Maliye Bakanı Ağbal 2017 bütçe sonuçlarını değerlendirdi
ANKARA
Maliye Bakanlığınca 2017 yılının aralık ve ocak-aralık dönemi bütçe uygulama sonuçları açıklandı.
Maliye Bakanı Ağbal 2017 bütçe sonuçlarını değerlendirdi
Maliye Bakanı Ağbal, "2017 bütçesi 47,4 milyar lira açık verdi. Bu, OVP'de revize edilen rakamdan 14,3 milyar lira daha olumlu." dedi.
15.01.2018
Buna göre, aralıkta bütçe gelirleri, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,4 artarak 55,8 milyar liraya yükseldi. Bütçe giderleri ise aynı dönemde yüzde 4,5 artarak 76,6 milyar liraya çıktı.
Bütçe gelirleri geçen yıl 2016'nın aynı dönemine kıyasla yüzde 13,8 artarak 630,3 milyar lira, bütçe giderleri de yüzde 16 artışla 677,7 milyar lira oldu.
Böylece merkezi yönetim bütçesi, aralıkta 20,9 milyar lira, ocak-aralık döneminde 47,4 milyar lira açık verdi. Bütçe açığı geçen yıl 2016'ya göre yüzde 58,3 artış gösterdi.
"Olumlu bütçe performansı"
Toplantıda yaptığı değerlendirmede geçen yılın başında bütçe açığını 47 milyar lira olarak öngördüklerini anımsatan Ağbal, "En son açıkladığımız Orta Vadeli Program'da (OVP) özellikle artan harcamalar nedeniyle yıl sonunda bütçe açığını 61,7 milyar lira olarak revize etmiştik. O rakamı esas alırsak bütçe açığında yaklaşık 14,3 milyar lira daha olumlu bir bütçe performansı oluşmuş oldu. Bütçe açığı noktasında, merkezi yönetim bütçesi itibarıyla hedef bütçe açığını gerçekleştirmiş durumdayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Sektörel vergi indirimleri ekonomiyi canlandırdı"
2017 yılının başında öngörülen büyüme oranının yüzde 4,4 olduğunu anımsatan Ağbal, "OVP'de söz konusu oranı yüzde 5,5 olarak revize ettik. Şimdi rakamlar işaret ediyor ki Türkiye'nin 2017 sonu itibarıyla büyüme oranı yüzde 7 civarında olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, sektörel vergi indirimleri kapsamında mobilyada, beyaz eşyada, konutta geçici indirim yaptıklarına işaret ederek, bunun ekonomiyi canlandırdığını ve vergi gelirlerinde yılın ikinci yarısında artış sağladığını söyledi.
"Vatandaş vergisini tam ve zamanında ödedi"
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, ekonominin, kamu maliyesinin toparlanamayacağı, bütçe açıklarının kontrol edilemeyeceği yönünde söylemlerin olduğunu hatırlatan Ağbal, Türkiye ekonomisinin, gücünü ortaya koyduğunu ve vatandaşın bu canlanmaya paralel olarak vergisini zamanında ve tam olarak ödediğini ifade etti.
Ağbal, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerinin 2016 'da cari yıl içinde tahakkuk ettirdiği vergilerle tahsilatların oranının yüzde 87 olduğunu belirterek, "2016’da her 100 liralık vergi tahakkukunun 87 lirasını vatandaş kendisi gönüllü olarak ödedi. 2017’de bu oran, yüzde 94’e çıktı. Bu son derece önemli. Vergilerini tam ve zamanında ödeyen tüm vatandaşlarımıza, vergi mükelleflerimize teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Türkiye'nin mali disiplini kararlı bir şekilde sürüyor"
Bir ülkenin bütçe performansını değerlendirmede bütçe açığının milli gelire oranının esas alınan ölçütlerden biri olduğuna işaret eden Ağbal, şöyle konuştu:
"2017 yılı başında bu dönemki Orta Vadeli Program rakamlarını esas aldığımızda, hedeflenen bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,5 civarındaydı. En son OVP'de merkezi yönetim bütçesi açığının milli gelire oranı yüzde 2'ye yükseltmiştik. Açıklamış olduğum bütçe açığı rakamları bu açıdan son derece sevindirici. Yaptığımız değerlendirmeye göre, 2017 sonu itibarıyla merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,5 seviyesinde kalmış olacak. Bu da Türkiye'nin mali disiplinini kararlı bir şekilde sürdürdüğünün açık bir göstergesidir."
Ağbal, merkezi yönetim bütçesinde elde edilen olumlu başarının genel devlet bütçe dengesini de olumlu yönde etkileyeceğini belirterek, OVP'de 2017 için genel devlet bütçe dengesinin yüzde 2,4 olarak tahmin edildiğini, merkezi yönetim bütçesindeki olumlu gelişmeye paralel olarak 2017 sonu genel devlet bütçesi açığının mili gelire oranının da yüzde 2'nin altına düşeceğini ifade etti.
"Bütçe açığının milli gelire oranı ortalama yüzde 1,1"
Son 8 yılda ortalama bütçe açığının milli gelire oranını diğer ülkelerle karşılaştıran Ağbal, "2010-2017 döneminde G7 ülkelerinde bütçe açığının milli gelire oranı ortalama yüzde 5, OECD ülkelerinde yüzde 4,5, Avro Bölgesi'nde yüzde 3,1, gelişmekte olan ülkelere bakıldığında ise bu oran yüzde 2,8. Aynı dönemde Türkiye'nin bütçe açığının milli gelire oranı ortalama yüzde 1,1. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin sağladığı başarı aşikar." diye konuştu.
Ağbal, bu dönemde ortalama kamu borç stokunun milli gelire oranını da karşılaştırarak, "2010-2017 döneminde, G7 ülkelerinde kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 118, OECD ülkelerinde yüzde 107, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 41. Türkiye'de ortalama bu oran yüzde 31.Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı itibarıyla ortaya çıkan performansı da son derece çarpıcı." dedi.
Geçen senenin bütçe performansının bu kadar olumlu olmasının kamu tasarruflarını desteklediğini bildiren Ağbal, ayrıca cari açığın daha da aşağı çekilmesi, enflasyonla mücadeleye katkı sunması ve makrofinansal istikrarı olumlu yönde etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
"Yapılandırma çerçevesinde ödemeler devam ediyor"
Ağbal, 2017'de vatandaşların yeniden yapılandırma kanunları çerçevesinde ödemelerine devam ettiğini vurgulayarak, "2017 sonu itibarıyla yeniden yapılandırmadan toplanan gelir 28,2 milyar liraya çıktı. Bu kapsamda 2017'de 14,5 milyar lira tahsilat yaptık." ifadesini kullandı.
Makro finansal dalgalanmalara rağmen faiz giderleri harcamasının 56,7 milyar lirayla bütçe öngörülerinin altında kaldığını anlatan Ağbal, "Hizmet bütçesi tarafında ortaya çıkan gelir imkanı da kullanılarak vatandaşımıza daha fazla hizmet götürürken, yıl içerisinde ortaya çıkan riskleri karşılarken faiz noktasında bütçe, hedefi içerisinde kaldı. 2002'den bu yana faiz giderlerinin bütçe giderleri içindeki payının azaldığını görüyoruz. Aynı şekilde her topladığımız 100 liranın 2002 yılında 86 lirası faize giderken, 2017 yılı itibarıyla bu rakam 10,6'ya düştü. Özellikle faiz noktasında sağlamış olduğumuz aşağı yönlü olumlu performans son derece önemli." ifadesini kullandı.
Mali disiplin vurgusu
Güçlü kamu mali yapısı ve sağlanan mali disiplinin Türkiye'nin en önemli çıtalarından birisi olduğunun altını çizen Ağbal, şunları kaydetti:
"Ülke olarak yaşadığımız zorlayıcı tüm iç ve dış koşullara rağmen mali disiplinden taviz vermeden ekonomiyi destekleyic,i yerinde ve doğru teşviklerle beklentilerimizin üzerinde büyüme ve hedefle uyumlu bütçe performansı sergileyerek 2017'yi tamamladık. 2018'de de mali disiplinden taviz vermeden eğitime, sağlığa, kamu ve özel sektör yatırımlarına, üretim, istihdam, ihracatı destekleyecek teşvik ve düzenlemelere, işletmelerin finansmana ulaşmasına kolaylaştıracak uygulamalara, daha fazla kaynak ayırmaya devam edeceğiz."
Ağbal, meselelere hiçbir zaman için statik bakmayacaklarını dinamik değerlendireceklerini belirterek, "Ekonomik aktivite ve beklentiler dinamiktir. Önümüzdeki süreç içerisinde kamu maliyesi gerektiğinde genişleyecek, gerektiğinde daralacak ama ekonomik istikrarı ve mali disiplini hiçbir şekilde elden bırakmayacağız. 15 yıldır AK Parti hükümetleri mali disiplinden vazgeçmedi, Türkiye ekonomisinin bu yüksek büyüme rakamlarını yakalamasında her zaman için mali disiplin önemli bir gösterge olmuştur." diye konuştu.
"İlave maliyetlerden geleceğe dönük olarak kurtulmuş olduk"
Bakan Ağbal, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Taşeron işçilerin kadroya alınma süreci ve bütçeye getireceği yüke ilişkin soru üzerine, başvuru sürecinin sona erdiğini anımsatan Ağbal, ilgili idarelerin, 90 gün içinde geçişle ilgili süreci tamamlayacağını söyledi.
Ağbal, taşeron işçiler için daha önceden firmalara ödeme yapıldığını, artık bu firmaların aradan çıkmış olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Sadece bu arkadaşların kamuya geçişleriyle beraber kendilerine maaşlarını ödeyeceğiz. O açıdan bakıldığında ihale sürecinin getirdiği ilave maliyetlerden geleceğe dönük olarak kurtulmuş olduk. Buna karşılık da dolaylı olarak yapmış olduğumuz ücret ödemelerini şimdi doğrudan doğruya yapmış olacağız. Bu arkadaşlarımızın kamuya geçişleriyle beraber belki işçi kadrolarına atanmalarına bağlı olarak kendilerine ilave tediye ödemesi yapılması bağlamında bütçeye ilave yük gelecek ama diğer taraftan özellikle ihale süreci içinde oluşan maliyetlerin de artık oluşmaması nedeniyle ilave giderlerden kamu kurtulmuş olacak. Geciş süreçi tamamlandıktan sonra kamuya geçecek kişi sayısına bağlı olarak kamu maliyesinde bir taraftan harcamaları aşağı çeken boyutları olacak bir taraftan da ilave harcama artışı oluşturan boyutları olacak. Onu hesapladıktan sonra sizlerle paylaşacağız."
"Harcama eğilimlerini artırabilir"
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in, taşeron işçilerin kadroya alınmasının büyümeye katkı yapacağı yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine ise Ağbal, insanların, gelirlerine ve geleceğe dönük iş güvencesine bağlı olarak harcama eğilimlerini artırabileceğini söyledi.
Ağbal, "Bu kişilerin daha fazla özel tüketim harcaması yapacağı varsayımına bağlı olarak büyümeye talep yönünden katkı yapacağı söylenebilir. Bu açıdan gerek özel talep üzerindeki gerekse bütçe üzerindeki etkisini önümüzdeki aylarda göreceğiz." ifadelerini kullandı.
AK Parti hükümetleri döneminde dolaylı vergilerde indirime gidildiğini vurgulayan Ağbal, eğitimden, sağlığa, temel gıda maddelerinden sosyal harcamalara kadar pek çok alanda KDV indirimlerine gidildiğine dikkati çekti. Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"En son özel iletişim vergisi oranlarını düşürdük. Hükümet olarak elimizdeki mali imkanları, ekonomideki ihtiyaçları gözeterek, vatandaş refahını esas alarak bugüne kadar çok sayıda vergi indirimi düzenlemesi yaptık. AK Parti hükümetleri olarak yaptığımız asgari geçim indirimi uygulaması, aslında gelir vergisi açısından devrim niteliğinde düzenlemedir. Asgari geçim indirimiyle vatandaşın ödediği gelir vergisini efektif olarak aşağı çektik. Vergi indirimleri konusunda her zaman vatandaş lehine olan imkan bulduğumuzda bunu yaptık, bundan sonra da yapmaya devam ederiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.