Kabe'nin kırk yıllık ev sahibi
Kutsal topraklardaki milyonlarca hacı adayı Arafat vakfesi için gün sayıyor.
Kâbe?ye giden yollar adeta insan selini andırıyor. Türk hacılarla ilgilenen Halebi ailesinin mensubu Ahmet Salih Halebi de dedelerinin tarihi misyonunu sürdürmeye çalışıyor. Medine?deki hacıların da neredeyse tamamı dün itibariyle Mekke?ye ulaştı.Mekke sokakları başta Harem- i Şerif olmak üzere her taraf bembeyaz kıyafetli hacı adaylarıyla dolup taşıyor. Bu yıl 4 milyonun üstünde Müslüman?ın hac yapması beklenirken bu kadar büyük bir kitlenin organizasyonu da büyük çabalar gerektiriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı yaklaşık beş bin kişilik ekibiyle Türk hacı adaylarının her sorunuyla yakından ilgileniyor. Onların yetmediği yerde ise Suudi rehberler devreye giriyor. Tarihte kutsal topraklara gelen hacılarla ilgilenen ?Delil?? olarak adlandırılan kişilerce yürütülen görev, Suudi Arabistan?da günümüzde bir nevi sivil toplum kuruluş gibi çalışan ?Mek-tep?? denilen müesseselerce sürdürülüyor. Türk hacılarla ilgilenen Halebi ailesinin mensubu Ahmet SalihHalebi de dedelerinin tarihi misyonunu sürdürmeye çalışıyor. Diyanet?in Suudi Arabistan?da hac işleri için anlaştığı 5 mutavvıftan biri. Yani hac organizasyonu için resmi izinlerin alınması, haccın kolaylaşması hatta konaklamadan ulaşıma kadar birçok konuda görüşmeler onun vasıtasıyla yapılıyor. Suudi yönetiminin en katı kuralları bileHalebi?nin devreye girmesiyle kısa sürede aşılabiliyor.
ÇOCUĞUM DA HİZMET EDECEK
Ancak onu ayrıcalıklı yapan sadece bu vasfı değil. Halebi aynı zamanda kendisini tıpkı babası ve dedeleri gibi Türk hacılara adamış biri.Mekke?de yeni yapılmış olan Mina-Arafat tramvay istasyonunda görüştüğümüzde ?Benim çocuğumda, onun çocuğu da Türk hacılarla ilgilenecek. Bu bizim görevimiz? diyor. Görüşme sürerken Türk hacılara olan vefasının çok ilginç bir hikâyesinin olduğunu öğreniyoruz. Kuşaktan kuşağamiras kalan görevin Osmanlı dönemine dayanan bir hikayesi var.
?Nasibimiz bu kadarmış?
Halebi?lerin Türkler?le ilgilenmeleri Osmanlı?nın son dönemlerinde yaşanır. O tarihlerdeki bir hac mevsiminde Anadolu?dan kutsal topraklara sadece 1 hacı gelir. Türk hacılarla ilgilenerek yıllık geçimini sağlayan dede Halebi, haline şikayet etmez. O yıl gelen tek Türk hacı ile ilgilenir her türlü hizmetini görür. Bir ara sohbet ederken Türk hacı, Halebi?ye nasıl geçindiğini sorar. Halebi de ?Türk hacılara rehberlik ve onlara mal satarak geçiniyorum? cevabını verir. Ancak ortada bir sorun vardır. O yıl sadece bir Türk hacı gelmiştir ve Halebi?yi çok zor bir yıl beklemektedir. Türk hacı ?Nasıl geçineceğini? sorduğunda ise dede Halebi?nin cevabı ?Ne yapalım bu sene de nasibimiz bu kadarmış? olur.
Türk hacının büyük jesti
Duruma üzülen ve Mekke?de Türk hacılarla her zaman ilgilenecek bir kapıyı açık bırakmak isteyen Türk hacı da vefalı Halebi?den geri kalmaz. Bir önceki yıl gelen yüzlerce belki de binlerce Türk hacıdan kazandığı paranın tamamını tek başına o yıl Halebi?ye öder. Bu jestten müthiş etkilenen dede Halebi de ömrünün sonuna kadar Türk hacılarla ilgilenmeye devam ettiği gibi, çocuklarına ve torunlarına bunu vasiyet eder. O gün bu gündür Halebi ailesi Türk hacılara hizmet eder. Son yıllarda artan hacı sayısıyla beraber yeni mutavvıfların da devreye girmesine karşılık Halebiler her zaman tercih edilen isim olur.
HABER: Güngör ERGÜN-BUGÜN GAZETESİ HABER MÜDÜRÜ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.