En az süt tüketen ülkelerden biri Türkiye
Süt hakkında toplumu bilinçlendirmek ve tüketimin artmasını teşvik etmek amacıyla her yıl çeşitli etkinliklerle gündeme getirilen “Süt Haftası” İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nce farklı yönleriyle ele alındı.
Sempozyumda süt tüketiminin her yaş döneminde sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez olduğu, sütün sağlıklı bir vücudun sırrı olduğu kadar pek çok hastalıktan korunmanın da temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çekildi. Süt üretiminde dünyanın ilk 10 üreticisi içinde yer alan Türkiye’nin süt içme oranların da Avrupa ülkelerinin çok gerisinde yer aldığı bilimsel çevrelerce vurgulandı.
İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Ongan Sempozyum başkanlığını üstlenirken; Onur Kurulunda Rektör Prof. Dr. Galip Akhan ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bumin Nuri Dündar yer aldı.
Sempozyumu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe başta olmak üzere akademisyenler, sektör temsilcileri ile öğrenciler takip etti.
Açılış konuşmasında sütle ilgili bilimsel çalışmalara her zaman yenisinin eklendiğini ifade eden İKÇÜ Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Ongan, besinsel açıdan “mükemmel besin” olarak nitelendirilen sütün, insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığına vurgu yaptı. Yrd. Doç. Dr. Dilek Ongan, “Süt, dünya gündemindeki güncelliğinin de giderek arttığı önemli bir besin. Bu besinin en çok merak edilen özelliği son zamanlarda zayıflamaya olan etkisidir. Çok sayıda araştırmada besin alımını kontrol etmeye yardımcı olabileceği ortaya konmuştur. Araştırmaların ortak noktasında, süt ve süt ürünlerinin diyetin enerjisi kısıtlandığında vücut ağırlığı kontrolündeki ve Tip 2 Diyabet hastalığında kan şekerinin kontrolündeki olası etkisi yer alıyor” dedi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bumin Nuri Dündar ise obezite başta olmak üzere kanser gibi birçok hastalığın bilimsel araştırmasında süt ve süt ürünlerinin katkılarının ön plana çıktığını kaydetti. Sütlerin en değerlisinin anne sütü olduğuna işaret eden Prof. Dr. Dündar, “Teorik olarak söylüyoruz ancak pratikte hep gerilerde kalıyoruz. Birçok bebek dostu hastanemiz var. Ama bu hastanelerde maalesef hala mama öneriliyor” diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neslişah Rakıcıoğlu, süt ve süt ürünleri tüketimi ile ilgili dünyadaki sayısal verileri aktardı. En yüksek süt ve süt ürünleri tüketen Avrupa ülkelerinin Norveç, Finlandiya ve Hollanda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Rakıcıoğlu, en düşük tüketimin ise Avusturya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti olarak sıralandığını söyledi. Prof. Dr. Rakıcıoğlu, ülkemizdeki tüketimin arttırılması için stratejilerin geliştirilmesi ve tüketime erken yaşlarda başlanması gerektiğini vurguladı.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük de kooperatifleşmenin sektöre olan katkılarını aktardı. Tire Süt Kooperatifi’ni dünyanın en başarılı kırsal kalkınma modellerinden biri haline getirdiklerini söyleyen Eskiyörük, açlığın önüne geçmek, dünya barışının sağlam temellere oturması için kooperatifleşmenin şart olduğunu vurguladı. Pınar Süt’ten Can Gürbüz ise süt ve süt ürünleri üretim teknolojisi hakkında bilgilendirme sunumu yaptı.
Bilimsel programın yanı sıra bilgilendirici standların da öğrencilerle buluştuğu etkinlikler; ilki düzenlenen “Süt Koşusu” ile son buldu.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.