgesel bir örnek olarak sunulmaktadır. İslam toplumunda, özellikle zahidler ve ermişler arsında vejetaryen denilen etyemezler mevcut olagelmiştir. Fütüvvet ehli avcıları, kuşbazları ve kasapları aralarına almazlardı. Bu işler sakıncalı meslekler olarak görülürdü.Kuşların ve bazı hayvanların korunmaları için İslam toplumlarında vakıflar kurulmuş, kuş evleri yapılmış veya bazı vakıfnamelerde bu işler için bir fasıl ayrılmış, bir fon oluşturulmuştur. Canlılara ilgi duyma, acıma, yazıklama, merhamet etmek ve onları koruma, sevap kazandıran güzel davranışlar olarak görülmüş, bu husustaki bilgilere ve hükümlere ahlak ve fıkıh kitaplarında da yer verilmiştir.
Kürk ve kozmetik için avlanan hayvan
Tabiidir ki zararlarından korunmak için akrep, zehirli yılan, kuduz köpek gibi hayvanların usulüne göre ve ihtiyaç ölçüsünde itlafı caizdir.
Bugün yumurtlama ve yavru yapma mevsimlerinde avlanmak yasaklanmış, nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kaplan, kaplumbağa, kuş ve balık gibi bazı hayvanların türleri koruma altına alınmıştır. Geliştirilmiş av aletleri ve tuzaklarıyla hayvanların, kuşların ve balıkların avlanması, canlı katliamına dönüşmüş, bazı yerlerde bazı canlı türleri yok edilmiştir. Kürkleri ve yahut kozmetik sahası için bazı hayvanların avlanması da ayrı bir faciadır. Zirai mücadelede kullanılan zehirli ilaçlar, birçok canlı türünü ya yok etmiş veya yok olma noktasına getirmiştir. Böylece biyoloji ve zooloji sahasındaki denge bozulmuştur. Bozulan biyolojik denge ve kırılan besin zinciri insan hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Batı?da da olduğu gibi Doğu?da da eğlenmek, keyif almak ve hoş vakit geçirmek için canlılara işkence ve vahşice muamele edilmektedir. İspanya başta olmak üzere bazı ülkelerdeki boğa güreşleri, deve ve horoz dövüşleri buna örnektir.
Roma?da arenalarda hayvanlara akıl almaz işkenceler edilirdi. Modern çağın ilim babası ünlü filozof Descartes, hayvanların ruhları olamadığı için acı hissetmediklerini söyleyerek hayvanlara verilen eziyeti meşru görme eğiliminde idi. Buna karşı antik çağ filozoflarından Pythagoras ve şair Bion hayvanlara kötü muameleye karşı çıkmışlardı.
İlk defa hayvanları koruma ve hayvanlara kötü muameleyle mücadele etme derneği 1824?te İngiltere?de kurulmuş ve diğer ülkelerde de bu amaçla çeşitli dernekler kurulmuş, yasal düzenlemeler yapılmış ve yönetmelikler çıkarılmıştır.
Hayvanları himaye etme, hayvanlara kötü muamele ile mücadele etme, türlerin soylarını sürdürmeleri için çalışma, biyolojik çeşitlilik, insan sağlığı ve ekonomik açıdan önemli olduğu kadar, din, ahlak ve hukuk açısından da önemlidir. İnsanın görevi doğayı harap etmek değil, mamur etmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.