En Kutlu Misafir?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
?İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.) Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti. Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş, Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti.? (Zariyât, 24,25,26,27)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?Misâfiri ilk gece ağırlamak her müslüman üzerine bir vazifedir. Her kim (misâfir olarak bir kimsenin) evinin önünde sabahlayacak olursa, (bu kimseye ikrâm etmek) o ev sâhibi üzerine bir borçtur. İsterse borcunu öder kurtulur, isterse terk eder ve borçlu kalır.? (Ebû Dâvûd, Et?ime, 5/3750)
Rasûlullah (sav), Medîne-i Münevvere?ye hicret ettiğinde, bütün Ensâr O?nu misâfir edebilmek için can atıyordu. Fahr-i Kâinât Efendimiz büyük bir firâset ve incelikle meseleyi halletti ve kimsenin gücenmesine fırsat vermeden Ebû Eyyûb el-Ensârî?ye misâfir oldu.
Ebû Eyyûb el-Ensârî (ra), başlangıçta Allah Rasûlü?ne, evinin üst katında kalması için ne kadar ısrar ettiyse de Efendimiz (sav):
??Yâ Ebâ Eyyûb! Evin alt katında bulunmamız, bizim için daha münâsip ve elverişlidir.? buyurarak alt katta oturdular.
Aziz misâfirleri Allah Rasûlü?ne eşsiz bir hürmet ve muhabbetle hizmet eden Ebû Eyyûb (ra) ve âilesi, yattıkları yerin Peygamber Efendimiz?in hizâsına gelmesinden bile teeddüb ettikleri için, duvar kenarlarına sığınarak uyuyorlardı. Birgün testileri kırıldı ve içindeki bütün su, zemîne döküldü. Suyun mübârek misâfirlerinin üzerine damlayıp da O?nu rahatsız etmesinden endişelenen Ebû Eyyûb Hazretleri, hemen tek örtüleri olan kadife yorganı aldı ve telâş içinde yerleri kuruladı. Sabah olunca da Varlık Nûru Efendimiz (sav)?a üst kata çıkmaları husûsunda ısrarla ricâda bulundu. Rasûlullah Efendimiz:
??Alt kat daha elverişlidir!? buyurdu ise de Ebû Eyyûb (ra):
??Siz alt katta bulundukça biz üst kata çıkamayız!? dedi. Bunun üzerine, yerlerini değiştirdiler. (Müslim, Eşribe, 171; İbn-i Hişâm, II, 116)
Ebû Eyyûb el-Ensârî, Peygamber Efendimiz?i misâfir ettiği günlerde çok hassas davranır, kıymetli misâfirini memnûn edebilmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Devamlı yemek pişirir ve Allah Rasûlü?ne gönderirdi. Yemeğin kalan kısmı geri geldiğinde, Âlemlerin Efendisi?nin parmaklarının dokunduğu yerleri araştırır ve teberrük ederdi. (Müslim, Eşribe, 170-171)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
el-Vâsi?: Rahmeti geniş ve sonsuz olan, rızık imkânlarını genişleten, ilmi, ihsanı, mağfireti ve rahmeti ile her şeyi kuşatan, imkânları sonsuz olan, zenginliğini ve kudretini her yerde hissettiren demektir.
Kısa Günün Kârı
Bugün sevdiğimiz yakınımızı ziyaret edelim.
Lügatçe
firâset: Anlayışlı.
teeddüb: Edeblenme, utanma
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.