Hayırda Yarışanlar Derneği Kuruldu

Hayırda Yarışanlar Derneği Kuruldu
?Milletimizin hayır anlayışını toplumda yaygınlaştırmak ve işlerlik kazandırmak, bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapmak?...



?Milletimizin hayır anlayışını toplumda yaygınlaştırmak ve işlerlik kazandırmak, bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapmak? şeklindeki gayesinin tahakkuk için ?Peygamberimizin doğumunun 1441. yılında ve Kutlu Doğum Haftası? içinde Genel Merkezi Ankara olan ?Hayırda Yarışanlar Derneği? adında bir dernek kuruldu.

Genel Başkanlığını ?Milli Gençliğin Şeref başkanı? makine Mühendisi Nevzat Lalelinin yürüttüğü dernek de, MGV eski Genel Başkan Yardımcısı Doktor Kasım Sezen Genel Başkan Yardımcısı, Yüksek lisans öğrencisi Ömer Daloğlu Genel Sekreter, Yüksek Öğrenimden Bahattin Songur Genel Muhasip ve Hizmet sektöründe başarılı çalışmalar yapan Mevlüt Seyhan?da üye olarak görev aldılar.

?İnsanın hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır? Hadis-i Şerif inin ışığında çalışmalarına başlayan dernek, milletimize aşağıda ki kuruluş beyannamesini yayınladı.

 

HAY-DER Kurucuları (Sağdan sola) Gen. Başk. Yard. Doktor Kasım Sezen, Doktor Mustafa Genel, Genel Başk. Mühendis Nevzat Laleli, Uzman Hasan Gün ve Genel Muhasip Bahattin Songur görülüyor.

Güçlü olmak, hele haklı iken güçlü olmak çok önemli bir durumdur. Bu durum hem kendi hakkınızın korunmasını ve hem de masumların haklarının korunmasını sağlar. Onun için önemli bir ölçümüz, ?Güç, hakkın emrinde olmalıdır? şeklindedir.

Bir yere dağlar kadar kum yığsanız. Bu kuma yük taşıtabilir misiniz? Kum yığını en küçük bir yük altında hemen dağılır ve asla yük taşımaz.

Ama aynı kumu alır, içerisine çimento karıştırır, bir de inşaat demirleri döşerseniz, işte bu yapı ile istediğiniz yükü taşıyabilir ve koca koca binaları dikebilirsiniz.

Kolon ve kirişlerde ki demirlerin karşılığı, sosyal hayatımızda ki sivil toplum kuruluşları yani dernekler, vakıflar, sendikalar, bunların oluşturdukları federasyonlar, konfederasyonlar ve partilerdir.

1980 öncesi terörün kudurduğu günlerde, bir Pazaryerine birlikte gidelim. Pazarda alış veriş yapan, sadece kendi filesini veya torbasını doldurmaya çalışan yaklaşık 500 insan olsun. Derken aynı pazaryerine üç tane militan gelsin ve başlasınlar slogan atmaya ve sağa sola sataşmaya?

Ne olur Pazaryeri? Ne dersiniz? Bir anda o 500 kişi, ?çil yavrusu gibi dağılır? ve kaçmazlar mı? Paniklemiş kalabalığa şunu anlatamazsınız. ?Kardeşim. Siz beş yüz kişisiniz. Onlarsa üç kişi? Belki tükürüğünüzle bile boğabilirsiniz onları. Durun kaçmayın (!)?

Bu olayın mukadder soruları şu şekilde karşımıza çıkar. ?500 kişi, bu üç kişi karşısında niçin kaçmaktadır? Bu üç kişi, 500 kişiyi kaçıracak gücü nereden bulmaktadır??

Görülecektir ki bu üç kişi organize olmuşlardır. Yani içlerinden birisi bunların başıdır, başkanıdır. Diğerleri de ona itaat etmektedirler. Böylece bu güce erişmişlerdir.

Gerçi bunların güttüğü batıl bir davadır. Ama sosyal yapılarında oluşturdukları bu yapı ile onlar bile bu gücü kazanmışlardır.

BU KONUDA Kİ ÖLÇÜLERİMİZ

Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) İslam?ın mücadelesine Mekke?de değil de ?Hicret ettiği Medine?de başlaması? bizim için güzel bir örnektir. Zira Medine de birinci ve ikinci Akabe biatlerinde kendisini imam (baş) kabul etmiş insanlar bulunmaktadır. Mekke?den Hicret eden Müslümanların sayısı da buna ilave olunca oldukça güçlü bir organizasyona (Ümmet yapısına) kavuşmuş oldular.

Bediuzzaman Hazretleri ise; ?Allah için bir araya gelen iki kişi artık iki değil on bir kişi gücündedir. Eğer üç kişi bir araya gelirse, bu yüz on bir gücü demektir? buyurarak işi matematiksel bir anlatıma dönüştürmüştür.

BAŞKASINA FAYDALI OLMAK

Bu konuyu kendine dert edinmiş bir şair, ?Dert ve çare? isimli şiirinde;

?İpi kopan tespihim,/Dağılmış tane tane./Acı ama teşbihim,/ Hani nerde imame.

Daneleri toplayın,/Hak ipine derleyin,/Bir imame bağlayın,/Tevhit gelsin meydane?

Bize göre ülkelerin kaderini hazırlayan ve ?bütün insanlığı kendine köle etmeye çalışan Siyonizm?in kontrolündeki medya? insanlarımızı uydurduğu senaryolar ve sansasyon haberlerle yönlendirerek kendi istediği yerlere götürmektedir.

Bu insanların hakikatleri görmesini temin etmek onlara gerçekleri anlatmak, dağılmış olan insanları ?hak ipine derlemek?? görevi, her zaman olduğu gibi yine toplumun sağlam kalmış uzuvlarına düşmektedir.

Yukarıdaki ifadelerimizden iki çalışma alanı çıkmaktadır. Bunlardan ilki, değişmez doğruları insanlara anlatma çalışmaktır. Bunu hem sürekli ve ham de geniş bir sahada yapmak gerekir. İkinci çalışma sahası ise mutlak doğruları kendine ölçü alan insanları bir araya getirerek, onların organize bir yapıya kavuşturmaktır.

GÖREVE SAHİP ÇIKIYORUZ

Derneğin tüzüğünde ki ana gayesi; ?Milletimizin hayır anlayışı?? ifadesi o kadar geniş ve yaygın uygulama alanına sahiptir ki bunları saymaya güç yetiştiremeyiz.

Gittikçe artan pahalılık karşısında bir fakire yardımcı olmak, terörde babasını veya annesini kaybetmiş bir yetimin başını okşamak, bir öksüzün karnını doyurmak.

Fakirlikten dolayı öğrenim zorlukları içerisinde çırpınan bir öğrencimize kuracağınız bir yurtta sıcak bir ortam temin etmek, parasızlıktan sabah akşam sadece kuru bir ekmekle hayatını geçiren bir öğrencimize burs vermek?

Kırk yıldır yapmakta olduğumuz bir çalışmayı burada da yaparak, ?Gençlerimizin Milli ve manevi değerlerimize bağlı olarak yetişmelerini sağlamak??

Ahlakın gittikçe bozulduğu günümüzde, edepli ve ahlaklı gençlerimizin birbirlerini bularak evlenmelerini ve mutlu yaşamalarını sağlamak? Dağılma durumuna gelmiş bulunan aile yuvalarını, eşlerin aralarını bularak yıkılmalarını önlemek?

Haksızlıklar karşısında sığınacak bir kapı arayan mazlum ve mağdurlara sahip çıkmak, onlara maddi ve manevi destekler sağlamak?

Peygamberimizin Hadis-i Şeriflerinde bildirdiği; ?Yolda, insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmak. Selamı yaymak?

Ağaç gibi faydalı bir canlıyı, dikmenin üstünlüğünü tanıtarak ve buna bizzat örnek olarak çıplak arazilerimize ağaçlar dikilmesini sağlamak. Ormanları korumak?

Milletimizin inançları içerisinde yer alan bütün hayır faaliyetlerinin toplumda yapılmasına vesile olmak, bunları yaygınlaştırmak ve toplumumuzun mutlu bir hayatı elde etmesini sağlamak? gibi daha sayamadığımız bir çok hayırlı çalışmaları yapmaya ve bunların yapılmasına vesile olmaya çalışmaktır.

Ne dersiniz? Sizler de bizimle birlikte bu çalışmalara katmak istemez misiniz?

Çünkü ?Ömürler kısa ama yapılacak çalışmalar çoktur? Defteri âmâlımızın biz hayatta iken yaptığımız veya yapılmasına vesile olduğumuz hayırların ecirleriyle dolması, biz dünyadan ayrılınca da yazılmaya devam etmesi ancak böyle mümkün olabilir.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.