İhtilalin baş aktörü Cemal Gürsel'in gençliğe hitabesi

İhtilalin baş aktörü Cemal Gürsel'in gençliğe hitabesi
Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi 27 Mayıs'ın ardından cuntacıların ihtilal lideri yaptığı Orgeneral Cemal Gürsel'in "Türk Gençliğine Hitabe" kaleme aldığı ortaya çıktı.

İhtilalin baş aktörü Cemal Gürsel'in gençliğe hitabesi

Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi 27 Mayıs'ın ardından cuntacıların ihtilal lideri yaptığı Orgeneral Cemal Gürsel'in "Türk Gençliğine Hitabe" kaleme aldığı ortaya çıktı.

Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde yer alan belgeye göre, Gürsel'in 1 Haziran 1960 tarihli "Türk Gençliğine Hitabe"si, "Aziz Türk Gençliği" hitabıyla başlıyor.

Hitabında kendisine Ankara'da binlerce gencin kanlarıyla süslenen bir bayrak hediye edildiğini aktaran Gürsel, bunu mukaddes bir emanet olarak kabul ettiğini belirtiyor. Gürsel gençliğe hitabesinde Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözüne atıfta bulunarak, bu vecizeyi gençlerin bir an olsun akıllarından çıkarmamasını istiyor.

Gürsel, hitabını Atatürk'ün cumhuriyetin 10'uncu yıl nutkunda yer alan "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözüyle tamamlıyor.

Gürsel'in gençliğe hitabesi

Gürsel, gençliğe hitabında şunları kaydediyor:

"Aziz Türk gençliği,

Sizleri temsilen bir heyet bana Ankara'da bulunan binlerce gencin asil ve necip kanlarıyla boyayıp süsledikleri bir büyük bayrak hediye ettiler. Ben, bunu yalnız Ankara gençliğinin değil bütün Türk gençliğinin kanını, ruhunu ve imanını taşıyan mukaddes bir emanet olarak kabul ediyorum.

Bu mukaddes emanet bana, benimle beraber hak için, adalet için, hürriyet için kendilerini her an fedaya hazır yüz binlerce gencin bulunduğunu hatırlatmakta ve benim için kudret, hız ve enerji kaynağı olmaktadır.

Kıymetli gençler,

Bu asil jestinizi sonsuz bir hürmet hissiyle ve şükranla karşılıyoruz. Haklara ve hürriyetlere yapılan tecavüzler karşısında bir aydan beri yaptığınız cesur ve asil mücadelenizi yakından hayranlıkla ve muhabbetle takip ediyorum. Sizler bu hareketinizle yalnız zalimleri korkutmadınız aynı zamanda milletin ve hepimizin ümitlerine de ışık tuttunuz.

Muhterem ve aziz çocuklar,

Şunu katiyetle bilmeliyiz ki, hürriyetlerimiz elimizden gittiği gün, insanlık hayatımızı da ahlakımızı da faziletlerimizi de ve hatta milli varlığımızı da kaybetmemiz mukadderdir. Hürriyetsiz kemal ve tekamül olamaz. Hak ve hürriyeti bilmemek, duymamak ancak bahtsız, aşağı mahlukların talebidir. Milletimizi bu dereceye düşürmek isteyenler, her zaman mutlak surette hüsrana uğrayacaklardır.

Çok aziz çocuklarım,

Şunu da iyi bilelim ki, en büyük derdimiz ve ızdırabımız cehaletimizdir. Garp alemi, fezanın sonsuz derinliklerine doğru sefere hazırlanırken bizler hangi noktadayız? Bunu hepimiz iyi biliyoruz. Asırların ihmalinin neticesi olan bu hali en kısa zamanda değiştirmek için ilme sarılmak ve onu en yüksek kemaliyle iktisap etmek lazımdır. Bu en mühim en mukaddes vazifemizdir. Büyük Atatürk 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' buyurmuşlardı. Mutlak bir hakikat olan bu vecizeyi bütün gençlerin ve hepimizin bir an olsun aklımızdan çıkarmamız lazımdır. Hürriyetin olduğu kadar, ilimsiz kalan muhit de bir mezar olmak karanlığından kurtulamaz ve üzerinde titrediğimiz, uğrunda can verdiğimiz hak ve hürriyet mefhumları da tam şümulü ile ancak ilim yoluyla idrak edilebilir.

Aziz çocuklarımız,

Çalışınız, çok çalışınız medeni alemde aramızdaki mesafeyi süratle kapatmak için durmadan çalışınız. Bu inançlı, ateşli çalışma sizleri daima huzur içinde bulunduracak ve aynı zamanda sizi memlekete hizmet yolunda temiz, imanlı ve mefkureci yapacaktır. Büyük bir güvenç hissiyle hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlar, sözümü Atatürk'ün şu sözleri ile bitiririm: 'Ne mutlu Türk'üm diyene'."

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.