'Koalisyon YPG/PYD-DEAŞ anlaşmasını biliyordu..'
ANKARA
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Diplomasi Muhabirleri Derneğinin (DMD) düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İngiltere'nin Türkiye'ye destek veren ilk ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Moore, o gece İngiltere Dışişleri Bakanı'nın desteğini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na çok geçmeden ilettiğini hatırlattı.
Moore, darbenin hemen ardından İngiltere Dışişleri Bakanı Alan Duncan'ın Türkiye'ye gelip TBMM'yi ziyaret etmesinin de demokrasiye verdikleri desteğin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
İki ülkenin terör, göç gibi birçok ortak mücadele alanı olduğunu dile getiren Moore, Türkiye'nin DEAŞ ile mücadelede oynadığı role dikkati çekerek İngiltere'nin de Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde en yakın ortaklarından biri olduğunu kaydetti.
"Kanıt olursa harekete geçeriz"
FETÖ mensupları hakkında Türkiye’nin İngiltere’den soruşturma ya da iade talebi olup olmadığı yönündeki soruyu cevaplayan Moore, İngiltere’de FETÖ üyelerinin sayısının başka bazı ülkelerdeki kadar yüksek olmadığını söyledi.
Moore, Türkiye’ye yardımcı olmak istediklerini, Türk makamlarından birtakım materyaller aldıklarını ve bunlar üzerine harekete geçtiklerini, çalıştıklarını belirtti. Bu tür işlerin zaman aldığını vurgulayan Moore, "Bir suça ilişkin kanıt olursa bu konuda harekete geçeriz." dedi.
Moore, Türk makamlarıyla iş birliği yaptıklarını dile getirdi.
"Kolisyon anlaşmayı durduramadı"
Moore, “Rakka’da terör örgütleri YPG ile DEAŞ arasındaki tahliye anlaşması hakkında önceden bilginiz var mıydı?” sorusuna, “Bu anlaşmayı kesinlikle desteklemedik. Ama sorunuza net bir yanıt vermek gerekirse koalisyon böyle anlaşma yapıldığını biliyordu ama bunu durduramadı.” yanıtını verdi.
Büyükelçi Moore, “Durduramadı, derken neyi kastediyorsunuz?” sorusu üzerine ise şunları söyledi:
“Değerlendirmeleri sahada bu gruplar tarafından böyle bir karar alındığı ve bunu durdurabilme durumunda olmadıklarıydı. Bu anlaşmayı desteklemediklerini ve kötü bir fikir olduğunu açıkça ifade ettiler.”
Moore, Türkiye’nin bu anlaşmadan haberi olup olmadığı sorusunu cevaplarken de SDG ismini kullanan PKK/PYD ile temas halinde olan koalisyon güçlerinin, yabancı olmayan DEAŞ üyelerinin tahliyesini öngören anlaşmayı önceden bildiklerini tekrarladı ancak Türkiye’ye bu konuda bilgi verilip verilmediğini bilmediğini aktardı.
Soçi'de düzenlenecek "Suriye" konulu üçlü zirve
Suriye’de Esed’in geleceğinin olmadığını ifade eden Moore, kendi halkından yüz binlerce kişiyi öldüren birinin Suriye’ye liderlik edemeyeceğini belirtti.
Moore, “Rusya tek başına sorumlu olacağı bir gelecek istemiyorsa Türkiye ile Soçi’de ve Astana’da makul şekilde konuşmalı. Rusya bizlerin geri kalanıyla da makul şekilde konuşmalı.” ifadesini kullandı.
NATO tatbikatındaki skandal
NATO tatbikatındaki skandalı değerlendiren Moore, şunları kaydetti:
"Bu, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı utanç verici bir olay. Ancak NATO Genel Sekreteri (Jens Stoltenberg) ve Norveçlilerin hemen özür dilediğini de göz önünde tutmak lazım. Bunun ne kadar can sıkıcı olduğunun farkına vardılar ve hiç tereddüt etmeden bir an önce özür dilediler. Bunun bir iki kişinin işi olduğunu, NATO'nun işi olmadığını vurgulamak önemli."
Moore, önemli bir NATO ortağı ve üye ülkeler içinde en büyük ordulardan birine sahip olan Türkiye'nin NATO'dan uzaklaştığı yorumlarının yersizliğine işaret etti.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması kararını değerlendiren Moore, "S-400 tamamen Türkiye'nin egemen kararıdır. Türkiye almak isterse alır. Bu bir Rus ekipmanı olduğu için elbette bir uyum meselesi gündeme gelecektir." dedi.
Muhabir: Tuğrul Çam-Nazlı Yüzbaşıoğlu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.