Ahmet Taşgetiren
Hormonlu yapıdan kurtulmak
Belinde silah olan adamın, silah olmayandan farklı bir psikolojiye sahip olduğu muhakkaktır.
Aynı şekilde, bir mafya elemanının, belinde silah olan "normal" adamdan farklı bir psikolojiye sahip olduğu da muhakkaktır. Mafya babası ise, normal bir mafya elemanından farklıdır. "Silah ve statü" kademeli olarak, yukarıdan aşağıya, bir üstünlük psikolojisi empoze eder.
Dağdaki silahlı adam muhtemel ki, dağın sağladığı serazatlık psikolojisi içinde kendini daha da farklı görür.
Silah bir tür hormonlanma sağlar ve kişiyi hemcinslerine karşı üstünlük, tayin edicilik hâletiruhiyesi ile donatır.
Türkiye şimdi, 10 yıllar içinde silah gücüyle hormonlanmış bir yapıyı, bir insan kitlesini normalleştirme, daha özgün bir tabirle "organik" hale getirme mücadelesi veriyor.
Bunun kolay bir mücadele olduğunu söylemek mümkün değil.
Öcalan'ın kısmi uyanışı
Öcalan, 14 yıllık İmralı tecridi içinde, kendi ifadesiyle bir tür "aydınlanma" yaşadı ve benim anladığım, en azından silahın hormonlamasından bir ölçüde arındı. Hoş hâlâ onda da, "örgüt lideri hormonlaması"nın mevcudiyeti ayan beyan gözleniyor ama silah hormonu devre dışı kaldığından beri, normale doğru evrilmenin gerçekleştiği de bir vakıa. Ayrılmayı, federasyonu ve demokratik özerkliği terk etmesi, bir ölçüde hormonlu bir zihni yapıdan kurtulabilmenin sonucudur. Ama bunun için bile 14 yıllık bir kendini dinleme döneminin geçmesi gerekmiştir.
Silahla, dağ havası ile ve örgüt bilinci ile hormonlanmış dünya kendisini nasıl görürse görsün, tabii olan, organik dünyadır ve oradan bakıldığında, ortada psikolojik tedavi gerektiren bir durum vardır.
Bu tedavi zaruretini, Öcalan bile görüyor ki, örgüte terapik mektuplar yazıyor.
Karayılan hâlâ heyheylerde. "Kürtler için en uygun konjonktürün yaşandığı dönemdeyiz" gibi cümleler kuruyor. Bir "Önder"e bakıyor, bir kendi hâletiruhiyesi ile alaka kuruyor, arada bocalıyor.
Bana göre şu andaki devlet tavrı, tam bir psikiyatr tavrı.
Psikolojik sorunlar yaşayan bir yapıyı normal şartlara çekmek.
Bunu da tam bir doktor samimiyeti ve şefkati ile yapmak.
İlk adım silahtan arındırma
Cumhurbaşkanı Gül, "Silahlar susarsa, Türkiye'nin demokratikleşmesi daha kolay olur" diyor. "Zaten demokratikleşme yönünde ciddi adımlarımız var" diyor. Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ diyor ki: "Statü ve Öcalan'a özgürlük yok!" Bunlar, silahla birlikteliğin verdiği hormonlu psikolojinin hâlâ sonuç aldığı gibi bir algıyı ortadan kaldırmak için ortaya konan çok net psikoterapik duruşlar. Silah -hatta bizatihi uyuşturucu- uyuşturmuş zihinleri. Suni güç vehimlerine yol açmış. Oysa böyle bir suni güç vehmi yüzünden, on binlerce insan dağda hayatını kaybetmiş.
Düşünün bir, bu zihin travması, genç insanları, hayatlarının baharında, üzerine bomba yüklenmeye ve paramparça olmaya yöneltiyor. Orada çok daha derin bir kişilik kaybı mevcut.
Siz, mesela bir Kandil baronunun, üzerine bomba bağlayıp kendi kendini parçalayacağını aklınıza getirir misiniz? Olmaz, çünkü onlar hormonlanmada bir ileri kademeye çıkmışlardır ve hormon enjeksiyonu işi ile uğraşırlar.
Hormondan arınma sürecinin zaman alacağı muhakkak.
Dağdan inenlerin, anne babalarına bile, dağa çıkmamış kardeşlerine bile yabancılaşmış bir hâletiruhiye içinde olacakları muhakkak.
Yardımcı olmak lazım.
Evet tabipçe.
Belki anne şefkati de bu tedavinin ana unsurlarından biri olacaktır.
Ahmet TAŞGETİREN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.