İnsanı mahveden büyük haram

İnsanı mahveden büyük haram
Nefsin gayrimeşru isteklerini yerine getirip onun kölesi olan bir insan, kendini kaybeder, huzursuz olur, psikolojik bunalımlar yaşar.Hevâ ve heveslere müptela...



Nefsin gayrimeşru isteklerini yerine getirip onun kölesi olan bir insan, kendini kaybeder, huzursuz olur, psikolojik bunalımlar yaşar.

Hevâ ve heveslere müptela olmak, insanı manevî değerlerden uzaklaştırır, hayvanî bir hayata yaklaştırır.

Gözümüzü ve gönlümüzü haramlardan koruyalım


Bugün sizlerle bir okurumuzun gönderdiği e-mail mesajını paylaşmak istiyorum. Mesaj şöyle:


"Üç yıllık evliyim. Hanımımı çok seviyorum. Hatta onu Allah'ın bana en büyük lütfu olarak görüyorum. Ancak ben onun iffetine layık bir koca değilim. Evlenmeden önce benim bir hastalığım vardı. Öncelikle bu hastalık merakla başladı. İnternetten açık saçık sitelere girmeye başladım. Bu, zamanla bana büyük bir keyif vermeye başladı. İçimden hep şöyle diyordum: "Ne de olsa evlendikten sonra bırakırım."


Sonradan anladım ki bu aslında şeytanın mırıltılarıymış. Evlendikten sonra da bu hastalığım devam etti. Farkında olmadan açık seçik resimlere bakma müptelası olmuştum. Utancımdan eşime durumu açamıyorum. Ama bu hastalıktan da kurtulmak istiyorum. Lütfen bana yardımcı olun."


Aslında böyle bir durumda yapılacak ilk şey elbette psikolojik tedavidir. Peygamber Efendimizin beyanına göre "imandan bir şube olan haya-utanma hissi" de buna mani olmamalıdır. Çünkü bu, gerçekten tedavi gerektiren bir hastalıktır. Nitekim uzmanlar, bu hastalığın, bir tür madde bağımlılığı gibi insanın hayatına sinsice giren ve aile hayatının bitmesine, sosyal hayattan kopmasına sebep olan yeni bir bağımlılık türü olduğunu söylüyorlar.


AHİRETTE MAHCUP OLMAYALIM


Ancak işin her şeyden önce bir de iman boyutu var. Allah'a ve ahiret gününe iman, akıl ve irade ile bütünleşmeli ve İslam'ın hem de boşluk bırakmadan sunduğu emir ve yasaklar bütünü hayata tatbik edilerek bu sorun aşılmalıdır. Batı'nın ve Batılı değerlerin ticaret sektörü haline getirdiği bu türden cinselliğe prim verilmemeli, cinsel duyguların başkaları tarafından sömürüsüne engel olunmalı.


Böylece Müslüman fert olarak alnı ak ve açık, dik durarak bu hayatı sürdürmeli ve ahirette hesabını veremeyeceğimiz, bizi Rabbimiz huzurunda amel defterleri açıldığı zaman mahcup edecek şeyler içine girmemelidir. Kaldı ki bununla insanlık ailesini bugün her zamankinden daha fazla tehdit eden iğrenç zevklerin, cinsel sapıklıkların, gayrimeşru ilişkilerin, ruhi bunalımların, bunların sebep olduğu boşanma ve intiharların vs. önüne set koymuş oluruz.


NEFSİN GIDASI NEDİR?


Nefsin gıdası, iffetsizlik, her türlü haram, isyan ve günahlardır. Günümüz insanının en büyük handikabı nefsin arzularının peşinden koşması, nefsin süfli duygu, gayrimeşru zevk ve heveslerinin oyuncağı olmasıdır.

Nefsin gayrimeşru isteklerini yerine getirip onun kölesi olan bir insan, ulvî gayelerden uzaklaşır. Hevâ ve heveslere müptela olmak, insanı manevî değerlerden uzaklaştırır. Hayvanî bir hayata yaklaştırır. Aklın, iradenin gücünü hiçe indirir. Gayrimeşru bir hayatın kölesi yapar. Bir anlık zevk ve duygusallık yüzünden hayatını karartan, bir ömür pişmanlık duyan pek çok insan vardır.

Bize düşen, gözümüzü ve gönlümüzü haramlardan korumak, irademizi kullanarak meşru daire içinde kalmasını bilmektir.


SÖZÜN ÖZÜ


1.
Cinsel duyguların başkaları tarafından sömürüsüne engel olunmalı.
2.
Nefsin gıdası, iffetsizlik, her türlü haram, isyan ve günahlardır.
3.
Bir anlık zevk ve duygusallık yüzünden hayatını karartan, bir ömür pişmanlık duyan pek çok insan vardır.

BİR SORU-BİR CEVAP


Günümüzde akraba akrep mi?


Soru:
"Yakın bir akrabamla bir meseleden dolayı tartıştık. Uzun bir zamandan beri görüşmüyoruz. Geçen gün bir kitapta 'Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez.' şeklinde bir hadis okuyunca ürperdim. Kendi kendime hep 'günümüzde akraba akrep' diyordum. Sizden bu konu hakkında bilgi almak istiyorum." Servet Çankırılı

Öncelikle Servet Bey dinimiz akraba ilişkilerinin sıkı tutulması ve kesinlikle ihmal edilmemesi üzerinde çok ciddi olarak duruyor. Akraba ziyareti, dinimizin, toplumu bir kalabalıklar yığını olmak yerine, bir aileye dönüştüren çok hayatî prensiplerinden birisidir.


Rabbimiz yakınlarımızla ilişkimizi koparmamamızı Kur'an-ı Kerim'de bizzat bizden istiyor. Konuyla alakalı ayeti beraber okuyalım: "Adını anıp Kendisini vesile ederek birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakınınız." (Nisâ Suresi, 4/1)


RAHMETTEN UZAKLAŞTIRIR


Peygamber Efendimiz bir gün, "Akrabalarını ziyareti terk eden varsa meclisimizde oturmasın" diyerek ashabını uyarır. Bu ihtardan sonra sahabilerden bir kişi aceleyle ayrılır ve biraz sonra sevinçle geri döner. Efendimiz o sahabiye sorar: "Neden aceleyle çıktın ve sonra sevinçle geri döndün?" Sahabi şöyle cevap verir:


"Ya Resulallah! Siz akrabasını ziyaret etmeyen meclisimizde oturmasın, ihtarını yapınca, daha fazla huzurunuzda kalamazdım. Tavırlarıyla beni daima kendinden uzaklaştıran bir teyzem vardı. Uyarınız üzerine onu ziyarete gittim. Kapısını çalınca teyzem şaşırdı. Ben de meclisinizde olanları ve uyarınızı ona anlattım. Çok sevindi ve ellerini açarak bana dua etti, ben de ona dua ettim. Vedalaşıp hemen huzurunuza geldim."


Bunun üzerine Peygamberimiz: "Sen bu hareketinle çok güzel bir ziyaret yapmış oldun. Şunu iyi bilin ki, akrabalarıyla alakasını kesmiş olan kimsenin bulunduğu meclise Allah'tan rahmet inmez" buyurur.


ŞEYTANI SEVİNDİRMEYİN


Akraba ziyaretlerini değişik şekillerde devam ettirmek mümkün­dür. Yakındaysa fırsat buldukça ziyaretlerine gitmek, hal ve hatırlarını sor­mak, gerektiğinde yardımlarına koşmak, ihtiyaçları varsa elden gel­diği kadar gidermeye çalışmak; uzaktaysa telefonlaşmak gibi yollarla ilişkiyi devam ettir­mek ge­rekir.


Yakın akrabalar arasında bazı can sıkıcı durumların çıkması, ola­bi­len bir durumdur. Bu halde dahi, akrabalar arasındaki ilişkinin kesilmemesi gerekir. Peygamberimiz, "En faziletli sadaka, kırgın olan akrabaya yapı­lan sadakadır" (Dârimî, Zekât, 38) buyurarak, akrabayı unutmamayı tavsiye eder.


Evet Servet Bey, elbette akraba akrep değildir. Akrabanızla aranızdaki kırgınlığa bir son vermeli ve şeytanı daha fazla sevindirmemelisiniz.


TEFEKKÜR ATLASI


Göklere arıtma tesisi kuran kim?


Denizler ne kadar büyük olsa da kimsenin derdine derman olamaz. Koca okyanuslar ne bir çiçeğin yüzünü güldürmeye yeter, ne de bir canlının susuzluğunu giderir. Dünya dolusu denizlerden bir yaprağı yeşertecek ve bir cana can olacak suyu çıkarmak için dünya semasında muazzam arıtma tesisleri çalışır.

Kim kurar arıtma tesislerini göklere? Kim kaldırır binlerce ton suyu denizlerden göklere? Kim tuzlu suyu tertemiz, tatlı bir su yapar da içirir bizlere?

BU HAFTA NE OKUYALIM?


Hayatımızı ideal manada nasıl planlayabiliriz?


Hayat çoğu zaman yanıltıcı biçimde bir tercihler manzumesi gibi görünüyor hepimize. Özellikle fiziksel gerçekliğe müdahale kabiliyeti bu noktada hepimizi yanıltan bir illüzyona dönüşüyor. Hâlbuki ne hayata gelişimiz ne de gidişimiz bizim tercihimiz. Hayatın bizi aşan yönlerine teslim olduğumuzun farkında olmayı başarabilsek keşke.

Işık Yayınları tarafından yayımlanan ve Bekir Dündar imzasını taşıyan "Hayatın Cilveleri" isimli kitap, kendi algılarımızın sınırlarında algılamaya çalıştığımız hayat gerçeğine geniş bir perspektiften bakabilmenin gayretini ortaya koyuyor. Olmasını istediklerimizi olması gerekenlerle karıştırdığımızı, istemediklerimizi yok sayma bağnazlığımızı hatırlatıyor bize. Ya hep kaybeden ya da hep kazanan olma modelinin insanı yoldan çıkaran iki damar olduğunu vurguluyor.

Hayatı dünya için harcamanın ne kadar acı olduğunu vurgularken, ahireti kazanabilmek için de dünya hayatının en büyük sermayemiz olduğunu hatırlatıyor yazar. Sınırlı olduğumuzun idrakine varıp iradelerimizin hakkını vermek suretiyle ideal bir hayat planlamanın yollarını da anlatmayı ihmal etmiyor.


KİTAPTA HANGİ KONULAR İŞLENİYOR?


Kitap giriş bölümü haricinde, iman ve amele dair, hizmet ve infak mülahazaları ve müteferrik olmak üzere üç bölümden oluşuyor. İnsanın özelliklerinden inkâra veya günaha düşme sebeplerinin tahlillerine, imanla ölmenin nasıl mümkün olacağından ideal bir müminin hayatında dikkat etmesi gerekli olan esaslara kadar pek çok konuda yaşanmış örnekler eşliğinde aydınlatıcı bilgiler veriyor.


"Gerçek özgürlük hangisi? Nefsin bütün isteklerine karşı çıkmalı mı? Gerçek kişiliğimiz nerede saklı? İbadete vakit bulmak mı, vakit ayırmak mı? Allah kimlere hidayet etmez? Kime ağlamalı, sadece ağlamak yeterli mi? Kaç çeşit Müslüman var? Allah'ın merhameti nasıl tecelli eder? Niçin, ne zaman ve nasıl konuşmalı? Bozulan zaman mı, insan mı? Neden boşanıyoruz?" gibi herkesi ilgilendiren pek çok soruya makul düzeyde cevaplar veren eser, soruların ve sorunların yıpratıcılığından sıyrılıp hayata biraz sakin ve dingin düşünceler eşliğinde bakabilme ayrıcalığı sunuyor okuruna.


"Hayatın Cilveleri", hayatın farkına varmak ve bakış açılarını yeniden ayarlamak için okunması gereken önemli bir rehber eser.


HAZIRLAYAN: ALİ DEMİREL-BUGÜN GAZETESİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.