Hased Etmekten Sakının
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
?Yoksa onlar, Allâh?ın lutfundan verdiği şeyler için insanları kıskanıyorlar mı?..? (Nisâ, 54)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?Hased etmekten sakının. Zîrâ hased, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi iyilikleri yer bitirir.?
(Ebû Dâvûd, Edeb, 44/4903; İbni Mâce, Zühd, 22)
Hased eden kimse, takdîr-i ilâhîye îtirâz etmiş olur. Çünkü hased, Allâh?ın başkasına nasîb ettiği nîmetin, kendinde olmadığı gerekçesiyle o kişiden de izâlesini istemektir. Fakat gıpta böyle değildir. Zîrâ gıptada maddî veya mânevî nîmete hem kendisinin hem de başkasının sâhip olmasını istemek esastır. Bu sebeple İslâm?da gıpta medhedilmiş, fakat hased, şiddetle men edilmiştir.
Hased, kıskanılan kimseden ziyâde hased edenin kendisine zarar verir. Bu, başkasını taşlayan, fakat attığı taşın geri dönmesiyle kendi gözü kör olan kimsenin hâli gibidir. Kin ve öfkeden başka bir netîcesi yoktur ki, sonunda kişiyi rezil ve rüsvâ eder. (Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi II, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
el-Mümît: Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisini zamanı gelince kesen demektir.
Kısa Günün Kârı
Kendimiz için istediklerimizi başkaları için de isteyelim.
Lügatçe
izâle: Yok etme, giderme.
hased: Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.