Kasabın bıçağını yalamak bir derde derman olamaz.

Acıları dindirmez.

Meselenin özüne gelmek gerekirse;

Sedat Paker denen adam Fas yakalanıyor, Amerikalılara teslim ediliyor. Onlarda BAE’ye götürülüp konuşan aparat olarak kullanılmaya başlıyor.

Ve konuşmaya başlıyor.

Herkes olaya balıklama atlıyor.

Şu kadar milyon kişi izledi mavraları başlıyor.

Sanki izlenme sayısı yananın yalan olmasını örtermiş gibi.

Kavga beklemekle kazanılmaz.

Anında dalacaksın.

Dostunu çakallara yem yapmayacaksın.

“Hele bir bekleyelim, bakalım haklı mı, haksız mı” dersen, senin de derini yüzerler.

Zekanın kıvraklığı anında oynanan oyunu fark etmekle belli olur.

Lafı söyleyen kim?

Katil bir mafya babası.

Bu devletin içişleri bakanına ahlaksızca, şerefsizce tasma takarım diyorsa ona tasma takmak boyun borcudur.

1993’de olanları birilerine yükleyeceksen bunlar Demirel ve Erdal İnönü’dür.

Maaşını CIA’dan alan kontrgerilladır.

Sırt sırta verenler, omuz omuza verenler asla yenilmez.

Önünü ardını hesap ederek, kar zarar hesabı yapanlardan dava adamı olmaz.

Süleyman Soylu, Berat Albayrak, Binali Yıldırım canımızdan candır.

Feda edecek canımız yoktur. BU KADAR NET.