İbrahim Halil Sipahi
Dokunulmazlık zırhı altında milletvekillerinden terörist faaliyetler,
BDP-HDP; PKK?nın meclisteki legal temsilcisi. Adı sürekli değişen partilerin milletvekilleri ve belediye başkanları daha önceleri de halkın arasına karışarak çeşitli taşkınlıklarda bulunmuş, asker ve polisle sözlü, hakaretli münakaşalar içerisine girmişlerdi. Hatta 21 Mart 2011?de Silopi?de Sebahat Tuncel yasa dışı yürüyüşü engellemeye çalışan baş komisere tokat atma cüretinde bulunmaktan çekinmemişti.
30 Yıl önce Türkiye Cumhuriyeti devletine baş kaldırı olarak emperyalist güçlerin güdümü ile ortaya çıkan. Ardından bölge halkını sindirerek sözde bir Kürt sorunu peydahlayanlar, zaman içerisinde terörist faaliyetlerinin yanı sıra 1991 seçimlerinde Erdal İnönü?nün marifeti ile SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)? den meclise girmiş, ardından da bağımsız olarak seçimlere katılıp daha sonra PKK?nın legal partilerinin çatısı altında sözde siyaset yapmaya başladılar.
30 yıllık kanlı süreç sonrasında örgütte yılgınlık ve bitkinliğin başladığı bir dönemde AKP iktidarının barış ve çözüm ( çözülme) süreci ile canlanan örgüt, İmralı ve PKK?nın meclisteki uzantıları birden bire hareketlenmeye başladılar.
Yaklaşık bir yıldır süren çözüm (çözülme) süreci ile yapılan devlet- örgüt müzakereleri neticesinde bir takım kazanımlar sağlamayı başardılar.
Bölgede artık eskisi gibi çatışmalar yok, sadece özel günlerde veya ölülerini anma günlerini bahane ederek yapılan toplantı ve yürüyüşlerde ki taşkınlıklara güvenlik güçlerinin müdahalesi neticesinde çıkan olayları görmekteyiz.
PKK?nın meclisteki uzantısı HDP milletvekilleri ve BDP?nin belediye başkanları, dokunulmazlık zırhına ve makamlarına güvenerek halkın arasına giriyor, onlara önderlik yaparak halkı kışkırtmak suretiyle, devletin asker ve polisine hakaret etmeyi, saldırmayı, yumruklamayı, taşlamayı kendileri için adeta hak görmekteler.
Belediye başkanından askere ?senin devletin?;
IŞİD?in saldırılarını yoğunlaştırdığı Suriye?nin Kobani bölgesinden kaçarak Suruç'a gelenler için kurulan çadırlara, Kobani?ye geçmek ve IŞİD?le savaşmak üzere aynı çadırlara gelen PKK yandaşlarının askeri taş yağmuruna tutmasına yapılan müdahaleye tepki gösteren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak, askerle konuşurken, "Senin devletin bana söz verdi" diyor. Asker de bu söze , ''Burası benim devletimse, benim toprağımsa çıkın dışarı" diye karşılık veriyor. O askerin ağzından öpeyim. İnşallah başına bir iş gelmez aslanın.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyük şehir belediye başkanlığını yapan bir zatın ifadesine bakın ?SENİN DEVLETİN? . Devleti benimsemiyorsan devletin o koltuğunda ne oturuyorsun bre alçak.
HDP-PKK milletvekilinden terörist nakliyesi;
HDP ? PKK milletvekili Demir Çelik, bizzat kullandığı kamyon ile IŞİD?le savaşmak için Suruç'ta toplanan PKK-HDP'lileri, bu kamyonun kasasına binerek Kobani'ye götürmek üzere Suriye'ye geçirmek istiyor. Polis?in izin vermemesi üzerine polis ile Çelik arasında çıkan tartışmalara PKK sempatizanları da katılıyor.
TBMM? sinde vatanın birliği ve bağımsızlığına koruyacağına yemin etmiş bir milletvekili terörist nakliyesi yapıyor. Gözaltına alınamıyor, tutuklanamıyor. Niye? dokunulmazlığı var.
HDP-PKK Van milletvekilinden askere taş;
Sınır hattında görev yapan Asker bir yandan IŞİD'den kaçan Suriyeli Kürtleri karşılarken diğer yandan IŞİD'le savaşmak için sınırı geçmek isteyenleri engellemeye çalışıyor. Aynel Arap bölgesine geçmek isteyen HDP-PKK?lıların taş ve havai fişeklerine askerler biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ediyor.
Askerle çatışan grupların içlerinde ise bu sefer HDP-PKK Milletvekili Aysel Tuğluk. Tuğluk sınırı geçmeye çalışan gruba, askere taşlı saldırıda bulunarak önderlik ediyor. Hanım efendi! Taş attığını kabul ederken kendisini savunmak için askere taş attığını söylüyor, kabahati özründen daha büyük. Ne işin var senin çatışma ortamında vekil misin?(!) Terörist mi? Bu hanım efendi( !)?ninde dokunulmazlığı var.
30 yıldır bölge halkının etnik kimlikleri, dil ve kültürlerini malzeme yaparak devlete karşı kışkırtmak sureti ile iktisadi ve siyasi rant elde edenler. Artık barış ve çözüm (çözülme) süreci ile silahların susmasına bölgede hayatın normale dönmeye başlaması karşısında popilitelerini yavaş yavaş kaybetmeye başladıklarının farkına varmaya başladılar. Halk üzerindeki baskının kalkması bu normalleşmenin devam etmesi halinde bölge halkının kendilerine artık itibar etmeyeceğini zamanla ayrımcılık güden örgüt ve partilerine desteklerini çekmelerinden, akabinde koltuklarından olacaklarını düşünmeye başladıklarındandır ki, Bu sefer IŞİD tehlikesini bahane ederek halkı meydanlara sürmeye ve başını da kendileri çekmeye başladılar.
Bunlar ancak kavga, çatışma ve kaos ortamından beslenen virüstür. Huzur, güven ortamı gelirse güneşi gören ?VAMPİRLER? gibi yok olacaklardır.
Milletvekillerinin dokunulmazlığı mutlaka kalkmalıdır;
Milletvekillerinin kürsü dışında dokunulmazlığının kaldırılması, asıl olan millete en ağır ve aşağılayıcı şekilde dokunulurken, vekiline dokunulamaması demokratik, insani ve ahlaki bir uygulama olamaz.? Vekilin asilden üstün olduğu bir toplulukta demokrasi ve milli ahlaktan bahsedilemez.?
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı Yazar
25.09.2014/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.