Mazman: "Büyük Paralar Harcadığımız Suyu Denize Boşaltıyoruz"

Mazman: "Büyük Paralar Harcadığımız Suyu Denize Boşaltıyoruz"
 Türkiye’nin en bereketli ovalarından birisi olan Çukurova’da su sıkıntısının çekilmediğini ancak suya ulaşmak için gereken enerji maliyetlerinin...

 

Türkiye’nin en bereketli ovalarından birisi olan Çukurova’da su sıkıntısının çekilmediğini ancak suya ulaşmak için gereken enerji maliyetlerinin çiftçiye büyük yük bindirdiği belirtildi.

  Yüreğir Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Mazman, çağdaş sulama sistemi olan damlama sulama yöntemine geçişin günümüzde artık zorunluluk haline geldiğini belirterek, “Basınçlı sulama sistemiyle uygulanacak damlama sulama, enerji maliyetini de ortadan kaldırdığı için üretici için ideal seçenektir” dedi.

  Çukurova’da son zamanlarda yeni tesis edilen bahçelerin çoğunda artık damlama sulama sistemi kurulduğunu belirten Ümit Mazman, “Ancak bu sistemi seçerken de doğru ve kaliteli tercihi yapmak gerekiyor. Projelendirme hatası, yanlış malzeme ya da doğru olmayan sistem seçimleri yüzünden çiftçilerimiz verimlilik sorunu yaşayabiliyor. Bu konuda T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan destek bekliyoruz” diye konuştu.

  Mazman, bölgede 20-25 yıl önce dikimi yapılan bahçelerde damlama sulama sistemine yüzde 30-40 oranında geçildiğini, bu rakamın bahçelerin büyük bölümünde halen eski tip salma sulama sistemi kullanıldığı anlamı taşıdığını kaydetti.

 

  DAMLAMA SULAMANIN AVANTAJI

  Damlama sulamanın, en büyük avantajının meyve standardizasyonu sağlaması, gübrelemede daha az kullanıma ihtiyaç hissettirmesi olduğunu belirten Ümit Mazman, “Damlama sulamada  bitkiye daha az su verilmiyor. Fazla da verilmiyor. Bitkinin ihtiyacı kadar olan su veriliyor. Ne azı ne fazlası” ifadelerini kullandı.

  Salma sulamada 100 ton su verilen bir bahçede damlama sulamaya geçildiğinde bunun 10 tona düştüğünü anlatan Mazman, “Damlama sulama yoluyla eski tip sulama anlayışına göre 10 kat daha az su kullanılıyor ve daha iyi sonuç alınıyor. Çünkü salma sulamada bitkinin kökleri hava alamıyor. Havasızlık ise bitkinin strese girmesine, enerji kaybetmesine yol açıyor. Bu da verim kaybına ve üründe kalite düşüklüğüne yönelik bir sonuç yaratıyor” dedi.

  Damlama sulamada en başarılı uygulamanın ise basınçlı sulama sistemi ile birlikte yürütüldüğünde alındığını kaydeden Mazman, “Özellikle Çukurova’da yer fıstığı ve mısırda bu yönde bir geçiş başladı. Daha çok da basınçlı sisteme uygun eğimli arazi yapısına sahip Çatalan Barajı çevresinde uygulanıyor. Ancak bunun tüm Çukurova’da uygulanması mümkün. Çünkü Çatalan Barajı ile Çukurova arasında 80-90 metrelik bir kot farkı var ve cazibe (doğal eğim) ile  akacak su 7-8 barlık bir basınç oluşturuyor. Bu basınç da ovada bu tip sulamayı mümkün kılmak için yeterli“ diye konuştu.

 

  "SU ÇOK AMA ENERJİ MALİYETLİ"

  Çukurova’da su konusunda bir sıkıntı yaşanmadığını ancak suyu çıkartmak için gerekli enerji maliyetlerinin üreticiye büyük maddi yük getirdiğini bildiren Mazman, “Enerji, zaten diğer girdi maliyetleriyle mücadelede eden üretici için çok ciddi bir maliyet daha yaratıyor. Çünkü, eğer elektrikli bir motor kullanacaksanız, her arazi için elektrik hattı çekilmesi gerekiyor. Tampon ünitesi kurulması gerekiyor, ayrı filtre ünitesi kurulması gerekiyor.  100 dönümde olsa 10 dönümde olsa her arazi için ciddi anlamda bir tesis kurmanız gerekiyor. Eğer,  dizel bir pompa kullanıyorsanız saatte 2- 2,5 litre civarında bir mazot yakıyor. Bu da saatte 10 liraya tekabül ediyor. Tabi bunlar 8-10 beygirlik çok küçük pompalar için. Pompa gücü büyüdükçe yakıtlar 10 litrelere kadar çıkıyor ve maliyetler artıyor.  Ama kapalı sistem dediğimiz, cazibesiyle kot farkının yüksek olduğu Çatalan Barajı gibi yerlerden gelecek su, tüm bu maliyet sorununu ortadan kaldırır. Basınçla araziye herhangi bir enerji taşımanızı gerektirmeden, bir su sayacı ve vana ile kullanarak bu sistemi kurabiliyorsunuz“ diye konuştu.

 

  "ÇABALAR ARTTIRILMALI"

  Bulama birliklerinin son yıllarda yürüttüğü bu yöndeki çabalarının arttırılması gerektiğini belirten Mazman, şöyle devam etti:

  “Şimdi sulama birliklerine dönüm başına belli bir miktar ödenerek istediğiniz kadar su kullanabiliyorsunuz. Genelde de fazla kullanılıyor. Çünkü bunun bir sınırı yok. Sonuçta, fazla su denize dökülüyor. Yani çok büyük paralar harcayarak kurduğumuz barajlardan getirttiğimiz suları, denize akıtıyoruz. Böylece tüm dünyanın tasarrufunda büyük özen göstermeye başladığı, önemi her yıl daha da artan suyu hoyratça kullanmış oluyoruz. Milli serveti hatta global olarak düşündüğümüzde dünyanın servetini boşa akıtıyoruz. İşin bir başka boyutu da suyu hoyratça kullanırken, tasarruf etmemiz gereken bir diğer unsur olan enerjiyi de gereksiz yere sarf etmiş oluyoruz. Üstelik enerjinin pahalı kullanıldığı bir ülke olmamıza rağmen. Enerjiyle sulamada her dakika başı harcanan bir para söz konusu iken damlama sulamayı bir kere kuruyorsunuz. Dönümü 500-600 lira harcayarak sorunu kökten çözüyorsunuz. Üstelik Ziraat Bankası kredileriyle bunu 5 yıl ödemeli şekilde kullanabiliyorsunuz. Tüm bunlara rağmen halen Çukurova gibi imkanlara sahip olan bu bölgede basınçlı sistemle damlama sulamayı yaygınlaştırmamak kabul edilebilir bir konu değil. Bir an önce bu sistemi yaygınlaştırmak  gerekiyor. Çünkü artık Çukurova’da bu sistemin uygulanamayacağı bir alan kalmadı"

İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.