Emânet Şuuru?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
??Kim emânete hıyânet ederse, kıyâmet günü, hâinlik ettiği şeyin günâhı boynuna asılı olarak gelir?? (Âl-i İmrân, 161)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?Hiç şüphesiz Azîz ve Celîl olan Allah, bir kulu helâk etmeyi murâd ettiği zaman, ondan hayâyı çekip alır. Hayâyı alınca, o kul gazaba uğrayan biri olur. Gazaba uğradığı zaman, ondan emânet (güvenilirlik) kaldırılır. Emânet kaldırılınca, o ancak hâin olur. Hâin olduğu zaman, kendisinden rahmet kaldırılır. Rahmet kaldırılınca, o ancak lânete uğrar, mel?ûn olur. Lânete uğradığı ve mel?ûn olduğu zaman da, kendisinin İslâm ile olan bağı koparılır!? (İbn-i Mâce, Fiten, 27)
Emânete ve ahde riâyet husûsunda hiç kimsenin Peygamber Efendimiz?in kâbına varabilmesi mümkün değildir. Abdullah bin Ebi?l-Hamsâ (ra)?ın anlattığı şu hâdise O?nun bu hâline ne güzel bir misâldir:
?Peygamberliğinden önce Allah Rasûlü ile bir alışveriş yapmıştım. Kendisine borçlandım, biraz beklerse hemen getireceğimi va?dederek oradan ayrıldım. Fakat verdiğim sözü unutmuştum. Üç gün sonra hatırlayıp konuştuğumuz yere geldiğimde, onu aynı yerde beklerken buldum. Allah Rasûlü, bu yaptığım karşısında bana serzenişte bulunmayıp sadece:
??Ey delikanlı! Bana zahmet verdin, üç gündür burada seni bekliyorum.? buyurdu.? (Ebû Dâvûd, Edeb, 82/4996) (Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Emanetleri daima vaktinde teslim edelim.
Lügatçe
hıyânet: Hainlik.
mel?ûn: Lanetlenmiş.
riâyet: Uyma.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.