'Kur'an'ın eşkıyalığı onaylayan bir kitap olarak takdimi esef verici'
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Barışı hedefleyen bir kitabın, bu coğrafyada işlenen eşkıyalıkları onaylayan bir kitap olarak takdimi esef vericidir" dedi.
SAKARYA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Görmez, din dilinin, mahkeme ve yargı diline dönüştürüldüğünü belirterek, "Esirlerin boğazını kesmenin, korku imparatorluğu kurmak için bir PR değeri olduğunu biliyoruz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Sapanca ilçesinde düzenlenen "Yurtdışı Din Hizmetleri Konferansı"nın açılışında yaptığı konuşmada, son zamanlarda gerçekleştirilen terörist saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.
Tarih boyunca kaos dönemlerinde ortaya çıkan illetlerin, İslam inancını tehdit altına almaya başladığına işaret eden Görmez, İslam'ın inanç esaslarının Hazreti Muhammed'in İslam'ı tebliğ etmeye başladığı günden itibaren ilmek ilmek dokunduğunu ve tarih boyunca medeniyetler kurarak yoluna devam ettiğini anlattı.
Görmez, Kur'an-ı Kerim'den ayetlerden örnekler verdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kur'andaki Taha suresi 2. ayetini bugün şöyle tercüme ediyorum, 'Ben bu Kur'an-ı size eşkıyalık yapasınız, kendi şakiliğinizin referansı haline getiresiniz diye göndermedim'. Böyle denildiği halde Kur'an-ı Kerim'i her türlü eşkıyalığın meşrulaştırıcı bir aracı haline getirme çabalarını nasıl önleyebiliriz. Toplu halde barışa girmeyi hedef olarak koyan bir kitabın, bu coğrafyada işlenen eşkıyalıkları onaylayan bir kitap olarak takdim edilmesi ne kadar da esef vericidir. Allah’ın kitabı nasıl olur da şiddetin, insan onurunu ayaklar altına alan işkencenin meşrulaştırma aracına dönüştürülebilir."
"Cihat nasıl yağma kültürünün adı haline getirilebilir"
Mahkeme ve yargı diliyle sürekli cezalardan infazlardan bahseden bir din anlayışının uzun vadede kendini marjinalleştireceği ve marjinal örgütlerin enstrümanına dönüşeceğine işaret eden Görmez, "Bugün din dili, bir mahkeme ve yargı diline dönüştürüldü, bir ceza ve infaz dili haline getirildi. Bu şekilde dinin marjinalleşmesine ve marjinal örgütlerin enstrümanına dönüşmesine yol açtı. Coğrafyada bütün marjinal yapıların yaptığı şey bana sorarsanız budur" ifadesini kullandı.
Görmez, bilim ahlakı gereği "Bir kutsal kitap nasıl olur da insan aklını donduracak uygulamalara kaynak olarak kullanılabilir" sorusunun sorulabileciğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Esenliğin, barışın, huzurun kaynağı olan bir din nasıl olur da tam tersine şiddetin, öldürmenin, yıkıcılığın kaynağı haline getirilebilir. Yeryüzünde zulmü ve fesadı ortadan kaldırmanın adı olan cihat, nasıl olur da esir alıp insanları köleleştirmek kadınların namusuna tecavüz etmek gibi öldürme, yağma ve çapul kültürünün adı haline getirilebilir. Aksansız bir Oxford İngilizcesi ile esirlerin boğazını kesmenin İslam ile hiçbir ilişkisi olmadığını, herhalde akıl mantık sahibi her insan bilir ama bir korku imparatorluğu kurmak için bir PR değeri olduğunu hepimiz biliyoruz. Hiç kimse hiçbir ahlak ve hukuk tanımayan yağma ve çapul kültürüne İslam'dan bir mesnet aramaya kalkışmamalıdır."
Konferans, 30 Temmuz Perşembe günü sona erecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.