Nasıl bir hal üzere olduğumuzu aşıya bakarak anlamak mümkün.

Önce Covid denen hastalı ortaya çıktı.

Var mıydı, yok muydu tartışmaları ile aylar geçirdiler.

İş aşıya gelince ortalık kabadayıdan geçilmez hale geldi.

Sağdan, soldan, dinsel temadan ortalık toz duman oldu.

Çin hastalığı yaydı ama kendisi bulduğu aşıyı kullanmıyor dediler.

Oysa Çin’den aşı kuyruklarının görüntüleri her yerde vardı. Yıl sonuna kadar bir milyar kişiyi aşılayacaklar.

Birde niye Çin aşısı, Alman aşısı niye değil.

Aşıyı buldun da sırma saç ararsın.

Aşı olanlara cip takacaklar, genetiği ile oynayacaklar, takip edecekler.

Ellerinde akıllı telefonlarla her anlarını sosyal medyaya yükleyenler bunu söylediler.

Sana cipi zaten gönüllü takmışlar, haberin yok.

Aşıda domuz yağı varmış.

Domuz her zaman sallamacıların sığınağı olmuştur.

Diş macunundan, diş fırçasından her yere eklemlenmiştir.

Aşı olunca kısır olunuyormuş.

Aşı birilerini zengin edecekmiş.

İlaç firmalarının işi zaten ilaç üretip satarak para kazanmak değil mi?

Reisci geçinen bazı sosyal medya kahramanları var ki ilgi çekmek için yapamayacakları yok.

Reis sakın aşı olmaaaaaaa.

Ya arkadaş emrinde bu kadar tabip bulunan reis kendini, milletini düşünmüyor mu?

Aha da aşı oldu.

Şimdi ne olacak.

Köşede unutulmamak için şekilden şekle giren bir Dilipak var ki hanelerden ırak.

Camide aşı olun denirse camiyi, terk edecekmiş.

Sol kesimde ayrı alem.

Önce sen ol (cumhurbaşkanını kastederek). Oldu ne olacak?

Onunda çaresi var. Sıraya girmeden oldu.

Kemal Bey sırası gelince olacakmış. Önce sağlıkçılar olsun muş. Bugün itibariyle sağlıkçılar tamam. Zatı-alileri yaş sınırından yarın gider aşı olur bu arada körkuyuda yenmiş olur.

Solculuk ritüeli yerine gelmiş olur.

En ittifak edilecek bir meselede bile bu kadar eğlenceli hale gelmek bize mahsus.

Zor memleket. Bu memleketi idare etmekte bir o kadar zor.

Aşı sen neymişsin be demekten insan kendini alamıyor.