Necip Fazıl Kısakürek: Adana’nın sonsuz gündüzü

Rahmetli üstadımız Necip Fazıl Kısakürek’in (1904 -1983) Bizim Şarkımız şiirindeki şu dizeler beni çok etkiler:

“Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim”

Üstad Necip Fazıl, İstanbul’da yaşardı ama memleketi Kahramanmaraş’a hep vefa gösterdi. Aksaray, Niğde, Adana ve Osmaniye üzerinden Kahramanmaraş’a giderken Bolkar Dağları ve Engizek Dağı aşılmaktadır. Bu dağlar, iki şehir arasında, Adana ile Kahramanmaraş arasında yer alan doğal engellerdir ve yolculuğun bir parçasını oluşturur.

“Yokuşlar kaybolur çıkarız düze” dizesinde, ‘tırmanma’, ‘düze çıkma’, ‘ovaya inme’ durumlarına, dolayısıyla Toros dağlarını aşıp Çukurova’ya varma tecrübesine bir gönderme olduğunu düşünüyorum. Bu düze çıkma, dağdan ovaya inme tecrübesi, Adanalıların günlük hayatlarında ve hatıralarında önemli bir yer tutar. Bu yüzden üstadın “Yokuşlar kaybolur çıkarız düze” dizesini en iyi Adanalılar anlar.

Üstad Necip Fazıl’ın ‘düze çıkma’ imgesine ruh katan ve Adanalıları gönlünden yakalayan asıl dize ‘Kavuşuruz sonu gelmez gündüze’ dizesidir. Sonsuz gündüz, Adananın günlük güneşlik olmasından daha çok İslam şehri oluşuna ve şehir kültürüne atıf yapmaktadır. Nitekim füze sapan karşılaştırması, gücü esas alan Batı kültürü ile Hakkı ve hakikati esas alan İslam kültürü çatışmasına da gönderme vardır. Bir İslam şehri ve taşıdığı Kuram kültürü nedeniyle Adana bu dizeyle adeta cennetin balkonu haline gelir. Cahiliyeden İslam’a çıkış, karanlıktan sonsuz aydınlığa varış, ‘sonsuz gündüz’ bayramı anlamına gelmektedir.

Milletimizin tarih tezi ve batıla karşı direniş olan Büyük Doğu davası, bir medeniyet savaşıdır. ‘Kırılır da bir gün tüm dişliler ’ dizesi Batı uygarlığından yakamızı kurtarmayı, sömürü çarklarını ve dişlilerini kırma davasını ifade etmektedir. ‘Döner şanlı şanlı çarkımız bizim’ dizesi, temelinde Kuran olan İslam’ın adalet sistemini ve hakikat medeniyetini müjdelemektedir. İslami yönetime geçiş ve halkın sağlıklı İslam milleti ya da adaletli İslam devleti haline gelmesi de ‘Gökten bir el yaşlı gözleri siler / Şenlenir evimiz barkımız bizim’ dizeleriyle müjdelenmektedir.

Fransız işgalini ve Ermeni katliamını yaşamış Adana, askeri zaferi sosyal, ekonomik ve siyasi zaferler izlemediğinden 5 Ocak’ta kurtuluş bayramını buruk kutlarlar.. Fransızlar Adana’dan giderken ve eli kanlı Ermeni çeteleri kovalanırken, sanki alafranga kültürlerini, sömürü sistemlerini, modern kapitalist uygarlıkların unutmuşlar, yani geride bırakmışlardır.. Batılıları kovduk ama Batıcılar çullandı Adana’nın üzerine; Ermenilerin ve Fransızların yapmaya cesaret edemedikleri şeyler yaptılar.. İslam medeniyeti sökülüp atıldı.

Adanalıların bu medeniyet savaşı ve İslam davası, üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Bizim Şarkımız şiirinde güçlü bir şekilde ifade edilmektedir. Dolayısıyla Bizim Şarkımız şiirini Adanalılar hissederek okumaktadır.

Adanalıların 5 Ocak Kurtuluş Bayramı’nı tam anlamıyla kutlama arzusu şiirde yalım yalım parlamaktadır: “Kurtulur dil tarih ahlak ve iman / Görürler nasılmış neymiş kahraman / Yer ve gök su vermem dediği zaman / Her tarlayı sular arkımız bizim”. Adanalıların Allah’a teslimiyet ve tevekkülü ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. Bu dizeleri ne zaman okumaya kalksam gözlerim yaşarır.

İnsan fanidir, fakat Hak batıl mücadelesi ve İlây-ı Kelimetullah davası kıyamet gününe kadar bakidir. Sırat-ı Müstakim üzere yaşama çabasından başka bir şey olmayan Adanalılık da Akdeniz’e doğru koşmaktan bıkmayan Seyhan ve Ceyhan ırmakları şahittir ki kıyamet gününe kadar bu şehirde şeref duyularak, coşkuyla yaşanacaktır inşallah.. İslam milletinin Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı; Necip Fazıl Kısakürek’in özgürlük andı Bizim Şarkı; ve Arif Nihat Asya’nın Adana marşı olmuş Bayrak şiiri en canlı, en gür Adana’da okunmaya devam edecektir.

Adanalılar, kıyamet gününe kadar şu dizeleri yüksek sesle okuyacaktır: “Gideriz nur yolu izde gideriz / Taş bağırda sular dizde gideriz / Bir gün akşam olur biz de gideriz / Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim.. ”

Sevgili okuyucularım! Rahmetli üstadımız Necip Fazıl Kısakürek’in Bizim Şarkımız şiirini bir de Adanalılık açısından okumanız için dikkatlerinize sunuyorum: