muhammed emin
arzuhal
ben her zaman harflerle yazamam, hayatımla yazmak isterim yazacaklarımı!
kendimi daha iyi anlatabildiğime inanırım o zaman.
yazacaklarımı planlamadığım için önceden, genelde devriktir cümlelerim.
edebi tasvirden uzak, sanat değeri olmayan bir dizi yüreğimin sesini ifadelendirmeye çalışırım,
şimdide yaptığım bundan farklı değil!
ben muhammed emin andı
43 seneyi geçkin bir zaman diliminin kullanıcısıyım
henüz çok toyum;
hayata dair tecrübe edineceğim çok şeyim var,
biliyorum...
dönüp arkama baktığımda bir çokları gibi anlatacağım, iftihar edeceğim bi geçmişim yok.
şöhretten şiddetle kaçtım hep, çünkü onu taşıyamayacağımı biliyorum.
ağaç yaşken eğilir derler, benim eğilme yaşım çoktan geçmiş
kendimi kaskatı, adeta bi odun gibi hissediyorum.
duruma göre eğilemiyor, konulduğum kabın şeklini alamıyorum
renkli bi kişiliğim var mı! diyorum, ama bakıyorum renkten renge giremiyorum.
el etek öpmekle dudak aşınmaz derler demesine ama, herkes pantolonlu, etekte yok! başkalarının elini sıkmaktan öpülesi elde.
haasılı beceriksiz biriyim..!
hasbel kader becerdiğim bir şeyin arkasınada sığınamam,
mutluluğu sadece o halde arayamam.
elbetteki olması gerekenleri olduğu yere koymak gerek,
bazan arkasına, bazan önüne, sağına soluna,
ama yerli yerine!
bu kadar olumsuzluğun üzerimde duruyor olmasına bakmadan, bir de kendimi allayıp pullayamam,
paye bekleyemem elbet..
kendimi meşru bi şekle sokmalıyım ki hakedebileyim beklentilerimi.
isteklerim biter mi bilmiyorum!..
istemesini bilen için kolay, kolay da... benim biraz işim zor
istek saatini denk getirmeye çalışırım, oyalanır dururum
herkes her şeyi çok iyi bilirken benim bi uzmanlık konum bile yok!
bunlar sadece yoklarımdan bazıları...
varlarımsa türk varlığına armağan olmuş haberim yok :-)
geriye hiç bir şeyim kalmadı.
bunlar önemli diye söylüyorum!
sıkıntılarımın önüne koyamadığım güleryüzlü dostlarıma bir yer biçmeye,
asbab kesmeye çalışıyorum,
dereyi görmeden paçalarımı (pardon! ben baldırı çıplak biriyim neyi) sıvıyorum.
yinede kendi kendime hesap yapıyorum işte..
herneyse..! sözüm ona;
herkesin her konuda ahkam kestiği, işin güzel yanı konuya kafa yorduğuna inat
hiç bir araştırma yapmadan, ama
gelişi nahoş olarak konuştuğu, yazdığı günümüzde
kalkıp bende yazarlık edasıyla boyumun ölçüsünü vermek değil niyetim.
şimdiden kabul ediyorum acziyetimi
bilmediğimi biliyormuş gibi yapmak yerine, ikrarın sukutunu temsil etmeyi tercih ederim.
varsın bilmiyor desinler ne gam
biliyor da yapmıyor denmesine yeğdir
iyi yazan, iyi okuyan, iyi konuşup iyi çizen olmak yerine,
iyi yaşayan olmayı tercih ederim.
okuduğunu yaşayan
yaşadığını yazan...
hasılı haddini bilen
önce nasihatim kendimedir
nefsim bunu böyle bilsin.
bir gün..!
yağmurdan, havadan, sudan
bahseder miyim...
başkalarına nasihat verir miyim? belki!
belki yaparım ama o gün cenazeme gelenler alırlar
yeterli nasihati
ancak o gün kendime değil
başkalarınadır nasihatim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.