Kimse başkasının suçundan dolayı yargılanamaz
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Hiçbir kişi, bir başkasının suçundan dolayı kınanamaz ve yargılanamaz. İŞİD'in yaptığı tüm Müslümanları suçlu konumuna düşürmekte" dedi.
İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, hiçbir kişinin, bir başkasının suçundan dolayı kınanamayacağını ve yargılanamayacağını belirterek, "Fakat dünyanın bir yerinde İslam adı suistimal edilerek işlenen bir suç, tüm Müslümanlara mal edilmekte. İŞİD'in yaptığı tüm Müslümanları suçlu konumuna düşürmektedir. Adeta bütün Müslümanlardan korkulması, endişe duyulması gerektiğine inandırılmak isteniyor" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen Latin Amerika'daki 40 ülkeden 76 İslam merkezi başkanı, dini lider ve temsilcinin katıldığı "1. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi", Conrad Otel'de başladı.
Toplantıda konuşan Görmez, coğrafi olarak Amerika ile aynı kıtada olsa da Latin Amerika ülkelerinin kendilerinin zihninde hep doğunun ve mazlum milletlerin bir parçası olarak görüldüğünü anlatarak, tarihsel süreçte ve bugün, o ülkelerden İslam coğrafyasına bir tehdit gelmediği gibi o ülkelerin Müslümanlarının güvenlik içinde yaşamlarını sürdürdüğünü söyledi.
Görmez, buralarda Müslümanların korkulacak aktör olmadığını kaydederek, "Demek ki başkasının petrolünde ve doğal kaynaklarında gözü olmayan ülkelerde ne islamofobi ne de Müslümanların ötekileştirilerek toplum dışına itildiği görülmektedir" diye konuştu.
- "İslam'ın bir şiarı varsa yaşamak ve yaşatmaktır"
Geçmişe yönelik mahcubiyetlerinin bir de geleceğe dair yüzü bulunduğunu, geleceği inşa etmenin ve onu kurmanın ellerinde olduğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
"Bu yüzden geleceğimizin mahcubiyete sebep vermemesi için gelin onu bir umut, bir hedef, bir gayret olarak ifade edelim ve her bir mahcubiyetin karşısına bir ufuk koyalım. Dertlerimizle hemdert olalım. Fakat bunu yaparken İslam'ın merkez ülkelerinin sorunlarını, Müslüman azınlıklara taşımayalım. Çok kültürlü yaşamı uygulamada birçok yerden başarılı olan ülkelere suni sorunlar taşımayalım, onların çok kültürlü hayatına yardımcı olalım. Birinci hedefimiz bu olsun. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, sanki ölmek ve öldürmek İslam'ın en büyük şiarıymış gibi anlatılmaktadır. Bunu asla kabul etmiyorum. Üstelik bunu hariçten iddia edenler olduğu gibi, 'Müslümanız' diyen bazı gruplar bile söylemektedir. Oysa İslam'ın bir şiarı varsa o da adil bir şekilde yaşamak ve yaşatmaktır. Mahkemeyi Allah'a bırakmaktır, çünkü hesap gününün sahibi O'dur."
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "şehadet" ve "cihat" kavramlarının ölmekle ilgili olmadığının altını çizerek, "Yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışma"nın gerçek bir cihat olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Görmez, "Şehadet, Allah'ın yeryüzünde etkin oluşuna şahit olmaktır. Kardeşinin durumuna şahitlik etmek, ondan haberdar olmak esastır. Kendini bırakmak, ölmek ve öldürmek bize uzaktır. İkinci hedefimiz, Müslümanca yaşamak ve adilce yaşatmak olsun" çağrısında bulundu.
- "IŞİD'in yaptığı diğer Müslümanlara mal edilemez"
Davetlilere seslenerek "Gelin, dünyanın ortak bir ayıbını hedef alalım" ifadelerini kullanan Görmez, şunları kaydetti:
"Bugün küreselleşme, hukukun en temel ilkesini çiğnemekte. Adaletin sağlanmasının omurgası sayılabilecek bu ilke, suçun şahsiliği ilkesidir. Hiçbir kişi, bir başkasının suçundan dolayı kınanamaz ve yargılanamaz. Fakat dünyanın bir yerinde İslam adı suistimal edilerek işlenen bir suç, tüm Müslümanlara mal edilmekte. İŞİD'in yaptığı tüm Müslümanları suçlu konumuna düşürmekte. Adeta bütün Müslümanlardan korkulması, endişe duyulması gerektiğine inandırılmak isteniyor. Oysa asıl endişe ve korku uyandıran durum hukukun temel ilkelerinin ihlal ediliyor olmasıdır. Bu bütünde güvenirliği sarsan, ihtiyari tasarrufların yolunu açan, mahkemeyi hüküm yerine tahakküm yerine çeviren bir yaklaşımdır. Gelin, hedeflerimizden biri de adaleti ve rahmeti yaymak olsun."
Görmez, dördüncü olarak Müslüman azınlıkların yüzyılın belki de en önemli meselesi olacağına dikkati çekerek, bu meseleye el atmak, bu konuda gereken tedbirleri almak ve Müslüman azınlıkların sorunlarıyla hemhal olmak için çaba sarf etmeleri çağrısında bulundu.
- Müslüman azınlıklarla ilgili kurultay
Bu kez sadece bir ufuk değil, somut bir adımdan bahsettiği bilgisini veren Görmez, 2015 yılının ilk yarısında, İstanbul'da "Dünya Müslüman Azınlıklar Kurultayı"nı kurma kararı aldıklarını, bu kurultayın, hedeflerini gerçekleştirmede, mahcubiyetlerini mutluluklara çevirmede önemli bir kilometre taşı olacağına inandığını, ancak o güne kadar asla boş durmamaları gerektiğini vurguladı.
Mehmet Görmez, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şu andan itibaren birbirimizi yeniden bulduk. Bunun sebebi ister bir fırtına olsun, ister bir gayret. Sonuçta buradayız. Atlas Okyanusu'nu ardımızda bıraktık. Atlas Okyanusu kadar engin bir tarih var ardımızda. Gelin birbirimizi dinleyelim. Çünkü biz buraya kendimizi ve çalışmalarımızı anlatmak için gelmedik. Biz buraya Müslüman kardeşlerimizi tanımak ve dinlemek için geldik. Öyle inanıyorum ki birbirimizi anlamak için çok elverişli şartlar hakim. Latin Amerika tarihi ve ürettiği kültürüyle daima haksızlığa ve zulme karşı durmaktan yana olmuştur. Bu yönüyle İslamiyete fazlasıyla yakındır. Çoğulculuk ve özgürlük talepleriyle beşeri bir veri ve kaynak olarak değil, insan olarak gören yaklaşımıyla İslamiyete yakındır. Ve bunlardan ötürü bugün Latin Amerika?da yalnızca muhacir değil aynı zamanda yerli Müslümanlardan da bahsedebilmekteyiz. Bu ortak bakış açısı bize umut veriyor. Öyleyse önümüze bakalım ve insanlığın ve bizim ortak sorunlarına, hicaplarına çare arayalım."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.