Gümürdülü; “Reflünün ‘Anası’ Çikolata”

Gümürdülü; “Reflünün ‘Anası’ Çikolata”
  Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü;“Reflünün ‘Anası’ Çikolata”Gecenin...

 

 

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü;

“Reflünün ‘Anası’ Çikolata”

Gecenin bir yarısı öksürerek, boğulur gibi hissederek uyanıyorsanız ya da öğlen yediğiniz yağlı yemeğin ardından göğsünüzde yanma şeklinde, bıçak saplanmasına benzer dinmeyen bir ağrı baş gösteriyorsa, ağzınıza acı su geliyorsa ve ya boynunuza yayılan ağrılarılarınız varsa ‘reflü’ olma ihtimaliniz göz önünde bulundurmanızda fayda var diyen Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, reflü hastalığı ile ilgili tüm bilinmeyenleri ve doğru bilinen yanlışları açıkladı.

Günlük hayatta sürekli zamanla bir yarış içerisinde olmaktan dolayı beslenmeye gerekli özeni göstermiyoruz diyen Prof.Dr. Yüksel Gümürdülü bu nedenle yanlış besin seçimleri yapıyoruz ve bu seçimler ilerleyen dönemlerde hastalıklara sebep oluyor’ dedi.

Ulusal ve uluslararası gıda piyasasının dayattığı yaşam biçimi ve beslenme tarzı reflüye yakalanma riskini artırdığını belirten Prof.Dr. Yüksel Gümürdülü.Fast-food tarzı beslenme alışkanlıkları, parti, davet gibi organizasyon yemeklerininreflü için zemin hazırladığını belirtti.

Tüm hayatımıza yayılan çikolata, gofret, cips, kremalı bisküviler, sakız, kolalı içecekler gibi popüler kültürün beslenme alışkanlıklarının reflüye sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, doğru beslenme düzeni ile reflü hastalığından korunulabileceğini ifade etti.

Özellikle çikolata sevenlere uyarıda bulunan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, çikolatanın reflünün bir numaralı nedeni olduğunu üstüne basa basa dile getirerek ‘çikolatadan vazgeçemiyorsanız reflüyle yaşam kalitenizi düşürmeyi göze alacaksınız’ dedi.

Reflü hastalığına stresin neden olduğunun halk arasında yaygın bir inanış olduğunu, fakat stresin sadece tetikleyici bir faktör olduğunu belirten Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Reflü hastalığının en tipik bulgusunun kişinin yediklerinin ağıza doğru geri gelmesidir. Yediğimiz besinler yemek borumuzdan geçerek mideye giderler. Yani yemek borusu ile mide birbirleri ile bağlı organlardır. Bazı durumlardan dolayı  mide asidi yemek borusuna kaçabilir. Bu durum uzun süre devam ederse, mide içeriği asitli olduğu için yemek borusunu tahriş eder.  Bu durumda yemek borusu kendini mide asidinden koruyamaz hale gelir. Reflünün oluşmasında bir diğer faktör de mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen  mide ile yemek borusu arasındaki kapağın görevini yerine getirememesidir. Mide ve göğüs kafesinde yanma, hazımsızlık hissi, şişkinlik, geğirme ihtiyacı, ağıza gelen acı tat ve ağız kokusu, sürekli öksürmeden kaynaklanan tahriş, derin nefes alamama hissi, ses kısıklığı, çarpıntı ve kalpte sıkıntı hissi gibi şikayetleri olan kişilerin aklına reflü hastalığını getirmesi ve konusunda uzman bir hekime başvurması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

 

"KALİTELİ BİR YAŞAM İÇİN SAĞLIKLI YAŞAM TARZI SEÇİLMELİ"

Bu hastalığın tedavisinde kişinin, yaşam tarzında değişiklik yaparak hastalığın ilerlemesini engelleyebileceğini ve şikayetlerinin hafiflemesini sağlayabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Hastalar yatarken vücudun üst kısmı ile başın yüksekte olmasını sağlayacak yüksek yastıklar kullanmalı. Yatak başının yükseltilmesi için yatak başının altına yükselti konmalı. Yatmadan en az 2 saat önce besin almamaya özen gösterilmeli. Yemeklerden hemen sonra uzanmamalı. Sigara ve alkolden, asitli içeceklerden uzak durmalı. Bir defa da çok fazla yemek yerine, sık öğünlerle az miktarda besin alarak, bol bol su içmeli. Karın bölgesini sıkan kıyafetlerden kaçınmalı.  Düzenli spor yapmalı ve dengeli beslenerek fazla kilolar verilmeye çalışılmalıdır. Tüm bunların yapılmasına rağmen kişinin şikayetleri devam ediyorsa mutlaka bir uzmana başvurmalı ve doktorun verdiği tedaviyi uygulamayı ihmal etmemelidir. Uygulanacak ilaç tedavisinde, asit salgısını azaltan yada asidin zarar vermesini engelleyen ilaçlar kullanılır. Eğer ilaç tedavisiyle hastalık kontrol altına alınamazsa farklı tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır. Midenin giriş ve yemek borusunun çıkış bölgesinde uygulanan cerrahi onarımla yemek borusuna asit çıkması engellenmektedir" şeklinde konuştu.

 

AĞIZ KOKUSU BOŞANMA SEBEBİ OLABİLİR!

Zararsız gibi görünen bu hastalık sadece bir mide hastalığı değildir. Reflünün, tedavi edilmediği takdirde tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, astım ve çeşitli kanser türleri gibi ölümcül hastalıklara da zemin hazırladığını belirtti.

ÇukurovaÜniversitesi Tıp FakültesiGastroenterolojiBilim Dalı Başkanı Prof. Dr. YükselGümürdülü’nünaçıklamalarınagöre; Solunum sistemi, akciğer hastalıkları, kulak burun boğaz rahatsızlıkları, sünizit, sebebi bilinmeyen diş çürükleri, gece gelen öksürükler, reflüye bağlı astım, ses kısıklıkları, orta kulak iltihabı, ağız kokusu gibi hastalıklar reflünün ortaya çıkarabileceği hastalıklardan sadece birkaçıdır !

Reflü, ağız kokusuna yol açabilir. Fakat sadece reflü değil, dişlerde meydana gelen bir enfeksiyon, bademcik iltihabı,sinüzit, salyanın azalması da ağız kokusuna yol açar. Bunları reflüden ayırmak gerekir. Bazı durumlarda hasta ağzının kötü koktuğunu söyler; fakat bu diğer kişiler tarafından farkedilmeyebilir. Bu, psikolojik bir problemdir ve tedavi edilir.

Ayrıca reflünün neden olduğu ağız kokusunun sosyal hayatı olumsuz etkilediğini bu olumsuzluğun bireylerin yaşam kalitesini düşürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü,reflü nedeniyle oluşan ağız kokusunun eşler arasında da ciddi sıkıntılara yol açtığını ifade ederek ‘ağız kokusu eşler arasında boşanma sebebi bile olabilir bu çok ciddi bir problem’ dedi.

 

REFLÜ ÖLDÜRMEZ AMA KALP ŞİKAYETİ ÖLDÜRÜR !

Kalp şikayeti ile gelen hasta da reflü olma olasılığı çok yüksek. Reflü rahatsızlığı olan ve iyileşmeyen büyük ihtimal kalp rahatsızlığı vardır diyen Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü  ‘bu hastalar dikkat etmeliler çünkü “Reflü öldürmez ama kalp öldürür” ! Ailede kalp hastalığı olanlar, merdiven çıkınca rahatsızlığı artanlarda reflü değil, kuvvetle muhtemel kalp rahatsızlığı vardır ’ dedi.Konuya ilişkin açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün şunları söyledi: Göğüs ağrısı; göğüs kafesinin arkasında genelde orta ve alt kısmında değişken şekillerde hissedilebilir. Ekseriyetle akşam öğünleri ağır geçtiği ve sonrasında atıştırmalar yapıldığı için ve uykuda da yer çekimi koruyucu etkisi kalktığı için kalp krizini taklit edercesine geç saatlerde ya da sabah erken saatlerde hissedilir. Göğüste yanma; aslında çoğu kez ağrının bir tarifidir. Göğüs arkasında rahatsız edici sızlama acılık olarak tarif edilir’ dedi.

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.