Görmez'den din eğitimine ilginç soru?
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, din eğitiminin önemli olduğunu belirterek ?Türkiye?de asgari din eğitimi olmayan biri İstiklal Marşı?nı anlar mı ?? diye sordu.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde, 'ilahiyat fakülteleri dekanları toplantısı' yapıldı. Toplantıya katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, felsefenin matematikle, fiziğin kimyayla buluşacağını; ancak hepsinin de ilahiyatla buluşması gerektiğini kaydetti. Görmez, ?Modern zamanlarda ?ilahiyat olmadan? bu bilgi havuzu olur mu denilmiştir ama olmamıştır. İlahiyat bilgisi olmayan bir sosyolog olabilir mi acaba? Felsefe, sosyoloji hatta fen bilimleri? Ya da din ve dünya bilimleri diye ikiyi ayırmak İslam tarihi için kırılma noktası olmuştur. Bu topraklarda yaşayan insanlar, asgari din eğitimine sahip olmaması halinde türküleri bile anlayamaz. Yunus Emre?yi anlamaz, Mevlanı?nın beyitlerini anlamaz. Asgari din eğitimi olmayan biri İstiklal Marşını anlar mı?? ifadelerini kullandı.
Türkiye kadar din eğitimi konusunu tartışan dünyada başka bir ülke olmadığını belirten Başkan Görmez, Cumhuriyetin başında en önemli tartışma konusunun din eğitimi olduğunu ve sürekli devam ettiğini kaydetti. Görmez, ?Türkiye?de 30?lu yıllarda din ile ilgili olumsuz gelişmeler oldu. Tek ilahiyat fakültesi olan Dar-ül Fünun, öğrenci bulunamadığı gerekçesiyle kapatılmıştır. Halbuki öğrencisi vardı. Büyük alimlerin ders verdiği eğitim kurumuydu. O dönemde ülke olarak 'din eğitimi olmadan da yolumuza devam edebilir miyiz' denildi. 20-25 yıl din eğitimi olmadan yolumuza devam etmişiz. 1950?li yıllarda millet olarak bu şekilde devam edemeyeceğimizi belirtmişiz. Aydınların o gün dile getirdiği hususların ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Zamanın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki?nin kaleme aldığı ve yayınladığı din eğitimi raporu yerini tarihte almıştır. O zaman köylerde vefat edenlerin namazlarını kıldıran din görevlisi bulamadığını belirtmiştir.? dedi.
TEFSİR KÜRSÜSÜ KURULDU; ANCAK ADINA ARKAİK Mİ DİYELİM TARTIŞMASI YAŞANDI
Prof. Dr. Mehmet Görmez, yasağın kaldırılmasının ardından Ankara?da ilahiyat fakültesi kurulduğunu; ancak burada tefsir ve hadis dersi verecek bir Allah?ın kulu çıkmadığını hatırlattı. Görmez, ?Bosna?dan Muhammet Tayip Ok, Almanya?dan Anna Marie Şefi din eğitimi için getirilmiştir. Yapılan bir tartışma yüreğimi hep yaralamıştır. Tefsir hadis ve fıkıh ilk defa bir ilim olarak öğretilecek ama bu kelimeleri kullanmaktan kaçan bir konuma gelmişiz. Bu tartışma olmuştur. Bir kürsü kuralım ama arkaik bilimler mi olsun denilmiştir. Tefsir, fıkıh ve kelam kürsüsü kurularak yoluna devam edecektir. Daha sonra sayıları çoğalmış enstitüler kurulmuştur,. Ancak din eğitimi ile ilgili tartışmalar devam etmiştir. 60 ve 71?lerde tartışmışız. 1980?de yeniden tartışmışız tabi. Bugün ise biz sayıyı takip etmekte zorlanıyoruz. Bugün 53 ilahiyat fakültesi açılmış oldu.? diye konuştu.
İSLAMOFOBİYE DİNİ EĞİTİMLE KARŞI KOYABİLİRİZ
İlahiyat fakültelerinin, zorluklara rağment birikimi ile çok önemli noktaya geldiğini belirten Başkan Görmez, şöyle devam etti: ?Dünyada bilgi üreten fakültelerin daha çok hüküm kavramında Türkiye?de ise daha çok hikmet kavramında değerlendirdiklerini görüyorum. Çok ciddi eksikliklerimiz de var. Bunu tartışırken artık sadece misaki milli sınırları içindeki Türkiye?yi düşünmüyoruz. Batı, İslam dinini bir korku dinine dönüştürdü. İslamofobi Batı'dan Doğu'ya ihraç ediliyor. Buna karşılık verecek yüksek bir eğitime ihtiyaç var. Mezhep kavgaları yaşanıyor. Bunun nedeni cehalet. Bizim Türkiye?de ve İslam dünyasında ne derece üniversitelere muhtaç olduğumuzu ortaya koyuyor. Dost ve kardeş ülkenin en yetkili din yetkilisi cevap veriyor bir soruya. Arabistan?da 2 dine yer verilemez. Bütün kiliselerin yıkılması gerektiğini söylüyor. AB bunu konuşuyor. İslamofobiyi körüklemekten başka herhangi bir işe yarar mı? Bu zat şunu bilmez mi? Hz. Muhammed?in Medine?ye göç eder etmez yaptığı anlaşmalar elimizde birer vesika olarak duruyor.?
ŞİMDİ HAİTİ?DEN BİLE EĞİTİM İÇİN GELENLER VAR
Görmez, şunları söyledi: ?50 yıl önce dünyanın birçok yerinde Müslüman yoktu. Şimdi Haiti?den Müslüman geliyor ve eğitim alıyor. Küba ve Vietnam?dan Türkiye?ye eğitim için heyetler geliyor. Yeni Gine'den heyetler geliyor. Bütün tartışmalarımıza ve korkularımıza rağmen demek ki hala din bir zenginlik ve onun için insanlar geliyor. İster öğretmen, ister müftü, ne yetiştirirseniz yetiştirin ulumu İslam verilmezse faydası olmaz.?
DİN KÜLTÜRÜ BÖLÜMÜ İLAHİYAT?A BAĞLANMALI
Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümünün yeniden ilahiyat fakültelerine bağlanması gerektiğini vurgulayan Başkan Görmez, ?O dönemde, yani öğretmenliğin ilahiyattan alındığı zaman, bunu yapan yetkilinin ?Öğretmenlerin ancak çağdaş eğitim kurumlarında yetiştirecekleri? yönündeki açıklaması hala kulaklarımda. Şu an 53 tane olan ilahiyat fakültesine bu bölümün de verilmesi gerekiyor. İki haftaya kadar bu kadar ilahiyat fakülteleri ne olacak diye düşünüyordum ve öyle hızlı bir gelişme oldu. Hepimizin üzerinde yoğunlaşmamız gereken nitelik kaldı sadece. Bu bilgiye nitelikle birlikte ahlaka dönüştürmemiz gerekiyor. Bilgiyi yaşanabilir bir ahlaka nasıl dönüştürebiliriz, onun üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor. Mutlaka programların da çeşitlenmesi gerekir. Buna ihtiyaç olduğunu düşüyorum. Eğer istihdama yönelik adam yetiştiriyorsak bunun bütün yönleriyle ortaya konulması gerekiyor.? şeklinde konuştu.
Sempozyumun açılışında YÖK Başkan Vekili Prof. Dr Yekta Saraç da bir konuşma yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.