iyi mi, kötü mü! ne zaman ve nasıl bir gün?
güneşin batışıyla başlar yeni gün. gece yarısı değil!
başı karanlıktır günün, sonu ise aydınlık. başkalarının gününün hem başı karanlıktır, hem de sonu karanlıktır. aydınlık arada kalır ve geçicidir. onun için perşembeyi cumaya bağlayan geceye cuma gecesi deriz. onun için ramazan orucuna başlayacağımız gün teravih namazı oruç vaktinden öncedir, çünkü ramazan ayı şaban ayının son gününün güneşinin batması ile başlamıştır.
allah'ın yarattığı gün, gündür, iyisi yada kötüsü olmaz.. gün başlıca iki kısımdan ibaret olup, birisi gece, diğeri ise gündüzdür.. ve her ikisi de allah'ın ayetleridirler. o halde,allah'ın ayetlerini, iyi yada kötü diye niteleyebilir miyiz! onlarca kur’an ayetinde gece ve gündüzden bahsedilmiştir. pek çok ayette gece ve gündüze yemin edilerek onların önemine dikkatler çekilmiştir. gece ve gündüz dilimlerinden olan fecr, duhâ, leyl; birer kur’an suresine isim olmuştur. aynı şekilde gündüzün alameti güneş/şems, gecenin alameti ay/kamer, günlerin efendisi cuma; birer sureye isim olmuşlardır. başımıza gelen kötü veya kötü sandığımız olayların günle hiç bir alakası yoktur! ayın belirli günlerinin ilahi kanun gereği mükevvenata ve muhtelif mahlukata farklı/muhtelif tesirlerinin olması mümkündür. ama bu o günleri iyi ya da kötü yapmaz.
bazı günler ve geceler de vardır ki; o gün ve geceler mubarektir. mubarek olmaları bizim tercihimizle olmayıp, allah'ın tayini iledir. ramazan ayının tüm günleri mubarektir, cuma günleri ve ramazan / kurban bayram günleri mubarektir. kadir gecesi, beraaet gecesi, regaib gecesi cum'a ve bayram geceleri mubarektir.
islam inancına göre bu böyledir ...
bazı günler kimilerimize göre önem arzedebilir.. bu mümkündür. ama bu günler bizim için öneme haiz de olsa, mubarektir diyemeyiz. mesela; peygamberlerin doğum günleri gibi; elbette ki insanların rahmetine vesile olacağı birisinin veladeti önemlidir.. ancak bu doğum, o günü yada gecesini özel yada mubarek yapmaz. . peygamberi yılın her bir günü gerek fiili ibadetlerimizde, gerekse kavli ibadetlerimizde, onlarca defa anmıyor muyuz! o'na olan bağlılığımızın nişanesi ve o'nun isminin evimizin duvarlarında yankılanması için, isimlerini, çocuklarımıza isim koymuyor muyuz! sünnet-i seniyyesine bağlılığımızı uygulamalarımızla ayakta tutmuyor muyuz! kendisine, ehl-i'ne ve eshabına salat ve selam getirmiyor muyuz! o'nun sevdiklerini sevip, sevmediklerinden kaçınmıyor muyuz! yaptıklarını yapıyor, yapmadıklarından uzak duruyoruz...
mesela; malazgirt zaferi, istanbul'un fetih günü...vb de günlerden bir gündür. o günleri de fetih ruhunu ayakta tutmak gayesi ile önemli bilir, sene-i devriyelerinde cihad ve fetih şuurunu nesilden nesile aktarabilmek için özel proğramlar tertip edebiliriz. bu mümkündür.. çünkü asıl olan nicelik değil, niteliktir!.. evet... biz bunları yaparak bizimle ilgili olan kısmı ile uğraşıyoruz. bizim için öneme haiz olan bir gün, bir başkasının başına gelen felaket ve musibetin günü olabilir. onun için güne takılmamak lazım.. allah hiç bir günü yarattığı kulları için kara bir gün olarak yaratmaz.
gün, bizim için içerisinde ki yaşadıklarımızla anlamlanır. dolayısiyle yaşadığımız zaman dilimini kendimiz için hayra da, şerre de tebdil etmek kendi elimizdedir.
muhammed emin / 3 ramazan 1441
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.