'Esas üzülmesi kahrolması gereken Avrupalılardır..'
ELAZIĞ
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Elazığ'daki temasları kapsamında katıldığı Anadolu Yayıncılar Derneği üyesi yaklaşık 50 televizyon kanalı tarafından canlı yayınlanan programda, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Kurtulmuş, Avrupa'nın Türkiye'ye tavrına ilişkin, Avrupa'daki gelişmeyi sadece Hollanda ile kısıtlı olarak görmemek gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Özellikle son yıllarda Avrupa'da yükselen milliyetçi bir akım var. Daha doğrusu ırkçı bir akım var. Buna, 'neonazizim', 'neofaşizm' diyebiliriz. Bunu söylediğimiz zaman Avrupa'daki dostlarımız alınıyorlar ama işin gerçeği budur. Somut olarak yabancı düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı özel olarak Türkiye düşmanlığı ve özel olarak da bütün bu İslam dünyasının, mazlum milletlerin sözcüsü olarak kabul ettikleri, 'Erdoğan düşmanlığı'. Dolayısıyla Avrupa'da gelişen olayları bu ana başlık altında görmemiz lazım." diye konuştu.
Bazı yerlerde daha aşırıları olduğuna dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Mesela Hollanda'da Wilders gibi bir İslam düşmanı, 'Kuran'ı yasaklayalım, camileri yıkalım, Müslümanları sınır dışı edelim.' diyebilecek kadar şirazeden çıkmış, akıldan, izandan, mantıktan soyutlanmış bir adam. Ama bakıyorsunuz ikinci parti olarak çıkıyor. Dünkü seçimlerde 20 milletvekili çıkardı. Koalisyon ortağı olabilecek bir seviyeye gelebiliyor. Bu ürkütücü bir şey yani Avrupa için. Ben açıkça şunu söylüyorum ki; Sayın Çavuşoğlu'nu indirtmediler, Sayın Fatma Betül Sayan Kaya'ya orada son derece terbiyesizce, seviyesizce müdahalede bulundular. Oradaki vatandaşlarımızın üzerine atlarla, köpeklerle saldırdılar. Eyvallah, bunların hepsi çok ağır bir tablodur. Biz Türkiye olarak kendimizi korur, Türkiye'nin onurunu, şerefini, izzetini koruyacak adımları atarız. Bunda şüphe yok, yapıyoruz da. Ama esas üzülmesi gereken, esas kahrolması gereken Avrupalılardır. Avrupa'da bu artan ırkçılığın, artan faşizmin rap rap rap ayak sesleri geliyor. Bir müddet sonra eğer böyle devam ederlerse Avrupa'nın makul siyasetçileri seçim kampanyası yapamayacak duruma gelebilir. Faşizm, ırkçılık o kadar çok yükselir ki; 'Ya bunlar da insandır.' diyen bir kişinin sesi Avrupa'da çıkmaz hale gelir, boğarlar adamı."
"Rotterdam'daki rezaleti izlerken çok üzüldük"
"O akşam Rotterdam'daki rezaleti izlerken çok üzüldük, perişan olduk ve yerimizde duramadık, kahrolduk. Öfkelendik açıkçası ama sonuçta devlet yönetiyorsanız, öfkelerle, hislerle değil devlet aklıyla hareket etmek mecburiyetindesiniz." diyen Numan Kurtulmuş, pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda müzakereler sonucunda 4 siyasi yaptırımı dünya kamuoyu ile paylaştıklarını aktardı.
Hollanda'da 460 bin vatandaşın yaşadığına işaret eden Kurtulmuş, "Biz Hollanda'nın yaptığı çirkefliği, terbiyesizliği Allah'ın izniyle onlardan özür dileyecek noktaya getireceğiz. En azından yaptıklarından, yanlışlıklardan bir şekilde geri döndüklerini ilan eden sonuçları alacağız. Ama bir yandan da oradaki 460 bin Türk vatandaşını düşünmek durumundayız. Evet seçimlerden sonra oluşacak siyasi tabloyu çok iyi bir şekilde analiz edeceğiz. Hem Türkiye'nin itibarını, izzetini, şerefini koruyacağız hem de uluslararası alanda diplomatik nezaketin gerektirdiği bütün adımları atacağız ve yapmış oldukları yanlışlarla ilgili hepsinden hesap soracağız." açıklamasında bulundu.
"Açık özür bekliyoruz"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hollanda ile krizi kendilerinin çıkarmadığının altını çizerek, bunun net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini anlattı.
Bu işin bu noktaya gelmesini istemediklerini vurgulayan Kurtulmuş, krizi nasıl çıkardılarsa, krizi ortadan kaldırmak için de adım atmanın onların sorumluluğu olduğuna dikkati çekti.
"Türkiye ilişkileri bir seçime feda edilecek değildir. Ben Hollanda'da inşallah makul siyasi bir havanın oluşacağını ve yaptıkları bu yanlışlıkları telafi edecek adımları atacaklarını düşünüyorum." ifadesini kullanan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Ondan sonra Türkiye olarak bizler durumu gözden geçiririz. Hiç şüphesiz açık bir özür ya da özür anlamına gelecek bir tavır, davranış, söz, bunu bekliyoruz. Bunu nota olarak da kendilerine verdik. Böyle olmaz Hollanda kör gözün parmağına devam ederse ilave tedbirler alırız. Bunun içerisinde ekonomik tedbirler de dahil olmak üzere... Önemli olan sonuç almaktır.Sonuç almayı ümit ediyorum."
"Güçlü bir sistem ortaya çıksın istiyoruz"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir gazetecinin ''Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra bir başkası devletin başına gelirse tüm bu yetkilerle ülkeyi felakete götürebilir diyorlar, bu konuda neler düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
''Esas Erdoğan'dan sonra bu kadar yüksek liderlik vasıflarıyla donatılmış birisi gelmediği zaman da sistem güçlü olsun, güçlü bir sistem ortaya çıksın istiyoruz. Yani seçim akşamı, sandık açıldığı zaman kimin ülkeyi yöneteceği belli olsun. Aylarca süren koalisyon pazarlıkları oldu, kurulamayan hükümetler oldu, böyle olmasın. Seçim akşamının ertesi günü seçilen hükümetini kursun. Güçlü, hızlı, etkin karar alabilen bir sistem olsun. İnsanların gücüne değil sistemin gücüne dayalı bir Türkiye ortaya çıksın. Bunun için değişikliği yapıyoruz. Tam da Erdoğan sonrasını planladığımız için bunları yapıyoruz. Güçlü bir yönetim modeline geçeceğiz. Milletimiz 16 Nisan'da büyük bir şekilde 'evet' diyecek ve Türkiye'nin önü açılacak.''
"Bu olağanüstü hal meselesini de ciddi görmeleri lazım"
Kurtulmuş, olağanüstü hal ortamında halk oylamasına gidilmesine ilişkin soru üzerine olağanüstü hal uygulamasının istenerek ortaya koyulmadığını söyledi.
FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra devletin içinde 40 yıl odaklanmış olan bir şeyi devletten temizlemek için olağanüstü hal uygulamasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şimdi laf olsun diye, fantezi olsun diye, elimize ilave bir güç versin diye bunu istemedik. Gerçekten devletin bu terör örgütlerinden temizlenebilmesi için böyle bir yetkiye ihtiyaç olduğu, Türkiye'de olağanüstü şartlar yaşadığı için. Yani kusura bakmasınlar. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarı olmuş olsaydı bugün 'OHAL var' diye ağzını açanlardan hiçbirisi Türkiye'de darbenin karşısına geçmeyecekti. Darbecilerin karşısında suspus duranlar darbe tehdidine karşı alınan bu olağanüstü hal meselesini de ciddi görmeleri lazım. Kaldı ki bunu söyleyenlere şunu da hatırlatırım. Bugün savundukları 1982 anayasası öyle çok serbest bir ortamda olmadı. Askeri darbe döneminden sonra askerini silahlarının gölgesinde, tankların, paletlerin şakırtıları arasında yapılan bir anayasa değişikliğiydi.''
Halkın desteği artıyor
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, anaya değişikliğine halkın desteğinin arttığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Başta millet içeriği fazla bilmiyordu. Sistemin içeriğini öğrendikçe daha iyi bilinmeye başlandıkça milletimizdeki olumlu algı çok daha fazla artıyor. Gözümüzün önünde evetler yukarıya doğru çıkıyor. Açık ara hiçbir tereddüde mahal vermeden seçmenin kafasındaki bulanıklık hızla gidiyor. Millet bunun bir parti meselesi olmadığını görüyor. Bu memleket meselesi Türkiye'nin bekası, bütünlüğü meselesi. O yüzden Avrupa’dan saldırılar oluyor, terör örgütleri bastırıyor. Bütün bunları görüyor. O yüzden çok kuvvetli bir evet gelecek."
"İçerideki hayır kampanyasını zayıf gördüler dışarıdan destek vermeye çalışıyorlar"
Öte yandan Kurtulmuş, AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezini (SKM) ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 16 Nisan'a az bir süre kaldığını ve bu süreyi en iyi şekilde değerlendireceklerini söyledi.
Kurtulmuş, "İnşallah 16 Nisan'da millet 'evet, evet, evet' diyerek Türkiye'nin önünü açacaktır" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Alman gazetesi o da diyor ki 'Türk siyasetçiler Almanya'ya gelmesin, burada propaganda yapmasınlar'. İyi de PKK'lılar fellik fellik Almanya'da propaganda yapıyor mu, FETÖ'cüler yapıyor mu? Bu memleketin Dışişleri Bakanı, Aile Bakanı, diğer bakanları, milletvekilleri neden Türk kardeşlerimizle buluşmasın? Demek ki bunlar korkunun alametleri. Korkunun ecele faydası yoktur. Şimdi öyle anlaşılıyor ki içerideki hayır kampanyasını zayıf gördüler, dışarıdan destek vermeye çalışıyorlar. Ne yaparsanız yapın, içeriden dışarıdan kim destek olursa olsun bu millet 16 Nisan'da kararını vermiş, Allah'ın izni ile 'evet' diyerek yeni ve güçlü bir siteme adım atacaktır. Niçin evet, istikrarlı bir yönetim, ekonomik krizlere düşmemek, yönetimde çift başlılığı kaldırmak, siyasi krizler olmasın, ikide bir yıkılıp kurulan koalisyon hükümetleri olmasın diye evet."
Kurtulmuş, "Güçlü bir şekilde yönetileceğiz. Kim ne istiyorsa istesin. Allah'ın izni ile Türkiye düşmanları, bu aziz milletin düşmanları istedikleri hiçbir fırsatı bulamayacaklar ve inşallah 16 Nisan yeni Türkiye'nin başlangıcı olacaktır." diyerek sözlerini tamamladı.
Muhabir: İsmail Şen-Hasan Namlı-Ramazan Kaya-Bestami Bodruk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.