Mehmet Yürekli: Arif Nihat Asya ile Orhan Veli Kanık’ın bayrak sınavı

Mehmet Yürekli: Arif Nihat Asya ile Orhan Veli Kanık’ın bayrak sınavı
İki şairden iki bayrak şiiri okuyacaksınız. Jürisiniz, lütfen ciddi olun, notlarınızı alın. Şiirleri hissederek okuyun.. Karşılaştırma, değerlendirme yapacaksınız çünkü.

Bu yazıda bir şiir yarışması yapacağım.

Bütün ülke jüri olabilir ama..

Bu yarışmada jüri, siz sevgili okuyucularım olun.

*****

İkisi de şair..

Biri Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904, Çatalcaİstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara)..

Diğeri Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950)..

Arif Nihat Asya Orhan Veli Kanık’tan on yaş büyük.

İkisinin de hayat hikayeleri ilginç.

*****

Bu yaş farkı, Orhan Veli için tarihi ıskalamak anlamına geliyor..

Birinci Dünya Savaşı başladığında Arif Nihat on yaşında, Orhan Veli dünyaya yeni gelmiş bir bebek..

Milli Mücadele’de Arif Nihat on sekiz yaşında lise öğrencisi..

Orhan Veli altı yaşında çocuk..

Cumhuriyet ilan edildiğinde Arif Nihat üniversite öğrencisi, Orhan Veli henüz on yaşında bir çocuk..

*****

Arif Nihat, Osmanlının son kuşağından.. Adana’da yazıyor şiirini, halkın arasında yaşayan bir öğretmen, Adanalıların bayrak sevgisine ve hissiyatına tercüman oluyor..

Orhan Veli, Cumhuriyetin ilk kuşağından. İstanbul’da yazıyor şiirini, Batıcı kültür sanat iktidarının şımarık çocuğu ve Beyaz Türklerin sesi..

*****

İki şairden iki bayrak şiiri okuyacaksınız.

Jürisiniz, lütfen ciddi olun, notlarınızı alın.

Şiirleri hissederek okuyun..

Karşılaştırma, değerlendirme yapacaksınız çünkü.

*****

Önce Orhan Veli’nin Bayrak şiiri..

BAYRAK

Ey bir muharebe meydanında 

Avuçları kanımla dolu,

Kafası gövdemin altında,

Bacağı kolumun üstünde,

Cansız uyanan insan kardeşim!

Ne adını biliyorum,

Ne günahını.

İhtimal aynı ordunun neferleriyiz,

İhtimal düşman.

Belki de tanırsın beni.

Ben İstanbul' da şarkı söyleyen

Teyyareyle Hambur' a düşen,

Majino' da yaralanan,

Atina' da açlıktan ölen,

Singapur' da esir edilenim.

Alınyazımı kendim yazmadım.

Bununla beraber biliyorum,

O yazıyı yazanlar kadar olsun,

Çiçekli dondurmanın tadını,

Cazbant sesindeki sevinci,

Meşhur olmanın azametini.

Sen de nimetler tanırsın biliyorum;

Çaydan, simitten,

Kalınca bir paltodan gayrı.

Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik

Bir kadeh

Black And White viski,

Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.

Kimi yıllık çalışmanın

Bir kurşunluk hükmü varmış,

Hayata

Harkof bölgesinde atılmakmış nasip;

Aldırma.

Biz bir bayrak getirdik buraya kadar;

Onu daha ileriye götürürler;

Şu dünyada topu topu

İki milyar kişiyiz,

Birbirimizi biliriz.

Orhan Veli

*****

Sırada Arif Nihat’ın Bayrak şiiri var:

BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!

Arif Nihat Asya

*****

Bana bir şey söylemenize gerek yok.

Verdiğiniz not ise politik olacak.

Sizde kalabilir.

Siz meseleyi anladınız!

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum