Kuran'ı Kerim'in ilk muhafızları
Kur?ân?ın ilk muhafızları olan vahiy kâtiplerini kimlerdi ve onların önemli özellikleri nelerdi? Doç. Dr. Muhittin Akgül, onlarla ilgili bakın hangi tespitleri bize yansıtıyor?
Kuran'ı Kerim, vahyedildiği günden bu yana bizzat Yaratıcımız Allah tarafından koruma altına alınmış ve hiç bozulmadan bu güne kadar gelebilmiş ilahi mesajlar içeriyor.
Diğer semavi dinlerin kitaplar tahrif edildiği halde, İslamiyet'in kutsal kitabı Kuran'ı Kerim, nasıl tek harfinine dokulmadan bugüne kadar muhafaza edilebildiğini, bilimsel makalelerle açıklayan Doç. Dr. Muhittin Akgül'ün, Işık yayınlarından neşredilen "Kuran Nasıl Korundu" adlı eserde, konunun tarihi ve bilimsey ayrıntıları yer alıyor.
"Kuran Vahyinin tespiti ve nakli, Kuran'ın ilk muhafızları: Vahiy Katipleri, Hayatını Kuran'a adamış bir sahabi: Zeyd b. Sabit, Kuran'la konuşan insanlar, Başka ülkelere gönderilen mushaflar ve Müslümanların Kur'an'a verdiği önem, Şaheser bir tefsir müellifi: Elmalılı Hamdi Yazır" kitabın ana bölüm başlıkları.
Haber 7 kitap Sayfası ekibi olarak biz sizlere, bu eserden "Kuran'ı Kerim'in ilk muhafızları" adlı bölümü yer yer özetleyerek alıyor ve adı geçen sahabelerle ilgili ayrıntıları yer darlığı nedeniyle kullanmıyoruz... Eksik yerleri kitaptan tamamlayabilirsiniz..
Kuran'ı Kerim'in ilk muhafızları
İslâm inancına göre Yüce Allah, insanlığın başlangıcından son peygamber Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) dönemine kadar, farklı zaman ve yerlere peygamberler ve onlar aracılığıyla ?suhuf ? ve ?kitap?lar göndermiştir. Yeryüzüne gönderilen son İlâhî kitap ise Kur?ân-ı Kerîm?dir. Kur?ân dışındaki kitaplar, asıllarına uygun bir şekilde günümüze ulaşmamışlardır. Bugünkü hâlleriyle Tevrat ve İncil ise, ancak indiği andan asırlar sonra kaleme alınmış, indiği dilin dışındaki bir dille yazıya geçirilmiş, dolayısıyla asılları orijinal hâlleriyle korunamamıştır.
İnsanlığa gönderilen son kitap olan Kur?ân-ı Kerîm hakkında Cenâb-ı Hakk, ?Kur?ân?ı biz indirdik O?nun koruyucuları da biziz? (Hicr, 15/9) ve ?Elbette O, öyle eşsiz bir Kitap?tır ki bâtıl ona ne önünden ne de ardından yol bulamaz (içine asılsız söz giremez), hikmet sahibi, çok övülen (Allah) katından indirilmiştir.? (Fussilet, 41/42) buyurmuştur. Cenâb-ı Hakk Kur?ân?ı, sebepler plânında da ashab-ı kiram vasıtasıyla korumuştur.
Kur?ân?ın yazılması, ezberlenmesi ve indiği şekliyle günümüze kadar gelmesinin pratikteki sebeplerini bütün yönleriyle incelemek, kapsamlı bir çalışmayı gerektirir. Biz bu makalede sadece Kur?ân?ın ilk muhafızları olan vahiy kâtiplerini ele alacak, onların biyografilerini kısaca inceleyecek ve önemli özelliklerini tespit etmeye çalışacağız.
Allah Teâlâ, Kitab?ı kendisine gönderdiği Hz. Peygamber?e (sallallahu aleyhi ve sellem) aynı zamanda, onu başkalarına ulaştırmayı da emretmiştir: ?Ey Peygamber! Rabbinden sana indirilen buyrukları tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun. Allah seni, zarar vermek isteyenlerin şerlerinden koruyacaktır. Allah kâfirleri hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.? (Mâide, 5/67).
Bu açık tebliğ emrini alan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), gelen vahyin tamamlanmasından sonra, etrafındaki kimselere onu okuyor ve yazdırıyordu. Hatta bu konuda o kadar hırslıydı ki Cibril tarafından kendisine getirilen vahyi kaçırırım endişesiyle acele davranıyor, bunun için de Cenâb-ı Hakk tarafından kendisine garanti verilerek rahatlatılıyordu.
Kur?ân-ı Kerîm?in başlangıçtan itibaren yazdırılmasıyla ilgili pek çok delil bulunmaktadır. Hatta müşrikler bile Kur?ân?ın yazdırılmasını dillerine doluyorlar ve ?Onun söyledikleri, kendisi için yazdırtmış olduğu ve sabah akşam kendisine dikte ettirilen önceki nesillerin efsanelerinden başka bir şey değildir.? diyorlardı.? (Furkân, 25/5).
Böylece güya Hz. Peygamber?e (sallallahu aleyhi ve sellem) iftira etmeye çalışıyorlar ve çok açık bir şekilde Kur?ân?ın ilk andan itibaren vahiy kâtiplerince yazıldığını dile getiriyorlardı.
Ayrıca ?O elbette şerefli bir Kur?ân?dır. Korunmuş bir kitaptadır. O?na tertemiz ellerden başkası dokunamaz.? (Vâkıa, 56/77-79). ?Hayır O bir öğüttür. Dileyen O?nu düşünüp öğüt alır. (O) sahifeler 81 Bkz.: Kıyame, 75/16-19; Tâhâ, 20/114. içindedir; şerefli, şanlı. Yüce ve temiz (sahifeler)? (Abese, 80/11-14) gibi ayetler de daha başlangıçtan itibaren bu yazılma işine işaret etmektedir.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisine gelen vahyi iyice ezberledikten sonra, vahiy kâtiplerinden birisini çağırtarak, gelen kısmı, âit olduğu yeri de kendisi belirterek yazdırıyordu. Vahiy kâtipleri de vahyi, tabaklanmış deri, hurma dalları, yassı taşlar, tahta levhalar, deve ve koyunların kürek kemikleri gibi o gün için kullanılan yazı malzemelerine kaydediyorlardı.
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) özellikle de ilk dönemlerde bütün himmetleri Kur?ân vahyinin yazılmasına teksif etmiş, Kur?ân dışında başka bir şeyin yazılmasını yasaklamıştı.
En zor şartlarda bile Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), yanından vahiy kâtiplerini ve yazı malzemesini eksik etmiyordu. Meselâ hicret gibi son derece sıkıntılı bir yolculukta bile Hz. Ebûbekir ve Âmir b. Füheyre vahiy kâtipliği yapıyor ve yanlarında yazı malzemesi taşıyorlardı.
Hz. Peygamber?e (sallallahu aleyhi ve sellem) kâtiplik yapanların sayısı hakkında, kaynaklarda farklı rakamlar verilmektedir. Hz. Peygamber Dönemini kurumlar bağlamında inceleyen ve sahasında orijinal bir eser olan et-Terâtibu?l-İdariyye adlı eserinde Kettâni, vahiy kâtiplerinin sayısıyla ilgili kaynaklardaki farklılıkları tek tek belirtmiş, kâtiplerin sayısının 23 ile 43 arasında olduğunu kaydetmiştir.
Hz. Peygamber?in (sallallahu aleyhi ve sellem) kâtipleri hakkındaki en yüksek sayıyı Âzami vermektedir. Konuyla ilgili müstakil kitabında, 61 sahabinin isimlerini vermekte ve biyografilerini incelemektedir.
Âzami?nin tespit ettiği kâtipler şunlardır: Câfer b. Ebi Talip, Cehm b. Sa?d, Cüheym b. Salt el-Kureşî, Hâtıb b. Amr el-Kureşî, Huzeyfe b. Yemân, Hüseyn b. Nümeyr, Hanzala b. Rebi, Huveytib b. Abdi?l- Uzza, Hâlid b. Saîd b. el-As, Halid b. Velid, Zübeyr b. el-Avvâm, Zübeyr b. Erkam b. Zübeyr, Zeyd b. Sâbit, es-Sicill, Sâd b. Er-Rebi b. Ömer, Sa?d b. Ubade b. Deylem, Saîd Saîd b. el-Âs, Şurahbil b. Hasene, Talha b. Ubeydullah, Âmir b. Füheyre, el-Abbâs, Abdullah b. el- Erkâm, Abdullah b. Ebûbekir, Abdullah b. Hatal, Abdullah b.Revâha, Abdullah b. Zeyd b. Abdi Rabbih, Abdullah b. Sa?d b.Ebi Serh, Abdullah b. Abdullah b. Übey b. Selûl, Abdullah b. Amr b. el-Âs, Osman b. Affân, Ukbe, el-Alâ el-Hadrâmî, el-Alâ b. Ukbe, Ali b. Ebî Talib, Ömer b. Hattâb, Amr b. el-Âs, Muhammed b. Mesleme, Muaz b. Cebel, Muâviye b. Ebî Süfyan, Ma?n b. Adiy b. el-Ced, Muaykıb b. Ebî Fâtıma ed-Devsî, Muğire b. Şu?be, Münzir b. Amr, Muhâcir b. Ebî Ümeyye, Nasrânî Min Benî Neccâr, Yezid b. Ebî Süfyan.
Kanaatimize göre konuyla ilgili bu ihtilafın sebebi, her zaman vahiy kâtipliği yapanlarla, vahiy kâtiplerinden birisi bulunmadığında, onların yerlerine geçici olarak kâtiplik yapanların sayıya dahil edilmesi ve vahiy kâtipleriyle, Resûlullah?a ait yazışmaları, özel mektupları vs. yazanların aynı kategoride değerlendirilmiş olmasıdır.
Kâtiplerden bir kısmı vahiy yazmış, bir kısmı vahyin dışındaki yazışmaları yazmış, bir kısmı da hem vahiy kâtipliği hem de kârilik (Kur?ân öğreticiliği) görevinde bulunmuştur. Biz bunlardan en fazla vahiy kâtipliği vazifesiyle meşgul olan ve emeği geçen vahiy kâtiplerini ele alacağız. Şunu da hemen belirtmek gerekir ki Hz. Peygamber hayatta iken Kur?ân-ı Kerîm?i sadece bunlar yazmış değildir. Bunların dışında pek çok kimse kendileri okumak için, gerek Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) gerekse ashabdan naklen vahiyleri yazmışlardır.
Ancak bunlara vahiy kâtibi demiyoruz. Vahiy kâtibi, bizzat Hz. Peygamber?in (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy yazmakla görevlendirdiği kimselere diyoruz.
Konuyla ilgili önemli bir husus da vahiy kâtiplerinin sadece Mekke?nin son yılları ya da Medine döneminde değil, nübüvvetin başlangıcından itibaren varlığıdır. Zira genellikle kaynaklarda daha çok Medine döneminde vahiy kâtipliği yapanlar zikredilmekte, Mekke?de ilk yıllarda bu vazifeyi yapanlara fazlaca yer verilmemektedir. Bu da: ?Acaba ilk dönemlerde vahiy yazılmıyor muydu?? gibi bir soruyu akla getirebilmektedir.
Halbûki Allah Resûlü?nün ilk dönemlerden itibaren vahiy kâtipleri bulunmaktadır. Bunların başında da özellikle dört halife olan Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (radıyallu anhum) gelmektedir. Bunların dışında da Mekke döneminde vahiy kâtipliği yapanlar, Şurahbil b. Hasene, Abdullah b. Sâd b. Ebi Serh, Hâlid b. Saîd el-Âs b. Ümeyye, Talha, ez-Zübeyr b. el-Avvam, Sa?d b. Ebi?l-Vakkâs, Âmir b. el-Füheyre, Alâ b. el- Hadramî, Muaykıb b. el-Fâtıma ed-Devsî, el-Erkâm b. Ebi?l- Erkâm Hadramî, Hâtıb b. Amr, Hâtıb b. Ebî Belta, Mus?ab b. Umeyr, Abdullah b. Cahş, Cehm b. Kays, Sâlim Mevlâ Ebî Huzeyfe?dir.
(...)
Sonuç
23 yıllık nübüvvet görevi sırasında Hz. Peygamber, kendisine Yüce Allah (celle celâluhû) tarafından indirilen ve vahy-i metluv olan Kur?ân-ı Kerîm?i, bu işle özel görevli kimselere yazdırmıştır. Bu yazdırma işi, vahyin ilk günlerinden itibaren başlamış, şartların tamamen zor olduğu zamanlar da dâhil, vefatına kadar devam etmiştir. Bu işle görevli olan bu kimselere, vahiy kâtibi denmektedir.
Allah Resûlü , vahiy kâtiplerini seçerken alelâde insanlardan seçmemiştir. Onlarda birtakım özelliklerin bulunmasına dikkat etmiştir. Ayrıca seçtiği kâtipleri kendi hâline bırakmamış, onlarla değişik şekillerde ilgilenmiş ve eğitmiştir.
Vahiy kâtiplerinde şu belli başlı özelliklerin bulunduğu ve Hz. Peygamber?in onlarla çok yakın bir irtibatının olduğu görülmektedir:
1- Vahiy kâtipleri bu işe ehil olup, kendilerine itimat edilen kimselerdir.
2- Onları vahiy kâtipliği şerefine ulaştıran, sadece okuma-yazmayı iyi bilmeleri değil, aynı zamanda son derece güvenilen kişiler olmalarıdır.
3- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara, vahyi yazarken son derece dikkatli olmalarını tembihlemiştir.
4- Hz. Peygamber, hem bu önemli işi yapan vahiy kâtiplerine, hem de ailelerine iltifatlarda bulunmuş ve vahiy kâtiplerini derece bakımından diğerlerinden üstün tutmuştur.
5- Resûlullah diğer sahabilere, vahiy kâtiplerine uymalarını söylemiş, Kur?ân ve fetva hususunda onlardan istifâde etmeleri tavsiyesinde bulunmuştur.
6- İnsanlar arasında onların değerlerinden bahsetmiş, böylece ne kadar önemli olduklarını ve yaptıkları vahiy yazma işinin ne denli değerli olduğuna işaret etmiştir.
7- Vahiy kâtipleri, Resûlullah?ın (sallallahu aleyhi ve sellem) meclisinde, kendisine en yakın olan kimselerdir.
8- Aynı zamanda vahiy kâtipleri diğer zamanlarda da Resûlullah?a yakın civarlarda oturmuşlardır.
9- Vahiy kâtipleri, Resûlullah?ın vefatından sonra da gerek Kur?ân?ın toplanması, gerek çoğaltılması gerekse diğer işlerde önemli vazifeler îfa etmişlerdir.
(Haber 7)
Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.