İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

KKTC’den geriye dönüş düşünülemez..

KKTC’den geriye dönüş düşünülemez..

Ortadoğu’da devletleri bölerek yeni devletler kurma peşinde olan emperyalist ve Siyonist güçler. Söz konusu Kıbrıs’a geldiğinde, Güney ve Kuzey Kıbrıs devletlerini birleştirmek için yoğun mesai harcıyorlar. Tabii ki, Kıbrıs’ta tek bir devlet istemelerinin nedeni, 1974 öncesi gibi iki toplumun bir arda yaşadığı tek ve güçlü bir Kıbrıs devleti değil. Asıl hedef Kıbrıs’taki Türk devletinin varlığının ortadan kaldırılmasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’yi ortadan kaldırmaktır.

Bu amaç çerçevesinde Kıbrıs’taki iki devleti iki toplumu bir araya getirmek için planlar ortaya koymakta, bunu da KKTC’ye kabul ettirmeye çalışmaktalar.

Annan Planı ile Kıbrıs’ta istediklerini elde edemeyenler, Sözde Kıbrıs sorununun çözümü için sürekli yeni projeler üremeye devam etmekteler. Bu minvalde geçtiğimiz günlerde Washington’da yapılan son müzakere görüşmeleri de sonuçsuz kalmıştır.

 

KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun ortaya koyduğu çözüm yolları;

Kıbrıs için yapılan son müzakere sonuçsuz kalmışken KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun  Washington’da yaptığı konuşmasında “Artık uluslararası tanıma için çalışmaya başlamanın zamanı geldi. Bundan böyle KKTC’ye uluslararası tanıma için uğraşabiliriz.”. Ertuğruloğlu’nun bu sözlerinin ardından söyledikleri çok tartışılacak cinsten. Zira Ertuğruloğlu, “Bundan böyle federasyon değil, konfederasyon temelinde bir müzakereyi kabul edebiliriz.”, “Önümüzdeki ikinci seçenek ise, özerk bir Cumhuriyet. Fransa-Monako ya da İngiltere-Cebelitarık modeli bir yapıdır. Yani dışişleri ve savunma alanlarındaki yetkilerimizi Türkiye’ye devredip gerisini kendi içimizde yönettiğimiz bir cumhuriyet. Henüz hangi yolu seçeceğimize karar vermedik. Ankara ile birlikte oturup karar vereceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs’ta gerek Kıbrıs Türkleri gerekse Türkiye’nin 1963’ten 1974’e kadar verdiği büyük mücadele Kıbrıs’ta barış ve huzur içinde yaşamak için verildi. Kıbrıs’ın federasyon, konfederasyon veya Özerk bir yönetime kavuşması için verilmedi. Zaten 1963-1974 arasında Türkler ve Rumlar arasında yaşanan hadiseler iki toplumun artık bir arada yaşamasının imkânsızlığını ortaya koymaktaydı. 20 Temmuz 1974 “Kıbrıs Barış Harekâtı” sonrası yaşanan gelişmeler iki toplumu bir daha bir araya gelemeyecek şekilde ayırmış Kıbrıs’ta Türkiye Cumhuriyeti desteği ile Kıbrıslı Türkler tarafından çözüm konulmuş, 15 Kasım 1983’de KKTC kurulmuştur. Böylece Kıbrıs’ta çözüm sağlanmıştır.

-Tahsin Ertuğruloğlu’nun Washington’da söyledikleri Kuzey Kıbrıs hükümetinin ortak kararımıdır?,

-Yoksa Ertuğruloğlu’nun şahsi fikrimidir?

-Yâda Kıbrıs için ortaya konulan yeni bir projenin Ertuğruloğlu’nun ağzından kamuoyuna lanse edilmesi midir?

-Ertuğruloğlu kime sözcülük etmektedir?

Ertuğruloğlu, bu fikirleri Kıbrıs için çözüm değil, geriye dönüş ve sorun üretmeye üstelik Kıbrıs üzerinde plan yapanların dahası Rumları Kıbrıs’ta egemen kılmaya yarayacak tehlikeli fikirlerdir.

Birincisi, Kıbrıs’ın kuzeyinde 34 yıllık bir KKTC vardır. Kurulu bir devletten vazgeçerek geriye dönüş yapılarak Konfederasyon’a dönüşün mantığı nedir?

İkincisi, Bağımsız bir Cumhuriyetin, Özerk bir Cumhuriyete dönüştürülerek dışişleri ve savunma alanlarındaki yetkilerimizi Türkiye’ye devredilmesine gelince. Sanırım Ertuğruloğlu, KKTC anayasasından bihaberdir.

Çünkü KKTC Anayasasının geçici 10. maddesinde KKTC’nin iç ve dış güvenliğinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sorumlu olduğu belirtiliyor. Halen KKTC’de Bütün kolluk kuvvetleri zaten Türkiye’ye bağlı, polisi, itfaiyesi, sivil savunması, askeri her şeyiyle Türkiye’ye bağlı mevcut bir yapı var. Yani bağımsız devletten Özerk yönetime dönmek kaba tabiri ile “Attan inip Eşeğe binmektir.

Kıbrıs’la ilgili tüm yazılarımda belirttiğim üzere bir kez daha ifade etmek isterim ki, Kıbrıs’ta artık geriye dönüş yoktur; 15 Kasın 1983’de çözüm konulmuş KKTC kurulmuştur. Kıbrıs’ta çözüm sağlanmıştır. Bundan sonra Kıbrıs’ta iki toplumlu tek bir devletin varlığından söz etmek, Kıbrıs’ta Türk varlığından vazgeçmek anlamına gelmektedir.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

06.10.2017/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi