
Ahmet Taşgetiren
Başkanlık yoluna giriyor
En son Yıldırım - Bahçeli görüşmesi ile Başkanlık meselesinin yoluna girme ihtimali yüzde 90’lara çıktı, denebilir. Bahçeli görüşmeden sonra “Başbakan’ın anayasa ile ilgili görüşlerini müspet ve makul buluyoruz” derken, Başbakan da Trabzon’da halkın önünde “MHP’yle beraber inşallah anayasa yapacağız. Başkanlık sistemini getireceğiz” dedi.
Bu sözler, mutabakatta belli bir merhaleye gelinmiş olmasa söylenmez.
Her ne kadar Bahçeli “Fiili dayatmaya son vermek” gibi eleştirel dozda bir ifade kullanıyorsa da, bu, Anayasa ile ilgili “müsbet ve makul” tanımlamasını ortadan kaldırmıyor. Bahçeli her halükarda, anayasal bir skorunu çözüyor olmanın imajını pekiştirerek ilerlemeyi tercih ediyor. Yani Cumhurbaşkanı’na, iktidara, “Dayatma halindeydiniz, sizi biz rahatlattık” gibi bir mesaj verirken, halka da muhalefette iktidarın projesini destekliyor olmanın mazereti çerçevesinde “Bir anayasal krizi çözdük” demeye getiriyor. Yani Bahçeli, iktidara ikramda bulunuyor, halk nezdinde de sorun çözen adam olma imajını sunuyor.
Başbakan’ın sözleri ise Bahçeli’den aldığı intiba sonucu olmalı ki, çok net.
Bu durumda Bahçeli’nin “Parlamenter düzenden yanayız” sözü ile “Hem Meclis’te hem halk oylamasında aynı yönde hareket edeceğiz” sözleri nasıl telif edilecek? Yani “Başkanlık anayasasındaki uzlaşma”da belli bir mesafe alınmışsa, parlamenter düzenden yana olmak anlamsız hale gelmiyor mu ve o zaman hem Meclis’te hem halk oylamasında “Başkanlık” istikametinde tavır konmuş olmayacak mı?
Belli ki Bahçeli ve MHP, kamuoyunun “Başkanlığa destek verileceği” yönünde bir algıya ulaştığına ve bundan sonra “Parlamenter düzenle başkanlık arasında gidip geliyor” görüntüsünün sakil kaçacağına inanır hale gelmiş durumdadır.
Bir de, anayasal yolla bir başkanlık getirilmediği takdirde bile “fili başkanlığın” hem de “sorumsuzluk statüsü içinde” halk nezdinde yerleşik hale geldiği gibi bir kanaat de Bahçeli’yi daha net kararlara sevk etmiş olmalıdır. Şöyle ki;
Tayyip Erdoğan öyle veya böyle, ister başkanlıkla ister parlamenter düzenle siyasette sağlığı elverdikçe var olacaksa, mevcut anayasada Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor durumda ise ve bunu geriye götürecek bir anayasa değişikliği imkansızsa daha önce CHP’ye yönelik çağrımda iade ettiğim üzere “pozitif davranmak” Cumhurbaşkanı’nın şu anda kullandığı yetkileri “Sorumluluk - Denge - Kontrol” çerçevesinde anayasal statüye kavuşturmak çok daha makul bir tavırdır.
Peki MHP’nin, bir Ak Parti projesi olan başkanlığı doğum sürecine katılması onun muhalefet pozisyonunu nasıl etkileyecektir? Ya da CHP tarafından MHP’nin suç hanesinde zikredilen “iktidarın kuyruğuna takılmak” gibi bir kaygısı yok mudur?
Ahmet TAŞGETİREN
Halkta panik iktidarda çaresizlik
10 Mart 2022 Perşembe 08:06Biraz tarafsızlığı konuşsak...
08 Mart 2022 Salı 23:07Ukdeleri çözmeye gelirsek...
07 Mart 2022 Pazartesi 08:08İlk adımlar ve sonrası
05 Mart 2022 Cumartesi 10:02Putin türü ‘önleyici vuruş’
03 Mart 2022 Perşembe 09:23Kadirov mankurtluğu
03 Mart 2022 Perşembe 09:22Farklı bir Mirac hassasiyeti
27 Şubat 2022 Pazar 00:59Putin’in aşk cinayeti
25 Şubat 2022 Cuma 07:37Rusya -Ukrayna vahşi yaşam
25 Şubat 2022 Cuma 00:36Bugün vicdanın günü olsun
22 Şubat 2022 Salı 23:06




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.