Değer (li) miyiz?

İlişkilerimizde belirleyici olan, hayatımızı yönlendiren ve insanın mutluluğu için çok önem arz eden bir kavram “değer vermek”

Değer verdiklerimizin üzerine bina ederiz hayatımızı. Değer verdiklerimiz kadarız. İnsan, duygusal bir varlık olduğundan ilişkilerinde değerlerine, kişiliklere saygı duyarak iletişim kurar. İnsanlar ve toplumlar değer yargıları ile var olurlar ve varlıklarını değerler sistemine göre anlamlandırırlar.

Bir kişinin sahip olduğu önemli değerler hoşumuza gittikçe o kişiye biçtiğimiz değer de fazlalaşır. Önce o kişiye saygı duymaya başlarız, saygı duydukça karşımızdaki kişininde bize ilgisi artar. Karşılıklı saygı, sonuçta sevgiye dönüşür.

Sizce bizler günlük hayatımızda kalıcı değerler üzerine temellendirdiğiniz bir hayatı mı yaşıyorsunuz, yoksa sahte sosyal medyanın değerlerimi bizleri yönetiyor? .

Nuri Pakdil’in ifadesiyle “Hayat bize sunulan çok kapsamlı bir bağıştır der. Değer vermek, sadece düşünmekle olmaz, düşündüğümüz kişiye verdiğimiz bu değeri hissettirip açıklamakta önemlidir.

Değer vermek, bir şeyi veya kişiyi değerli saymak, önem vermektir.

Sevdiğimiz insana çok değer vermek güzel bir şey ama bu kişi o değere layık değilse, sunduğumuz fazla değer bir müddet sonra o kişiyi sıkar ve bizden uzaklaştırabilir. Hatta çıkarcı bir kişilik ise eğer, o kişi bunu fark ederek çıkarı için kullanabilir. Zira günümüzde insanlar, saf ve dürüst ilişkileri bile çıkarlarına alet edebilmektedirler.
Peki, ölçü ne olmalı? İşin basit ölçüsü; başkasına vereceğiniz değer kendimize verdiğimiz değerden hiçbir zaman fazla olmamalı.

Diğer bir ölçü ise karşıdan da benzer değeri görmeli veya beklemeliyiz. Karşıya ilk değer veren biz olabiliriz. Zira ilk başlatan olmak ayrı bir meziyet.

Üçüncü ölçü ise kurduğumuz iletişimde amacımızı, karşının amacını ve bu amaçların gerçekleşme durumunu irdelemektir.

Hak etmeyen bir kişiye fazla değer verirsek, o kişinin, kendini olduğundan fazla görmesine de sebep oluruz. Ona da hata yaptırmış oluruz.

Unutmayalım ki, fazla değer vermenin uykusuzluk, kendini enayi gibi hissetmek, insanlara fazla güvenmeme, depresyon, şiddetli öfke, hayata küskünlük gibi bir çok yan etkisi de bulunmaktadır.

Makaleyi değerli Eğitimci Nurettin Topçu hocamın Sohbetlerinden Kalanlar” kitabından bir alıntı ile bitirelim. “Gençlerin heyecanla yüksek hayallerini ve iddialı sözlerini dinledikten sonra "Değer mi?" sualini soruyor ve bütün boş hülyaların sonunu getiriyordu.

Herkese hak ettiği değeri vermeniz ve aynı şekilde değer görmeniz dileğiyle...

Kalın Sağlıcakla

Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Sait Özdemir Arşivi