M. Zahit Kotku'nun Dua Hazinesi Hat ile taçlandı

M. Zahit Kotku'nun Dua Hazinesi Hat ile taçlandı
Hattat Mehmet Arif Vural, Merhum İslam mutasavvıfı ve din alimi Mehmet Zahit Kotku'nun Evrad'ı Şerif'ini Hat Sanatı ile taçlandırdı ve yeniden zikir ehlinin...

Hattat Mehmet Arif Vural, Merhum İslam mutasavvıfı ve din alimi Mehmet Zahit Kotku'nun Evrad'ı Şerif'ini Hat Sanatı ile taçlandırdı ve yeniden zikir ehlinin hizmetine sundu.

Merhum İslam mutasavvıfı ve din alimi Mehmet Zahit Kotku'nun ilk baskısı senelerce önce Seha Neşriyat tarafından yapılan, büyük rağbet gören ve çoğu müminin yeni nüshasını bulmak için çaba sarf ettiği Âyet ve Hadislerden Dualar ve Zikirler Evrad-ı Şerif adlı eseri, Hattat Mehmet Arif Vural'ın hattı ile birlikte büyük boy olarak Arapça Metin ve Türkçe Anlamı ile birlikte yeniden kaleme alındı.  

Arapça metinlerini Ünlü Hattat Hamid'in talebesi olan ve Kuran'ı Kerim'i de Hat ile yazmış hattatlardan Hattat Mehmet Arif Vural'ın kaleme aldığı eserin grafik tasarımı ve düzenini Orhan Altuntaş'ın hazırladığı eser okurların gözünü yormayacak sarı renkli kuşa kağıda büyük boy ve deri ciltli olarak sunuldu.  

Eser içindekiler kısmı ve Kotku'nun önsöz yazısı ile başlıyor.  Daha sonra Mehmed Zâhid KOTKU (K.S.) Hazretlerinin Hayatı anlatılıyor.

Kaside-i Bürde ve İmam-ı Busirî (K.S.) Hazretleri ile ilgili bir tanıtım yazısının ardından zikir ehlini ilgilendiren ana bölümlere yer veriliyor.

Her gün okunacak Evrad bölümünde; Duâ ve İşrak Namazı ile ilgili Hadîs-i Şerifler, Kur'an-ı Kerim okumaya başlarken okunacak Duâ , Yâsin-i Şerif Sûresi, Salat-ı Tefriciye Duası , Esmâü'l Hüsnâ (Cenâb-ı Hakk'ın 99 ismi), Uyurken ve Sabah Kalkınca Okunacak Dualar yer alıyor.

Eserin Cuma Evradı kısmında; Hamd Ayetleri, Şükür Duası, Hamd Hakkında Hadîs-i Şerifler, Sultan Abdülkadir-i Geylânî'nin (r.a.) Duası , Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ism-i şerifleri, Ebu Bekr es-Sıddık'ın (r.a.) Kasidesi, Bürde Kasidesi, Cuma Günü Duası yer alıyor.

Cumartesi Evradı, Pazar Evradı, Pazartesi Evradı, Salı Evradı, Çarşamba Evradı ve Perşembe Evradı bölümlerinde her gün için okunacak dualar yer alırken, bir sonraki bölümde okurlara Secde Ayetleri sunuluyor.

Merhum alim Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin esere yazdığı önsözün tam metni şöyle:

Aziz kardeşlerim!

Müslüman yaşamayı, Müslüman ölmeyi ve ilelebed cennette kalmayı Hak Teâla bize nasip etsin. Amin! Bu isteğimizin aşağıdaki duaları okuyarak, kabulünü niyaz ederim.

Bu güne kadar pek çok dua kitapları yayınlanmıştır. Ben âciz kardeşiniz, siz aziz kardeşlerime ve diğer Müslüman kardeşlerime bir hizmet olur düşüncesiyle, muhterem hocamız Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevî (k.s.) Hazretlerinin tertip ettiği ve bizlere emanet ettikleri ve iki bin sahifeyi tutan üç kitaptan aldığımız ve bunlara ilaveten Buharî, Tirmizî, Câmi-üs Sâğir ve Râmuz kitaplarından aldığımız ve Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın bizlere öğrettiği dualar; Allah'a hamd etmeye dair âyet-i kerimeler ile tehlil (La ilahe illallah) ve tevhide ait âyet-i kerimeleri, bir de bunlara ilaveten evliyaların isimlerinin anıldığı yerlere, İlahî rahmetin ineceğinden onları da eklemek sureti ile bu dua kitabını istifadenize sunmaktayım.

Dualarınızla bizim de Hakkın rızasına ermemize sebep olursunuz. Abdest alıp tam bir ihlâs ile okuyacağınız dualarınızı Cenab-ı Hak kabul buyursun. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şefaatçimiz olsun. Âmin! Bu okuyacağımız Kur'an duaları, Usame (r. a.)'m Resulullah (s.a.v.) Hazretlerinin emri ile Kur'an-ı Kerim'den toparladığı yedi günlük duadır.

Şöyle ki:

"Üsame (r.a.) bir zamanlar, Acemistanın İsfahan şehrine git¬miş. O gün orada (Karamıta) denilen sapık bir mezhep hakim-miş. Mübarek ve muhterem Usame Hazretlerini hapse atmışlar ve sabrı tükeninceye kadar da işkence etmişler. Bir Cuma gecesi rüyasında Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretlerini görmüş. Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretleri; "Ya Usame! Kalk Kur'an-ı Kerim'i al ve ondan yedi günlük dua çıkar. Haftanın her günü için hususi bir dua belirle ve her gün o duayı oku. Muhakkak sen hapisten çıkar ve bu halinden daha güzel bir hale erişirsin. "Cuma günü için Kur'an-ı Kerim'de bulunan bütün hamd (Allah'ı övme) âyetlerini, Cumartesi günü Kur'an'daki bütün istiğfar (bağışlanma) âyetlerini, Pazar günü Kur'an'daki bütün teşbih âyetlerini, Pazartesi günü bütün tevekkül âyetlerini, Salı günü selâmet (sı¬kıntılardan kurtuluş) âyetlerini, Çarşamba günü bütün tehlil (La ilahe illallah) âyetlerini, Perşembe gününde Kur'an-ı Kerimde bulunan bütün dua âyetlerini toplamasını ve bu duaları günü gününe okunmasını tavsiye etmiştir. O mübarek zât Peygamber efendimizin emrine uyarak bu duaları hazırlamış ve okumaya başlamış. Allah'ın izniyle bu duaların tesiriyle hapisten kur-tulmuştur. Bundan dolayı, her kim samimiyetle ve inanarak bu duaları okursa, mutlaka isteklerinin Allah-ü Teâlâ'nın izniyle gerçekleşeceğinden şüphe edilmemelidir. Sonra bir çok dualar vardır ki, mesela; Abdülkâdir-i Geylânî'nin, Ahmed-i Rufaî Hazretlerinin, Hasan-ı Şazelî'nin, Muhammed Bahaeddin-i Nakşibendî Hazretlerinin ve daha nice büyüklerin hazırladıkları günlük ve haftalık dualar vardır. Fakat bu yedi günlük Kuran Evradı (duaları) gibi büyük bir dua kitabı meydana getirmenin imkânı yoktur. Onun için bunun kıymetini iyi bil ve her günkü duayı, günü gününe oku, niyetini iyi tut. Cenab-ı Hak senin ihti¬yaç duyacağın her şeyi bilir ve sana mükafatını da verir.

Yeter ki sen her daim onun yolunda ol, emirlerine itaat et ve yasaklarından da uzak ol. Sonra emirlerini ve yasaklarını iyi öğren ve mutlaka etrafındaki insanlara ve özellikle komşuları¬na bunları öğretmeye çalış. Bunu yapmadığın takdirde hakkın yolunda olmazsın. Bunu da iyi bilesin. Bu da Hazret-i Peygamberin (s.a.v.) tavsiyeleridir.

Bunu da Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde zikredilen, Usame b. Zeyd'in (r.a) hadîslerinden öğrenmekteyiz. Ayrıca hepimizin bildiği bir âyet-i kerime vardır, meâlen şöyledir: "Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, ya¬kıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (66/Tahrim 6) Yani insanların evvela kendilerini, sonrada kendi yakınlarını dünya ve âhiret ateşinden kurtarmaya çalışması başlıca görevlerinden olmakla beraber; çocuklarını güzelce öğretip, Allah'ın ve Resulünün emirlerini güzelce tutması, yine Allah'ın yasaklarını ve günahları bilip onlardan kaçması; ailesini, yakınlarını, dost ve arkadaşlarını, özellikle de komşularını kendisinin yaptığı hayırlı şeyleri yapmaya, günah ve yasak şeylerden kaçındırmaya çalışmak zorunlu vazifelerimizdendir.

Çünkü Müslümanlık nasihatle ayakta durur denilmiştir. Şu halde cehennemin ve dünyanın azabından hem kendini, hem de başkalarını kurtarmak her Müslüman'ın görevi değil midir?

Bu okuduğumuz duaların, yaptığımız ve yapacağımız bütün ibadetlerin Allah'ın huzurunda kabul olabilmesi için günahlardan tamamıyla sıyrılıp kurtulmak gerekir. Kötü huylar bu günahlardan hiç de aşağı değildir.

Mesela; bir eşkiyâ dağda yol keser, hırsızlık yapar para kazanır, bir diğeri de şehirde oturduğu yerde seni lafıyla kandırıp paralarını kolaylıkla alır. Şimdi bunların ikisi de eşkıya, biri gizli biri de aşikâr. İkisi de birbirinden tehlikeli. İşte günahlar da böyle, birisi aşikâr günah: Zina, kumar, adam öldürme gibi. Diğeri kibir, gösteriş, kıskançlık ve sair gizli günah. Bunların hepsinden sakınmak ve kaçınmak nasıl gerekli ise ibadetlerin kabul edilmesi için de mutlaka bütün büyük ve küçük günahlardan, bütün kötü huylardan ve günahlardan, hele de para sevgisinden (kendini kurtar da göreyim seni) kaçınmak lazımdır.

Allah (c.c.) hepimizi korusun. İnsan para sevgisine ve günaha kapılınca artık gözleri perdelenir. Hakkı görmez olur. İşte o zaman farkında olmadan doğruya yanlış, yanlışa da doğru dedikleri artık hepimizin gözü önünde meydana gelen hadiselerdendir. Onun için aziz ve muhterem kardeşim! Bu duaları güzelce oku, ibadetlerini de yap, sonra da günahlardan hem kendin kaç, hem de başkalarını kaçındır. Müslümanlık ancak böyle yaşar.

Müslümanlıkta buna "Emr-i bil ma'ruf, nehy-i anil münker" (iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak) denir. Müslümanlığın can damarıdır, iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak.

Sonra ikinci kısımda ise Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mübarek ağızlarından duyulmuş olan dualar vardır ki bunlar hepimi¬zin baş tacıdır. Bunlara ek olarak başka dualar da vardır. Bizleri duadan unutmamanıza vesile olur ümidiyle sizlere takdim ediyoruz. Hak Teâla cümlemizden ve cümlenizden razı olsun. Ebu Bekir Sıddık Hazretlerinin (r.a.) yukarıda bahsettiğimiz Âyet-i kerime hakkında söyledikleri meşhurdur. İnsanın gerek kendi-sini ve gerek diğerlerini ateşten koruması ve kurtarması, ancak cihad ve cihada yardım ile olacağından kimsenin şüphesi yoktur. Cihaddan ve ona yardımdan kaçmak, hem İslâmın yok olmasına sebep olur, hem de cehennemin içine düşülmüş olmasına sebep olur. Cihadın mutlaka kâfirlere karşı yapılması da şart değildir. Düşman ve kâfirler ile yapılan cihada küçük cihad denildiği bilinmektedir. Asıl cihad, örnek bir Müslüman olduğumuzu tüm dünyaya göstermeye çalışmaktır.

Onun için aziz kardeşim, sana sözlerimi tekrar edeyim:

Müslümanlık bir taraftan ibadet etmek diğer taraftan da yasak ve günahlardan kaçmaktır. İşte bunları öğren ve mümkün olduğu kadar her müslümana da öğretmeye çalış. Yalnız ibadetle kulluk tamam olmaz. Her hâl ü kârda hem ibadet, hem inanç, hem evlilik ve hem de alış-verişte Müslüman usulünden ve yolundan dışarı çıkma ve bunu her Müslümana söylemekten de çekinme vesselam.

Zira dua "Muhhu'l-ibadeh" (ibadetin özü) yani kulun Allah-ü Teâlâ'ya yalvarıp yakarmasıdır ki, kulun Hakka bu kadar yakın olduğu başka bir hal yoktur. Bu da Cenab-ı Hakk'ın en sevdiği haldir ki, kulunu bu halde ümitsiz ve üzüntülü bırakmaz. Elbette ve elbette isteklerini fazlasıyla verir. Sen de bundan habersiz kalma.

Senin kendi uydurduğun dua, dua değil, asıl dua Hakkın sana öğrettiği Kur'an lafızlarıdır. Sen bu duaları canı göülden oku ve bizleri de dualarından ayırma.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.