Görmez, ''KUR'AN, BÜTÜN KİTAPLARI İÇİNE ALIYOR''
Kur'an'ın Asıl Amacı; İnsana Bilim ve Teknoloji Öğretmek Değil, Ona Dinini ve Ahlaki İlkeleri, Bilgi ve Teknolojiyi Ahlaklı Bir Şekilde Kullanmayı Öğretmektir.
14-15 Mayıs 2011 tarihlerinde iki gün süreyle İstanbul'da gerçekleşen ve Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan ''2. Uluslararası Kur'an ve İlmi Hakikatler Sempozyumu''nun açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez; Kur'an-ı Kerim'in, okundukça ve dinlendikçe, insanların imanını artırdığını söyledi.
Başkan Görmez, sempozyumun açılışında okunan ayetleri bugün nazil olmuş (inmiş) gibi dinlediklerini belirterek, ''Kur'an, elinize aldığınızda gerçekten 14 asır önce Resulü Ekrem'e nazil olmuş bir hakikatlar manzumesi olup okumaya başladığınızda sanki sizin kalbinize yeniden nazil oluyormuş gibi bir his ve bilinç oluşturur'' diye konuştu.
Başkan Görmez, Batı'daki bilimsel gelişmelerin sonuçlarını temel alarak, Kur'an-ı Kerim'in de bunları çok önceden belirttiğini ve onlarla çelişmediğini ortaya koyma çabasının doğru olmadığını belirterek, ''Kur'an'ın bu bakışla tefsiri ve anlaşılması çabası, Kur'an-ı Kerim'i bir bilimler ansiklopedisi gibi ele alma çabasına dönüşebilmektedir. Oysa Kur'an'ın asıl amacı; insana bilim ve teknoloji öğretmek değil, ona dinini ve ahlaki ilkeleri, bilgi ve teknolojiyi ahlaklı bir şekilde kullanmayı öğretmektir'' dedi.
Hz. Peygamber'in Hira Dağı'nda, ''ikra (oku)'' emrini aldığına işaret eden Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:
"Aslında bu emir, Resulü Ekrem'e ve onun şahsında bütün insanlığa üç büyük kitabı okumayı emreden bir hitap... Küçük kainat denilen insanı, büyük kainat denilen tabiatı ve bu iki kitabın en büyük mütercimi olan Kur'an'ı oku. Bu üç kitabı birbirinden ayıramazsınız, insan, kainat ve Kur'an.''
Başkan Görmez, Kur'an'ın insanlara varoluş amacını öğrettiğine de değinerek, ''Kur'an bize hayatın nihai manasını öğreneceğimiz yegane yolu gösterir. Kur'an, insanın kendisiyle, hemcinsleriyle, varlıklarla, Rabbbiyle olan ilişkilerini ortaya koyar. Kur'an, insanın hidayetini, istikametini, akıl ve kalp, ruh ve beden bütünlüğünü, saadetini ortaya koyan yegane kitaptır.'' dedi.
''KUR'AN İÇİN ŞİFRE KELİMESİNİ KULLANMAYALIM''
Kur'an'ın kainatın dilini ve sırrını ortaya koyduğunu dile getiren Başkan Görmez, ''Kur'an için şifre kelimesini kullanmayalım. Ancak Kur'an'ın her ayetinin içerisinde bizi, hakikatleri keşfetmeye götüren bir sırrın, mananın ve hakikatin varlığı muhakkaktır.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye'de bir mealler furyası olduğuna da dikkat çekerek, şunları kaydetti:
''Çokça meal yazılıyor, çokça tercümeler yapılıyor. Kur'an, nazil olduğundan bugüne bütün dillere tercüme ediliyor. Aslında Kur'an'ın en büyük tercümesi, varlık âleminin, kainatın kendisi. Kur'an'ın gerçek tercümesini, manasını ve hakikatini anlamak için kainatı ve kainat kitabını okumak gerekir.''
''KUR'AN, BÜTÜN KİTAPLARI İÇİNE ALIYOR''
İnsanın, kainatın ve Kur'an'ın ayetlerden ibaret olduğunu anlatan Başkan Görmez,
Kur'an'ın tek başına bir kitap olmadığını vurgulayarak, ''Kur'an, bütün kitapları içine alan bir kitap. Kur'an-ı tek başına bir kitap gibi okuyan yanılır, onun hakikatine eremez'' dedi.
Kur'an'ın insanlığı kendi tasviriyle ateş çukurunun kenarından alan bir kitap olduğunu aktaran Başkan Görmez, şunları kaydetti:
''Kur'an, kalplerin arasına bir ülfet koydu. Biz ortak bir dili konuşuyoruz. Bizim müşterek lisanımız Kur'andır. Bu müşterek dil kalplerimiz arasında bir ülfet meydana getiriyor. Ancak bir sorun var. O da şu; eğer Kur'an iyi anlaşılmazsa, yanlış yorumlanırsa o ülfeti ortadan kaldırır. Mevlana, 'Herkes Kur'an-ı, Kur'ana hizmeti kadar anlar' diyor. Kur'an sadece bilimsel bir araştırmaya konu edilecek bir kitap değil. Bilgi saymak için bize gelmedi. Bu bilgi, amel etmek için bize geldi. Herkes Kur'an-ı, Kur'ana hizmeti kadar anlar.
Zaman zaman yanlış yorumlar ortaya çıkar, bizi birleştirmeye gelen kitap, bizi ayırmaya da vesile edilebilir, Allah korusun. (Allah bu kitapla bazı toplulukları yüceltir, bazılarını da alçaltır). Biz Müslümanlar olarak o kitapla yüceldik, o kitaba sırtımızı döndüğümüzde de düştük.''
Başkan Görmez, bundan sonra yapılacak sempozyumun başlığının ''Kur'anî hakikatler ve ilmi araştırmalar'' şeklinde olmasını önererek, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
''Kur'ana iman eden müminler, başkalarının kapısında bilgi dilenmeye başladı. Halbuki Kur'ana iman edenler, başkasının kapısında bilgi dilenmek konumunda olmaması gereken insanlar. Bilgiye ve hakikate büyük katkılar yaparak, insan, kainat ve Kur'an arasındaki büyük ilişkiyi yakalayarak yücelebilir, güçlenebilir ve böylelikle neticeye varabiliriz.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.