İdlib'deki evsizler çadırlarını nefesleriyle ısıtıyor
İdlib
İdlib'deki evsizler, çadırlarını nefesleriyle ısıtıyor
Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin saldırılarından kaçarak İdlib bölgesindeki kamplara sığınan siviller, bir yandan zor kış şartlarında yaşama tutunmaya çalışırken bir yandan da evlerine dönmeyi hayal ediyor. Evsiz kalan siviller soğuk çadırlarını nefesleriyle ısıtmaya çalışıyor.
Sert geçen kış aylarında sıcaklığın gece saatlerinde sıfırın altına düşmesi ve zaman zaman yağan kar İdlib'deki sivillerin yaşam mücadelesini zorlaştırıyor.
İdlib'deki AA muhabirleri, evsiz kalarak derme çatma çadırlara mahkum olan ailelerin çektiği sıkıntıları görüntüledi.
Hama'nın kuzeyindeki Kefrenbude ilçesi Esed rejiminin eline geçmeden kısa süre önce evlerini terk etmek zorunda kalan Zehra Şeyh, ailesiyle Türkiye sınırı yakınlarında Karama kampına sığınan sivillerden biri.
"Isınmak için elbiselerimizi yakıyoruz"
Şeyh AA muhabirine yaptığı açıklamada, havanın çok soğuk ve tüm aile fertlerinin de hasta olduğunu belirterek, "Soğuk, çok soğuk. 5 kişi bir yorganla üstümüzü örtüyoruz. Soğuk bizi öldürdü. Odun ve ısınacak bir şeyimiz kalmadı, ısınmak için elbiselerimizi yakıyoruz." dedi.
Göç eden bir aileyi daha yanlarına aldıklarını söyleyen Şeyh, "Çadırda ne kadar kalabalık olursak o kadar ısınırız. Nefeslerimizle ısınıyoruz. Çok üşüyoruz, hepimiz hastayız. Kar yağıyor, gelecek günlerdeki karlar ise daha yoğun olacak. Isınmak için odun lazım. Köylerimize dönersek, toprak üzerinde kalırız. Bir tek köylerimize dönelim." ifadelerini kullandı.
"Herkes zorda"
Bir diğer kamp sakini Ahmet Cuma ise soğuk havaya karşı insanların ne yapacağını bilemediğini dile getirerek "İnsanlar çok zor bir halde. Özellikle bu soğuk dalgasında herkes hastalandı. Yeni göç var. Bombardıman sesleri, göç ettiğimiz yerlere kadar ulaşıyor. Herkes darda ve zorda." diye konuştu.
Kar yağışı beklendiğini ifade eden Cuma, "Bu insanların en önemli ihtiyaçlarından biri barınak. Sıcaklık eksi 7-8 civarında, daha da düşecek. Burada herkes kendi maddi imkanları çerçevesinde bir şeylere ısınmaya çalışıyor. Şu an buradaki herkes ikinci el elbise yakıyor, talep fazla olduğu için o da pahalandı. Bazıları araba lastiği kesip yakıyor." dedi.
Cuma, bir an önce yaşadıkları zor günlerin son bulması ve evlerine dönmeyi istediklerini vurguladı.
Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatına uymadılar
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağa hız vermesi üzerine, Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 10 Mayıs 2019'da yaptığı açıklamada, rejim unsurlarının İdlib’in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizlerinin 6 Mayıs’tan itibaren kara harekatına dönüştüğüne dikkati çekmişti. Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren, Kefrenbude, Han Şeyhun, Maraatinüman, Serakib gibi büyük ilçelerin yanı sıra İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırıları neticesinde ele geçirdi.
Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana ise Suriye-Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 794 bine ulaştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.