Görmez'den Viyana'da tarihi mesajlar

Görmez'den Viyana'da tarihi mesajlar
İslamiyet'in Avusturya'da tanınmasının 100. yıldönümünde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Çok dinli ve çok kültürlü bir toplumda barış...



İslamiyet'in Avusturya'da tanınmasının 100. yıldönümünde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Çok dinli ve çok kültürlü bir toplumda barış içerisinde yaşamak tüm insanlığın hedefi olmalıdır" dedi.



İslam dinini resmî olarak kabul eden kanunun kabulünün 100. yıl dönümü vesilesiyle tertip edilen ve Avusturya Cumhurbaşkanı Dr. Heinz Fischer'in de katıldığı programda bir konuşma yapan Başkan Görmez, yüzyıl önce bir Avrupa ülkesinde İslam'ın resmî olarak tanınmış olmasının sadece
Avrupa tarihi için değil, tüm dünya tarihi için çok önemli bir olay olduğunu söyledi.

Yaptığı konuşmada, bundan yüz yıl önce çoğunluğu Müslüman olmayan bir Avrupa ülkesinde İslam'ın ilk kez resmî bir din olarak kabul edilmesinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Bugün Viyana'daki bu kutlama, pek çok demokratik ülkenin kendi sınırları içerisindeki Müslüman varlığı tanımada tereddüt gösterdikleri bir dönemde yapılmaktadır. Halbuki Avusturya bunu yüz yıl önce 15 Temmuz 1912 tarihinde "İslam Cemaati Kanunu" ile başarmıştır." dedi.

Başkan Görmez, Avusturya'nın resmî olarak İslâm toplumunun varlığını kabul etmekle,  Müslümanların hem aktif ve üretken bireyler olarak topluma katılmalarını sağladığını hem de İslam teolojisini Avusturya'nın akademik sistemine entegre ederek, İslam hakkında sağlam ve derin bilgiye ulaşılmasına vesile olduğunu belirtti ve son yüzyılın tüm dünyada olduğu gibi Avrupa kıtasında da hukukun üstünlüğü, haklar, özgürlükler ve çok kültürlülük gibi yüksek insani değerlerin kurulması ve gelişmesi adına önemli bir tarihsel dönem olduğunu vurguladı.  Avrupa'nın uzun bir dönem tek yönlü bir kültür ve din anlayışına sahip olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez konuşmasına şöyle devam etti: "Acı ve şiddet dolu bir dönem sonrası Avrupa, sadece Katoliklik ve Protestanlık'la sınırlı bir "çok dinlilik"e geçiş yaptı. Yüzyıllar sonra, 20. yüzyılın başlarında Müslüman olmayan bir Avrupa ülkesi,  resmî olarak İslam'ı tanıdı ve modern Avrupa'nın değerlerine önemli bir zenginlik unsuru kattı. Aslında Bosnalı Müslümanların kimlik ve kültürel haklarının, Avusturya Macaristan İmparatorluğu tarafından kabulü, bugün Avrupa demokrasi tarihi için istisnai bir adım olarak değerlendirilmelidir."

Avusturya Cumhurbaşkanı tarafından her yıl geleneksel olarak müslümanlara Ramazan ayında verilen resepsiyona da değinen Başkan Görmez şunları söyledi:

"Avusturya Cumhurbaşkanının himayelerinde, her yıl Ramazan etkinlikleri çerçevesinde Müslüman temsilciler için düzenlenen geleneksel Ramazan resepsiyonunun, yüzyıl önce Avusturya- Macaristan İmparatoru Franz Joseph tarafından onaylanan anayasal düzenlemenin gösterdiği devlet iradesinin burada önceden yaşayan Müslümanlara bir mirası olduğunu ifade etmek gerekir. Şüphesiz en yüksek seviyede gösterilen bu nezaket  Avusturya'da yaşayan Müslüman topluma çok önemli bir destek sağlamaktadır."

Avusturya'nın yüzyıl önce varmış olduğu noktanın önemine işaret eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez; "Çünkü tek millet, tek din, tek dil ve tek kültürün bölgede çok dinlilik ve çok kültürlülüğe karşı köklü bir biçimde desteklendiği bir millî devlet ve milliyetçilik döneminde bu noktaya ulaşılmıştır. Avrupa ülkelerinin Avusturya'nın açtığı bu yolda devam etmelerinin ancak onlarca yıl sonra olması da dikkate değerdir." diye konuştu. Başkan Görmez şöyle devam etti:

"Bununla beraber, Avrupa'daki bazı çevreler kendilerinin açtığı aydınlık yolda ilerlemek yerine geçmişin milliyetçilik reflekslerini göstermektedir. Maalesef, bugün gittikçe artan sayıdaki Avrupa milletleri 'yabancı düşmanlığı, islamofobia, millî entegrasyon, ayrımcılık' gibi konularla beraber anılmaktadır. Bu kötü niyetli davranışların pek çok olayda artan bir biçimde desteklendiği de görülmektedir."

Bugün Avrupa yeniden değerlerle ilgili büyük bir imtihanla karşı karşıyadır. Bu imtihan onların yüksek çok kültürlülük değerlerini kendi devlet yapılarına ve hukuk sistemlerine entegre edip edememeyecekleri ile alâkalıdır ki, yüzyıllardır bunun adapte edilmesi için çaba sarfedilmektedir. Belki de çok daha önemli olan şey bu değerlerin Avrupa kültürüne kabul ettirilmesidir. Çok dinli ve çok kültürlü bir toplumda barış içerisinde yaşamak ve bu konuda başarılı olmak ne Batı dünyasının ne de Doğu dünyasının problemidir. Bu aşılması gereken bir imtihan ve tüm insanlığın ulaşması gereken bir amaçtır."

Avusturya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Heinz Fischer'in de katıldığı geceye, Avusturya İslam Cemaati Başkanı Fuat Sanaç, Bosna Hersek Müftüsü Dr. Mustafa Efendi Ceriç ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.

Kaynak: Ajanslar

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.