2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51’i yakalama konusundaki sıkıntısı olan, daha önce seçim ittifaklarına karşı çıkan AKP ile partiden ayrılan ve ihraç edilenlerin parti kurması ile seçim barajını aşma endişesi yaşayan MHP kolları sıvadı.

Siyasi partiler ve seçim yasasında yeri olmayan, ancak geçmişte bir veya birkaç partinin bir parti çatısı altında seçime girmesi formülü ile yapılan seçim ittifakını, yasallaştırmak üzere işbirliği yapan AKP ve MHP’nin bu konudaki çalışmaları sonuçlandı. 26 maddelik seçim ittifakının önünü açan seçim yasası meclise sevk edildi.

Yine başrolde Bahçeli;

Rafa kalkmış, unutulmaya yüz tutmak üzere iken, Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın hayali “Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi” (yarı başkanlık) konusunu gündeme getiren, meclisten geçirilip referanduma gidilmesi ve YSK’nın kararı ile kabul edildiği ilan edilen anayasa değişikliğinde olduğu gibi MHP lideri Devlet Bahçeli yine işbaşında. Bahçeli anayasa değişikliğini gündeme getirdiğinin benzeri bir durumu ittifakın önünü açmak için sergiledi. Yaklaşık iki yıl öncesinden, 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde, aday göstermeyeceklerini, henüz adaylığını açıklamamış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklayan MHP lideri Bahçeli, seçim ittifakının önünün açılmasında önemli rol üslendi.

“Cumhur ittifakı” (Milli ittifak);

AKP ve MHP’nin yapacağı adına henüz karar verilmemekle birlikte “Cumhur ittifakı” denilen ittifak “Milli ittifak” olarak lanse edilmeye çalışılıyor. AKP-MHP ittifakı kesinleşmesi ile birlikte BBP lideri Mustafa Destici’de “Cumhur ittifakı”na dâhil olmak parsadan pay kapmak için desteğini açıklayarak AKP’ye kur yapmaya başladı.

“Milli İttifak” diye lanse edilen, AKP-MHP ittifakının tarafları, şimdi siyasi partileri bu ittifakı desteklemeye davet ediyorlar. Nedeni ise, Türkiye’nin içeride ve dışarıda terör örgütleri ve arkasındaki yedi düvele karşı yaptığı mücadele, AB, ABD, Suriye ve İsrail ile yaşanan sorunlar. Dahası Türkiye’nin bekaa sorunu. Bunların üstesinden gelmek için “milli ittifak” denilen “Cumhur ittifakı”’nı desteklemek, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek adam olarak ülkeyi yönetmesi için 2019’da Cumhurbaşkanı seçilmesinde görüyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve onu destekleyenlerin dışında kalanlar “Millici” değil(!), ve Erdoğan’dan başkası bütün bu sorunların üstesinden gelemez!..deniliyor veya denilmeye çalışılıyor.

İttifak’ın önünü açan kanunun yasallaşması ile AKP-MHP ittifakının dışında kalan partilerin farklı gruplar halinde ittifak çalışması yürütmesi ve gerçekleştirmesi halinde “Milli ittifak” dışında kalan/karşısında olanlara, AKP ve MHP tarından ne isim veya isimler verilebileceğini az çok tahmin edebiliyoruz.

Şimdiden ülkenin içinde bulunduğu durumu ortaya sürerek, İslam’daki “ulul-emre itaati” dayanak göstermek suretiyle, bu ittifakın desteklenmesi gerektiğini, yani AKP ve Erdoğan’a biat edilmesi gerektiği yönünde algı yaratılmaya çalışılıyor.

Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yönetimi ve Bahçeli’de ittifakı konuştuklarında bilinçaltında biat’i empoze ediyorlar.

Cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşık bir buçuk yıl var. İttifakı öngören kanunun yasallaşması ile mecliste temsil edilen partiler ve meclis dışındaki partilerin bu yarışta yer almak için farklı ittifak seçenekleri ve APK-MHP ittifakı arasında, tartışmalar, atışmalar ve çekişmelere hem siyasiler hem de taraftarları arasında uzunca bir süre ülke gündemini meşgul edeceğe benziyor…

İbrahim Halil SİPAHİ

24.02.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi