İlahi Kameralar Altında Yaşıyoruz!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
?Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.? (Kehf, 49)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?İnsanlar, işledikleri kötü amelleri kadar tere batarlar. Onlardan bir kısmı topuklarına, bir kısmı dizlerine, bazıları kuşak yerlerine kadar ter içinde kalır; bazılarının da ter âdeta ağızlarına gem vurur.? (Müslim, Cennet 62. Tirmizî, Kıyamet 6)
Ekran Sancısı
Şu TV ilginç bir âlet. Gözü ve kulağı var ve eğer onun görme ve duyma alanı içindeyseniz, her şeyinizi kaydediyor, isterseniz size kendinizi seyrettiriyor da. O zaman, davranışlarınızı daha yakından görme ve kendinizi değerlendirme imkanına kavuşabiliyorsunuz. Bütün kainatı, bütün zamanlarda ve varlıkların içinden geçenler dahil görebilen, işitebilen ve bunları hafızasına alabilen bir TV yapısını düşünebiliyor musunuz? Ve bunların bir gün, bütün bu varlıkların önünde ekrana geleceğini tasavvur edebiliyor musunuz? Diyelim şöyle denecek her insana: "İşte şu sizin kasetiniz. Buyrun seyredin bakalım, neler yapmışsınız. Hatta eliniz, ayağınız, gözleriniz, kulaklarınız da yaptıkları işlerin perde arkasını dile getirsinler..." Nasıl olurdu böyle bir olay?
İnsana mahşer günü böyle bir şey denecek: " Oku kitabını, bugün senin aleyhine hesab görmek bakımından bu kitap yeterlidir." (îsra suresi, 14) Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez." (Kehf Suresi, 49) Tüm insanların böyle kitapları olacak. Şimdi her insana tahsis edilmiş özel kameralar çekimi yapıyorlar. Ve tüm kainat mutlak bir "Gören"in denetiminde...
Bu büyük kayıt devam edegeliyor. Ve bizler bir gün hesap noktasında toplanacağız.
(Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi, 1993-Şubat
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
en-Nûr: Nurlandıran, nurun kaynağı, âlemleri nurlandıran, simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran, kulunun iç âlemini nurlandırarak onu hidâyete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Rabbimizin her anımızı kaydettiğini ve mahşer gününde hesabımızı vereceğimiz zaman göstereceğini unutmayalım. Yaşantımızda daha hassas olalım!
Lügatçe
gem: Alt ve üst dudağın birleştiği yerde meydana gelen çatlak, yara.
tasavvur: Göz önüne getirme.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.