Haramın kokusuyla da duman altı olunur
Hz. Ömer (r.a.)?den iki örnek görelim:
Ömer bir gün pazara indiğinde besili develer görür ve sahibini sorar.
Orada bulunanlar, develerin sahibi Ömer?in oğlu Abdullah olduğunu söylerler.
Ömer, derhal oğlu Abdullah?ı çağırtır ve bu develeri nereden bulduğunu sorar.
Abdullah, develeri satın aldığını ve koruluğa sürdüğünü söyler.
Ömer: ?Baban devlet başkanı olduğu için bu insanlar senin develerini güderler ve sularlar. Sen makamın gücünden yararlandığın için develere ödediğin parayı hazineden alacaksın ve develer hazinenin olacaktır? der. (Beyhaki, Süneni Kübra 6/147 hadis no 12156)
Sa?d ibni Evi Vakkas anlatıyor: ?Bahreyn?den hazineye ait misk geldi (Misk, Himalaya ve Altay dağlarında yaşayan ceylanın göbeğinde meydana gelen en güzel kokulu madde)
Bu miskin tartı ile Müslümanlara dağıtılmasını isteyen Hz. Ömer, iyi bir misk tartıcısı ararken değerli eşi Atike, bunu yapabileceğini söyleyince Ömer: ?Hayır.? Der.
Sebebi sorulunca ?Sen miski tartarken misk tartan elini boynuna yanağına süreceksin ve devlet hazinesinden haksız yere misk kokusu edineceksin? der ve kabul etmez. (Ahmed bin Hanbel, Zühd 1/119)
Kamu veya özel kurumlarda imkanların bol olduğu yerlerde görev alanlar, kendilerini haramdan korumak için çok dikkatli olsunlar.
Yalnız kendileri değil, çocuklarına da dikkat etsinler.
Kendi çocuğunuzun, normal şartlarda kaç liralık iş bulabileceğini biliyorsunuz.
Tutar işadamının biri, sizin çocuğunuza o paranın on katı, elli katı para vererek çok kolay bir iş veriyorsa derhal o işten çıkarınız.
Profesyonel Fetvatörler, ?tarafların rızası var, iş de meşru bir iş? deseler de siz onlara inanmayın. Sizin çocuğunuzdan başkasına bu maaş veriliyorsa bin kere düşünün.
Hazreti Ömer (Allah ondan razı olsun) bizim örneklerimizden biridir.
Kavgayı hayretle ve dehşetle seyredenler, elli yıllık zaman içinde bu tür kavgaları çok gördük.
Sonunda kazanan Müslümanlar oluyor.
Bu milletin devlet gemisinin rotası Kıbleye çevrileli çeyrek asrı geçti.
Kavga güvertede gerçekleşiyor.
Kaptan köşkünde iki kaptan olsun diyenler var, tek kaptan olsun diyenler var.
Geminin kasasında eksilme var diye kavga edenler var.
Kavganın ne için olduğunu güvertede kavga edenler de bilmezler.
Kendilerine ne söylenmişse onu bilirler.
Dün bir arkadaşım anlattı: ?Bizim akrabalardan biri yıllar önce askerliğini İstanbul?da yaparken şımarık bir İstanbul çocuğuna bir tokat atar.
Bir kaç gün sonra komutan bunu çağırır.
Korkarak giden bu askere komutan, ?Bu şımarık çocuğu bir daha dövmesini ister.
Bu dövünce komutan o dövülen çocuğun önünde döveni azarladıktan sonra bağırarak ?gir içeriye seni geberteceğim? der ve içeri girerler.
İçerde yine dövmesini ister.
Döven neden dövdüğünü bilmiyor.
Dövülen de bilmiyor, dövülenin babası da bilmiyor.
Yalnız komutan biliyor.
Her ay dövdüğü çocuğu askerlik sonrasında ziyaret için gittiğinde gerçeği öğrenir.
Dayak yiyen çocuğun babası her ay komutanı ziyarete gider, hediyesini verir ve döveni şikayet edermiş.
Biz, güvertedeyiz. Kaptan köşkünde nelerin yaşandığını bilemeyiz.
Birbirimizi kırmayalım.
İleride yüz yüze geldiğimizde utanacağımız sözleri söylemeyelim.
Aklınıza gelen cevabı hemen dilinizden dökmeyin ve bir gün bekletin.
Kavga edilse de geminin rotası Kıbleye doğru son sürat devam ediyor.
Gemiyi delmeye çalışandan korumaya çalışanların sayısı daha fazladır.
1970 yılından önce il ve ilçelerde belediye başkan adayları ya sağcı sarhoş olurdu veya solcu sarhoş olurdu.
Merhum Necmettin Erbakan?ın Meclise girmesiyle ilk seçimlerde aldığı oylar, diğer partileri de etkilemeye ve en azından Cuma namazı kılanları aday yapmaya başladılar.
Rotamız, Kıbleye çevrildi, son sürat gidiyor.
CHP, müftüleri milletvekili yapıyor, bu seçimde ilahiyatçıları turizm bölgelerinde bile belediye başkanı adayı yaptı.
Sayın Devlet Bahçeli?nin Milliyetçiliğini beğendiği halde mukaddesatçılığını beğenmediği için protesto mektubu yazan Sayın Mansur Yavaş, CHP?nin Ankara başkan adayı yapılıyor.
Oğlunun adı Ömer olan, sabah namazlarında camilerde cemaate çay-simit ikram eden Mustafa Sarıgül, CHP?nin İstanbul adayı olmak üzere.
Solun her türlü fraksiyonuna bağlı olanlar, kendilerinden bir iş çıkmayacağına inandılar ve şimdi ya Sayın Recep Tayyip Erdoğan?ın veya Sayın Fethullah Gülen?in duasına ?Amin? demeye yöneldiler.
Biz, dinimize, dilimize, elimize ve belimize sahip çıkalım.
Haramın kokusuyla da duman altı sarhoşu olunur.
Mahmut Toptaş
Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.