
Ahmet Taşgetiren
İlahiyat tartışması
Gündem çok yoğun ama "YÖK tarafından İlahiyat'ta felsefe derslerinin azaltılması tartışması"nı ıskalamak istemiyorum.
-Öncelikle, böyle bir düzenlemenin YÖK tarafından yapılıyor olması, sistem buna imkan veriyor olsa bile, kökten sakattır. Ancak olay tabii ki düzenlemenin YÖK tarafından yapılmış olması ile sınırlı değildir.
-Olay, Türkiye'de bir dini eğitim kurumunun müfredatı nasıl olmalı ve bu kurumlardan nihai planda nasıl insan yetişmeli konusu ile ilgilidir.
-Konu bugüne kadar, biraz laik sistem muhtevasında, biraz Müslüman toplumun ihtiyacı planında, biraz çağdaş anlayış çerçevesinde ele alınmıştır. Şimdi de itirazların bir bölümünün üsttenci bir yaklaşımla, biraz dini alandaki eğitime burun kıvırarak, biraz içeriden, "Bu çağda bir Müslüman din alimi nasıl olmalı", biraz "din alimi hüviyetinde müsteşrik kafası inşa etme arayışı" içinde tartışılıyor. Bence tartışmaya katılanlar kendilerinin hangi kategori içinde göründüğüne de bakmalı.
İmam Hatip müfredatından bu yana
-Konu, taa "İmam Hatipler'in müfredatı nasıl olmalı, sadece dini dersler olursa çağdaş din adamı yetişmez, onun için kültür dersleri de verilmeli" görüşü ile "Kültür dersleri verilirse bu defa da dünyayı çok iyi bilen buna karşılık dünyevi iddiaları da fazla olan kişiler yetişir, bu da laikliğin gerektirdiği din-dünya ayrımını zorlaştırır" raddelerinde yapılan tartışmaya kadar gider. Bu noktada Ankara İlahiyat ile sonra açılan İslam Enstitüleri farklılığının tartışılması hadisesine dayanır.
-Şimdiki tartışma "Felsefe, sosyal bilim dersleri azaltılmış, bu da skolastik zihniyetli, sorgulamayan, medrese türü bir eğitime yol açar" itirazı etrafında dönüyor.
-Önce bir bilgi: Müfredata baktım, evet felsefe dersleri bir miktar azaltılmış ancak tamamen ortadan kaldırıldığı iddiaları doğru değil. Hem ana dersler arasında hem seçmeli dersler arasında felsefe disiplini içerisinde yer alan dersler bulunuyor.
İlahiyat'tan ne bekleniyor?
-İkinci konu: İlahiyat'tan ne bekliyoruz sorusu ile ilgilidir: Dinini iyi bilen bir mümin yetiştirmesini mi, müftü, imam, müezzin gibi bir din görevlisi yetiştirmesini mi, bir din alimini hedeflemesini mi, bir din felsefecisi ya da bir müsteşrik yetiştirmesini mi?
-İçeriden bir bilgi: Bir imtihanda öğrenciye içinde "şer'i şerif" kelimesi geçen bir soru soruluyor, bir öğrenci "Hocam şer'i şerif ne demek" diye mukabele ediyor, aynı şekilde içinde "Akaid" kelimesi geçen bir soru soruluyor, öğrenciden gelen tepki "Hocam akaid ne demek" şeklinde oluyor. Mevcut İlahiyatlar'la ilgili değerlendirme şu: Müfredat o kadar dağılmış ki, öğrenci en basit dini terimleri anlayamayacak bilgi sığlığına mahkûm olmuş. Benzer bir itirazın, din görevlisi sınavlarında ortaya çıkan "İlahiyat mezunu profilinin zaafı" üzerine yapıldığını da biliyorum. Hatta Diyanet'in ilahiyat mezunu kimi din görevlilerine Haseki türü eğitim kurumlarında yeniden eğitim verme zarureti hissettiğini de biliyorum.
Sorgulama furyası
-Bir bilgi daha: Son zamanlarda kimi İlahiyatlar'ın kimi hocalarıyla öne çıktığı bir "sorgulama furyası"nda ilahiyat öğrencilerine karşı adeta Hazreti Peygamber'den başlayıp Kur'an'a kadar uzanan bir "müsteşrik misyonu" ile davranıldığı hadisesi var. Biliyorum ki bunlar, toplum nezdinde "Çocuğumu İlahiyat'a dindar gönderdim, acayip görüşlerle geri gönderdiler" gibi tepkiler oluşturuyor.
-Bir soru: Acaba üniversitelerin felsefe bölümlerinde bir lisans öğrencisi ne ölçüde bir felsefe bilgisi ile mezun olabiliyor?
-Konu uzun, çok şey yazılabilir ancak ben de çağımızda bir Müslüman din aliminin hem İslam'ı iyi bilmesinin, hem farklı din-dünya görüşlerini bilmesinin, bütün ortamlarda her türlü düşünceyi tartışabilecek bir zihin formatına sahip olmasının gerekliliğine inanıyorum. Ama mihraba geçen, kürsüye çıkan, dini hayatta halkın önderi konumunda olan bir kişinin de iyi bir mümin olmasının, artı bu dini önderliği sağlıklı yapabilecek bilgi donanımına sahip bulunmasının da zaruri olduğunu düşünüyorum.
Ahmet TAŞGETİREN
Halkta panik iktidarda çaresizlik
10 Mart 2022 Perşembe 08:06Biraz tarafsızlığı konuşsak...
08 Mart 2022 Salı 23:07Ukdeleri çözmeye gelirsek...
07 Mart 2022 Pazartesi 08:08İlk adımlar ve sonrası
05 Mart 2022 Cumartesi 10:02Putin türü ‘önleyici vuruş’
03 Mart 2022 Perşembe 09:23Kadirov mankurtluğu
03 Mart 2022 Perşembe 09:22Farklı bir Mirac hassasiyeti
27 Şubat 2022 Pazar 00:59Putin’in aşk cinayeti
25 Şubat 2022 Cuma 07:37Rusya -Ukrayna vahşi yaşam
25 Şubat 2022 Cuma 00:36Bugün vicdanın günü olsun
22 Şubat 2022 Salı 23:06




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.