Güneydoğu'daki soruna Bediüzzaman bakışı şart
Psikiyatr ve psikoloji üzerine çalışmalarıyla tanınan ve "Çağın Vicdanı Bediüzzaman" isimli kitabı kaleme alan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Bediüzzaman Said Nursi'nin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde, özellikle 90 kuşağı öncesi insanların üzerinde çok olumlu tesirleri olduğunu ifade ediyor. Tarhan'a göre, geçtiğimiz Nevruz çatışmalarında ve yaşanan süreçte, çok büyük olayların çıkmamasının sebeplerinden biri de bölgede Bediüzzaman'ın etkisinin büyük olması. Çünkü, hala Doğu ve Güneydoğu'da Bediüzzaman Said Nursi'nin talebeleri vasıtasıyla, Onun yolunu takip eden çok sayıda insan var. Ve bu insanlar, bu topraklar üzerinde belirli bir ideoloji üzerinden bir ırk adına ya da ırkçılık adına, kan, şiddet ve gözyaşı yaşamak ve yaşatmak istemiyor.'
BATI'YI DA DOĞU'YU DA BİLİYORDU
Bediüzzaman'ı incelerken, hem Doğu'yu hem de Batı'yı bilen farklı bir kişilikle karşı karşıya olduğunu tespit ettiğini anlatan Tarhan, şu tespitleri yapıyor: ' O bir idealistti: Çünkü Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu insanlığa kanıtlamak için 28 yıllık sürgün ve çilelere rağmen geri adım atmamıştı. O bir innovatifti: Çünkü iman ilimlerinde değişim üretmişti ve 'ulu kişi' merkezli değil, kitap merkezli değişimi hayata geçirmişti! O bir realistti: Çünkü amacına ulaşmak için gücünün yettiği ve kontrol edebileceği çözümler üretebilmişti. O bir aktivistti: Çünkü sadece eser yazmadı, eserleri Anadolu'da yaygın olarak okunması için vatan sathını bir mektep yaptı. O bir psikolog gibiydi: Çünkü yazdığı Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesi gibi eserleri, önleyici sağlıkta çözüm üretme kapasitesine sahipti.
ABDÜLHAMiT'E ÇÖZÜMÜ SUNMUŞTU
Prof. Nevzat Tarhan kitabında Bediauzzaman Said Nursi hakkında şunları söylüyor: "O yüz yıl önceden bugünü görebilmişti, o dönemde bile Güneydoğu'nun sorununu eğitimin çözeceğini görerek ırkçılığa karşı eğitim istedi. Abdülhamid'e çağrıda bulundu ve doğuda din ilimleriyle fen bilimlerini buluşturan bir üniversite kurarak aydınlanmayı savundu. Yine saldırgan mataryalizmi akıl yürütme yöntemleri kullanarak tek tek çürütebiliyordu. "Büyük cihad, manevi cihaddır" tespitiyle, bu çağda maddi kılıçların kınına girmesi gerektiğini, buna karşılık bu zamanın hakikat kılıcıyla yapılacak bir manevi cihadın zamanı olduğunu söylüyordu."
Eserlerini okuyan müslüman oluyor
Said Nursi'nin başlattığı hareketin sadece dini bir hareket olmadığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle onun benlik konusuna yaklaşımına ve paralelinde benlik, nefis, irade, akıl ve kalp arasında kurduğu ilişki ve dengeye dair açılımlarına dikkati çektiğini söyledi. Eserleri, 50 yıl geçmesine rağmen 50 dile çevrilen Bediüzzaman'ın Batı ve Doğu insanının akıl ve kalp dünyalarında aradıkları cevapları bulduklarını ifade eden Tarhan, bir çok yabancı, eserlerini okuduktan sonra, Hz. Peygamberi tanıyor, seviyor ve Müslüman oluyor' şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.