İmansız Emniyyet Olmaz
Kaddafi sürüklenerek öldürüldüğü günden bu güne kadar öldürülen Libyalı Müslüman sayısına, Kaddafi’nin Devlet başkanlığı yaptığı 42 yılda ulaşılamamış.
Batının akıllı gibi takdim edilen adamları bir varil petrol için bir ülkeyi karıştırırken bu öldürülen adamların çocuklarının bu sömürgenlerin çocuk ve torunlarından alacaklarını tahsile geleceklerini neden düşünemezler?
Babasını annesini öldürdüğünüz, tahsilini engellediğiniz bu çocuklar, tahsilat için geliyorlar.
Ama kimden tahsilat yapacaklarını bilemediklerinden kendileri gibi bodro mahkumu emekçileri, garibanlar lokantasında, ucuz gazinoda, işçi kahvehanesindekileri öldürüyorlar.
Haramilerin mekanlarının yakınına bile ulaştırmazlar onları.
Paris’te bu büyüklükte ilk terör olayı diyorlar
17 Ekim 1961 Cezayir’in özgürlüğü için Paris’te yürüyüş yapan Cezayir asıllı Paris de yaşayan Fransız vatandaşları Saint Michel köprüsünde kıstırılmış iki yüzün üzerinde Cezayirli öldürülmüş ve köprüden Sen nehrine atılarak balıklara yem yapılmıştı.
Devlet öldürürse terör sayılmaz.
Amerika, Rusya, Fransa gibi devletler suçsuz köylüleri havadan bombalarlar, devletler yaptığı için terör sayılmaz.
Fransa’da devlet terörünü okumak için Google amcaya “1961 Paris katliamı” veya “Maurice Papon” kelimelerini yazarak sorarsanız size geniş bir bilgi verir.
Hem suçlular hem güçlülerdi.
1830 yılından itibaren 130 yıldır Cezayir’de köylere kadar giderek diriliş ümidi olabilecek beyinleri ezmişlerdi.
Milyonlarca Müslümanı katletmişlerdi.
“Ülkemizi terk edin” diyenleri öldürerek suçlarını kapatacaklarına inanmışlardı.
François Hollande’ın “Acımasızca davranacağız ve kökünü kazıyacağız” sözü, ancak kendi insanını korkutur.
1961 katliamında öldürülen insanların çocukları hala Paris banliyölerinde yaşıyorlar.
Yaptıklarınızı torunlarına anlatıyorlar.
Onların bir örgüt kurmasına gerek yok.
Ne zaman nerede ne yapacağını Maurice Papon’larınızın bilmesi mümkin değil.
Çünkü sizin itip kakmanız sebebiyle plansız yaşarlar.
Örgüt kuramazlar, örgüte bağlı olamazlar.
15 milyon nüfuslu Paris şehrine 15 milyon Papon ruhlu polis atasanız yine de olayları engelleyemezsiniz.
“Eden, kendine eder” atasözümüz vardır.
İyilik yapan aslında kendine iyilik yapmış olur.
Kötülük yapan da yine önce kendine kötülük yapmış olur.
Rabbimiz bu gerçeği, İsrail oğullarını örnek vererek bize söylüyor:
وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا
Kitabta (Tevrat'ta) İsrail oğullarına şu hükmü verdik: "Elbette siz yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kabarışla kibirleneceksiniz.
فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا
O ikiden (iki bozgunculuktan) birincisinin zamanı geldiğinde üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik, onlar evlerinizin aralarına kadar girip araştırdılar, va'd de gerçekleşmiş oldu.
ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا
Sonra onları yenme imkanı verdik. Mallar ve oğullarla size yardım ettik. Sizi savaşçılar olarak en çok kıldık.
إِنْ أَحْسَنْتُمْ أَحْسَنْتُمْ لِأَنْفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآَخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيرًا
Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötülük yaparsanız, kendinize (kötülük yapmış olursunuz). (O iki bozgunculuktan) sonuncusunun zamanı geldiğinde (öyle kullarımızı göndeririz ki) yüzlerinizi kara etsinler, ilk kez girdikleri gibi yine mescide (Kudüs'e) girsinler ve yendiklerini mahvetsinler.
عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يَرْحَمَكُمْ وَإِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ حَصِيرًا
Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer siz, (bozgunculuğa) dönerseniz, biz de (cezalandırmaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere hisar (hapishane) yaptık.
إِنَّ هَذَا الْقُرْآَنَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا
Şüphesiz bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
وَأَنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآَخِرَةِ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
Ahirete iman etmeyenlere de acıklı bir azab hazırladık. (Bunu da kâfirlere müjdele.)”(İsra süresi ayet 4-10)
İsrail oğullarının yaptıkları kötülükler nedeniyle Allah’ın gönderdiği bir kavim onları cezalandırıyor. O kavmin, Rabbim tarafından değerli olduğu söylenmiyor.
Onlar da zalimler ama cezalandırılan İsrail oğullarının zulmü örf, adet, kanun haline gelmiş. Öbürleri ise Hitler gibi çıkmışlar, yakmışlar yıkmışlar yok olup gitmişler.
Biz insanlık ailesi olarak, sevgili peygamberimizin:
لَا ضَرَرَ وَلَا ضِرَارَ
“Zarar vermekte yoktur, zarar görmekte yoktur” (Hadis için bak, İbni Mace 2/784, hadis no: 2340, 2341, Ahmet, Müsned, 1/313)
Hadisine göre hareket etmek gerekir.
Onun hadisine göre hareket etmek için ona, getirdiği Kur’an’a ve içindekilere iman etmek gerekir.
Devam edecek.
MAHMUT TOPTAŞ
17 Kasım 2015
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.