İçişleri Bakanı Soylu: Neyin hukukundan bahsediyorsunuz?
BATMAN
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kentteki temaslarının ardından AK Parti Batman İl Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle bir araya geldi.
İnsanların sıkıntılarının ve dertlerinin elbetteki olduğunu dile getiren Soylu, "Hiç kimsenin yüzünde en ufak bir sitem, karşı duruş yok. Batman'da şunu gördük, bizim imzaladığımız sözleşmeyi ne bir terör örgütü bozabilecek ne bir ihanet şebekesi bozabilecek. Hiç kimse buna cesaret edemeyecek. Dükkanlarına girdiğimizde 'fotoğraf, resim çektirelim. 'Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a selam söyle' diyen o insanların gönlüne ve yüreğine teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Soylu, önemli bir sürecin içerisinde olduklarını belirterek, çok badireler atlattıklarını, vatandaşların bu durumu canlı olarak yaşadığını kaydetti.
"Bize demokrasiyi çok gördükleri zaman dilimini de 'sizden cumhurbaşkanı yapmayız' diyenleri de gördünüz" diyen Soylu şöyle devam etti:
"Büyükleriniz rahat bir şekilde seçilen adamların nasıl idam sehpalarına gönderildiğini bu topraklar, bu ülke ve bu vatan gördü. Bir annenin iki oğlunun birbirine pusu kurdurulduğu, birinin sağcı birinin solcu yapıldığı, kardeşlerin birbirine düşürüldüğü zamanları gördü bu topraklar. Alevi ve Sünni'yi birbirine katabilmek için her türlü provokasyonu ortaya koyan bir anlayışı da gördü. Bu topraklar bu ülkede insanların dinine, anlayışına, inancına, kimliğine yönelik olarak nasıl fişlendiğini, nasıl ötekileştirildiğini ve nasıl ayrıştırıldığını da gördü. Tüm bunlar hepinize bir tecrübe oldu. Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve bu ülkede kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu gördük."
'Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz?'
Türkiye’nin her tarafında aynı anlayışla ve aynı inançla kalkınmayı, gelişmişliği, yarına daha güçlü bakmayı ortaya koyabilecek bir irade sergileyeceklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Aslında onları iştahlandıran Türkiye'nin üzerine hücum ettiren en önemli anlayışlardan bir tanesi odur. Öyle olmasa buraya ihanet eden her insanı kendi ülkelerinde tutmazlar. Bakın en son Yunanistan 8 darbeciyi Türkiye'ye teslim etmedi. Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz? Avrupa Almanya ne yapıyor darbecileri, PKK’cıları, DHKP-C’lileri hepsine dostlar. Dostlar alışverişte görsün diye güya DEAŞ'la mücadele ortaya koymaya çalışıyorlar, dostlar alışverişte görsün. DEAŞ'la da PKK’yla da mücadeleyi biz ediyoruz. Diğer tüm terör örgütleriyle de mücadeleyi de samimi bir şekilde biz ediyoruz. Çünkü bizim medeniyetimiz, değerlerimiz, kardeşliğimiz emrediyor."
Soylu, önlerinde çok önemli bir süreç olduğunu belirterek, "Önümüzdeki anayasa oylaması milletimiz, ülkemiz, bu yaşadıklarımız için yeni bir boyutun adıdır. Hep beraber burada çok çalışmalıyız, gayret göstermeliyiz, mücadele etmeliyiz. Güneydoğu ve Doğu Anadoluyu karış karış gezmeliyiz. Milletin egemen olduğu, hakim olduğu, yarına güçlü bir şekilde uzandığı bir sisteme gidiyoruz. Denetlemeyi de seçimi de milletin yaptığı seçip de yönetemeyenleri de milletin alaşağı ettiği artık yönetime direkt müdahale edeceği yeni bir sisteme gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
'Demokrasiye sahip çıkanlar kadar demokrasiyi istismar edenler de var'
Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Demokrasiye sahip çıkanlar kadar demokrasiyi istismar edenler de vardır. Belediyeler üzerinden, sivil toplumlar üzerinden ve değerleri üzerinden istismar edenler var. Buna da müsaade etmeyeceğiz. İşte önümüzdeki hükümet sistemi bir taraftan ülkenin daha etkin yönetilmesini, daha iyi kararlar alabilmesini ve bu kararların millet ile denetlenebilmesini sağlayacak sistemdir. Demokrasiyi güçlendirecek, yükseltecek ve ülkemizin yatırımlarını hızlandıracak istikrarı sağlayacak ve Türkiye'nin dünya ile rekabet etmesini sağlayacak."
Terör örgütlerinin sözde "özerklik" ile ilgili oyunlarını ve milleti korkutma politikalarını eleştiren Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Van'da akıtılan kanı evlerinde pusula bırakılarak 'sakın ha bir şey yapma', sandıklarda görevlendirdiğimiz insanlara 'sizi ziyarete geldik hayırlı olsun dileklerimizi ileterek' el altında tehdit ederek en alasını yapanların 7 Haziran, 1 Kasım arası bu ülkenin huzurunu, birliğini, beraberliğini parçalamaya çalışanlara karşı bir de duyarsız olanları hatırlayın. Yarına ait kendi siyasi düşüncesini ve kendi siyasi gelecekleri yüzünden ülkenin birliğini ve beraberliğini heba edenleri bir kez daha düşünmenizi istiyoruz. Memleketi kaosa, memleketi istikrarsızlığa sokup bu ülkenin güçlü dirayetli olmasını engelleyecek bir karşılık istediler. Peki ne oldu? 1 Kasım'da millet sandığa geçti ve bu millet tercihini yaparak hem demokrasinin yükselmesi, güçlenmesi, hem birliğinden ve beraberliğinden yana oldu."
'15 Temmuz tarihin dönüm noktası oldu'
Terör örgütünü tasfiye edeceklerini vurgulayan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunu yaparken de diğer taraftan da nasıl üniversitelerimizi, iş alemimizi, nasıl esnafımızı, nasıl insanımızı düşünüyorsak vatandaşlarımızla yarına eşit vatandaşlık müessesi altında güçlü adımlar atacağız. Bunu beraber sağlayacağız. Bunu Türkiye'de gerçekleştirebilecek yegane teşkilat sizlersiniz. Başka kimse, bunu bu şekilde ortaya koyamaz. Bugünün Türkiyesi, dünün Türkiyesi değildir. Bundan 15 yıl önce de 2016'nın, 2017'nin Türkiyesi olmayacaktır. Hızlı ivmesi, yükselme ivmesi aynı şekilde devam edecektir. Bu anlayışla birlikte inanıyorum ki bu önümüzdeki halk oylamasında büyük bir mücadeleyi, büyük bir gayreti ortaya koyacağız. Yine geleceğiz, yine birlikte olacağız, adım adım her yeri gezeceğiz. Bunu ifade etmek istiyorum ki buradan güzel bir sonuç çıkarıp ülkemizi yarınlara, aydınlık geleceğe ve ülkemizin birlik ve beraberliğine hep beraber taşıyacağız."
Bakan Soylu, 15 Temmuz'un tarihin dönüm noktası olduğunu belirterek, "15 Temmuz'da bu millet kendine oynanan ihanet oyununu çıplak elleriyle, birbirileriyle olan dayanışmasıyla, inancıyla bozdu. Şimdi bunu taçlandırmanın, bunu yeni bir hükümet sistemine döndürmenin günü bizim halk oylaması günümüzdür. Tek tek gideceğiz sandıklarımıza sahip çıkacağız. Aynen 1947'de Toroslarda, Mersin’de o kadınların sandık bizim namusumuzdur diyerek sahip çıktıkları gibi sahip çıkacağız. Bir oy bizim için her şeydir. İkna edeceğiz, ifade edeceğiz, anlatacağız ama sandıkların başından da ayrılmayacağız. Hiç endişe etmeyin, sonuç her zaman halkımıza ve hakkımıza inananların olmuştur." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ömer Yasin Ergin,Hasan Namlı,Muhyeddin Beyca,Mehmet Sıddık Kaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.