Sedat Yılmaz
Denizyolu ticaretine ne kadar önem veriyoruz?
Denizyolu ticaretine ne kadar önem veriyoruz?
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 'Fırtınalı Havada Dümende Olmak' başlığı altında 2019 yılında birbirinden değerli toplantılar gerçekleştirdi.
Tarih 20 Eylül’ü gösteriyordu… Son toplantıdan bir önceki oturum… Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan’ın ev sahipliğindeki toplantında Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin ile Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel gündemi tutan konuşmalarıyla önemli mesajlar vermişlerdi.
Hatta Dr. Gürlesel o günlerde çok konuşulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) “Bankacılık sektöründe takip hesaplarına aktarılması gereken toplam 46 milyar liralık kredi tespit edilmiştir” şeklinde yaptığı açıklamayı BDDK’nın yüzde 50’den fazlası enerji ve inşaat şirketlerine ait olan 46 milyar liralık takipteki kredilerin silinmesini istediğini, buna karşılık bankaların uzlaşmaya gitmeyerek ellerindeki Türk Telekom hisselerini satışa çıkardıklarını söylemişti. Dr. Gürlesel, “Şu anda Ankara yönetimi, BDDK ve bankalar arasında bilek güreşi yaşanıyor. Bu İstanbul yaklaşımı gibi bir formülle çözülebilir” diyerek kamuoyunun zihnindeki birçok soruya da cevaplamıştı.
***
Türkiye İMSAD’ın 2019 yılının son toplantısı da ‘Gündem Buluşmaları’ çerçevesinde ‘Fırtınalı Havada Dümende Olmak’ başlığı altında İstanbul Sanayi Odası (İSO) Odakule Konferans Salonu’nda Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan başkanlığında yapıldı.
Bu defa toplantının misafir konuşmacıları Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı ile Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin oldu. Türkiye İMSAD ekonomi danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel de toplantıda moderatörlük görevini üstlendi ve değerli görüşleriyle katkılarda bulundu.
Özellikle toplantının soru-cevap bölümünde bugün için dış ticarette demiryolundan ziyade başta limanlar olmak üzere denizyollarının iyileştirilmesi yoluna gidilmesi mesajı en fazla dikkat çeken bir görüş olarak öne çıktı. Pekin’den başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen demiryolunun şu anda sembolik olduğu, bunun için kuzeyden geçen Çin’den başlayıp Avrupa’ya kadar uzanacak ikinci demiryolu hattının verimli olabileceğini ancak yeni hatta AB ve Çin’in finansörlük konusunda ilerleme sağlanmasına rağmen hayata geçişin uzun bir zaman alacağı söylendi.
***
Bu konuda en dikkat çeken cümleler Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Altay Atlı’dan geldi. Yorumları size bırakıyorum ve cümleleri aynen aktarıyorum:
“Bir tren katarı ancak 40 konteyner taşıyabiliyor. Trenin her ülkeden geçişi zaten bir problem. Günlerce bekletilmesi de dahil. Ama bir gemi binlerce konteyner taşıma kapasitesine sahip. Şu anda denize yatırım daha avantajlı. Onun için biz dünya ile lojistik entegremizi sağlayabilmemiz için limanlarımızı yeniden dizayn etmemiz ve dünya lojistik yollarıyla birleştirmemiz gerekiyor. Bugün Yunanistan Pire limanını yeni dünya ticaretine göre ihya ederek ekonomisinin çehresini değiştirdi…”
Dr. Altay Atlı’nın sadece Yunanistan’ın değil, birçok ülkenin değişen dış ticaret kurallarına göre denizyollarını kullanma konusunda hızlı bir çalışma içerisine girdiğini belirtti ve İsrail’den örnek verdi. Sayın Dr. Atlı’nın bu konudaki izlenimlerini de aktarayım isterseniz…
“… Geçenlerde İsrail’de Hayfa limanını gezdik. ABD 6. Filosunun demirlediği yer, dediler. Limanın hemen 700 metre ötesinde Çin tarafından bir liman inşa ediliyor. Deniz doldurulmuş… Hayfa’daki bahsettiğim o limandan daha büyük. Yap işlet devret modeliyle yapılıyor. Çin 25 yıl işletecek. Portsait, Çandarlı, Mersin, Filyos limanları konuşuluyor. Mesela Mersin Suriye’nin yeniden inşası konusu gündeme geleceğinde kullanılabilir…”
***
Çin’in 5 bin, ABD’nin henüz 500 yıllık ticaret tecrübesi olduğunu belirten Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan da yılın son toplantısında yılın son mesajı olarak denizyolu ticaretini Türkiye özeline getirdi ve şu cümleleri kullandı:
“Organize sanayilerimizin yüzde 90’ı demiryolu ve denizyolu ile birbirine bağlı değil. Serbest bölgelerimizin de yüzde 70’den fazlası yine demiryolu ve denizyoluyla entegresiz. Bence önce kendi ülkemizde söz konusu yolların birbirine bağlanması lazım. Evet fırtınalı havada dümendeyiz. Ama nasıl yolumuzu bulacağız, henüz bir netlik yok. Ama son söyleyeceğim husus şu ki, biz önce kendi işimizi doğru yapalım… Dünyanın hızla endüstri 4.0’a koştuğu bir zamanda neyi doğru yapacağımız konusuna eğilmemiz lazım…”
Bu defa bildirmek benden, yorumlar sizden olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.