Doğu'nun Yedinci Oğlu
Turan Karataş'ın kaleme aldığı Doğu'nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç, raflardaki yerini aldı.
?Sezai Karakoç'un kültürel birikiminde özellikle Muhyiddin-i Arabî, İmam-ı Rabbanî, Mevlana, Yunus Emre gibi İslam kültürünün taşıyıcısı, inşacısı ve özge yorumlayıcıları olan şahsiyetlerin rolü büyüktür." (sf. 422)
KÜNYE
Yazarı: Turan Karataş
Türü: Biyografi
Sayfa: 591
Basım: 2013
Yayınevi: Kaynak Yayınları
DOĞU'NUN YEDİNCİ OĞLU
Kitapta şiirden denemeye 54 esere imza atmış Karakoç'un hayatı detaylı bir şekilde anlatılıyor.
Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Sezai Karakoç'un hayatı ve eserleri üzerine yazılmış olan Doğu'nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç kitabı, geçtiğimiz günlerde yeni bir baskıyla okurların huzuruna çıktı. Kaynak Yayınları'ndan çıkan kitabın yazarı Turan Karataş, çalışmasında şairin hatıralarından ve şiirlerinden yola çıkarak Karakoç'un hayat hikâyesini detaylı bir şekilde anlatıyor.
Şiirlerle zenginleştiren anlatım, Karakoç'un yaşadıklarının tüm ayrıntılarına değiniyor. Şairin ailesi, çevresi, öğrenim yılları, yazı hayatı, mücadeleleriÖ İnsanlığı, hakikati görmeye, anlamaya ve içselleştirmeye çağıran bir idealistin, bir şairin, bir düşünce adamının farklı hayatı sunulan. Kuşkusuz her okur böylesi bir hayattan çok yeni şey öğrenebilir. İşte onlardan bazılarını sizler için derlerdik.
SEÇİLMİŞ BÖLÜMLER
Sevgi devrimi
Sezai Karakoç'a göre, Diriliş yeniden inanmak, yeniden düşünmek, yeniden duymaktır. Kalbin çığlıklarını bastırarak yaşamaya ve hayata yeniden anlam kazandırmaya başlamaktır. Bu kelimenin toplayıcı anlamında, İslam dünyasının yeniden inanç dünyasını kurma; düşünce dünyasını, estetik dünyasını canlandırma zorunda olduğu özetlenir. ?Diriliş bir sevgi devrimidir. Ruhun ölümünü hazırlayan öçlerin, ezmelerin çekememezliklerin devrilmesi yoluyla sevgide ruhun dirilişini gerçekleştirme yöntemidir." (sf.150)
Düşüncenin eyleme dönüştüğü yer
Karakoç, 1990-1997 yılları arasında kısa adı DİRİ-P olan Diriliş Partisi'nin, 2007'den beri de Yüce Diriliş Partisi'nin genel başkanı sıfatını da üzerinde taşımıştır. Kendisiyle bir sohbetimiz esnasında, hemen herkes
gibi, biz de ?niçin parti kurdunuzî kabilinden bir soru yöneltmiştik. Aşağı yukarı şu mealde bir açıklama yapmıştı: Bizim parti kurma düşüncemiz yeni değildir ve bu birden bire olmamıştır. Parti, bizim düşüncemizin [Diriliş'in] bir aşamasıydı. Düşüncelerimiz belli bir olgunluğa ulaşınca, bunları eyleme dökecektik. Eğer ben kurmasaydım, benden sonra bu düşünceyi sahiplenenler tarafından kurulacaktı parti. Bize nasip oldu, biz kurduk.(sf.159)
Karakoç'un takma adları
Farklı türdeki yazılarını değişik imzalarla yayımlamış Sezai Karakoç. Söz gelimi, dergisi Diriliş'teki başyazı sayılabilecek makaleleri Sezai Karakoç, ikinci derecede düşünce ağırlıklı yazıları Diriliş, edebiyat incelemelerini, ya da edebiyatın çeşitli problemlerine dair denemelerini Sait Yeni, S. Y., İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü kitabında yer alan yazıları Mehmet C. Güneş, İslam'daki yazıları M.B.Y., Yitik Cennet'i Zülküf Canyüce, Farklar'daki günlük yazıları Karakoç, Diriliş'in özellikle son döneminde yer alan siyasî ve aktüel yazıları D., eski Türkçeden günümüz Türkçesine aktardığı yahut sadeleştirdiği daha çok tasavvufî metinleri ve bazı çevirileri M. Cemil imzasıyla yayımlamış. Yukarıdakilerden başka, az olmakla beraber, Zafer Karib, Mehmed Yasin, Mehmet Yasinoğlu ve M.Y. müstearlarıyla da yazmış Karakoç. Mehmed Yasin imzasını askerdeyken, Yeni İstiklal'e gönderdiği yazılarında kullanmış. Bunların yanında, bütün şiirlerini ise Sezai Karakoç imzasıyla yayımlamış ?Balkon" şairi.(sf. 164)
Efsane şiirdeki rumuzdan rahatsız oldu
?Monna Rosa", yayımlanmasından neredeyse yarım asır sonra, ilk şiirlerle birlikte bir kitap zarfına girmiştir. Şiirin kitap olarak yayınlanışında, özellikle birinci bölümde, şair bazı değişiklikler yapmıştır. Hemen görülen, şiirin ilk bölümünde (?Aşk ve Çileler") var olan akrostişin, bazı beşliklerin yerinin değiştirilmesi suretiyle bozulmuş olmasıdır. Belli ki, şair, belki de 'gençlik hevesi' dediği bir sevdanın rumuzu olan akrostişten yıllar geçtikçe rahatsız olmuştur. (sf.241)
İkinci Yeni hareketinin ateşleyicisi
Sezai Karakoç'un 1965'e kadar yazdıkları, yayımladıkları dikkatle takip edilirse, aynı dönemde şiir yazan öncü şairlerin (Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar) ürünleriyle karşılaştırılırsa şu görülecektir: Sezai Karakoç, adına İkinci Yeni dediğimiz, 1950'lerin ikinci yarısında ortaya çıkan ve o günkü Türkçe şiirin merkezine yerleşen hareketin yanında, içinde bulunmuş yazdıklarıyla hatta tutumuyla. Dahası var, 1955'te iki sayı çıkarabildiği Şiir Sanatı dergisiyle söz konusu oluşumun ateşleyicisi olmuştur.(sf. 265)
Necip Fazıl'ı aştı mı?
Yaygın bir kanaate göre Karakoç, hem düşünce hem sanat planında "üstad"ını yani Necip Fazıl'ı kimi bakımlardan aşmış durumdadır. Düşüncelerini bilinen temellere oturtmasının yanında, daha planlı ve programlı oluşu, çağdaş edebiyatın gelişmelerine yabancı kalmaması, hatta onu aşışı ve ileri taşıyışı, edebiyatımızı bir yörüngeye oturtma çabaları ve şiirinin özünde İslamî olandan taviz vermemesi, Karakoç'u farklı kılan özellikleridir. (sf. 423)
Halkın için savaşacaksın
Sezai Karakoç, şairin düşünce ve ülkü adamı olmakla birlikte, ciddî bir öz görev sahibi olduğunu söyler. Şairin bu önemli ödevi şu şekilde özetlenir: ?Veliliği, önderliği, kahramanlığı, savaşçılığı, aşkı ve ölümü, milleti adına, insanlık adına, kelimeler için bir kere daha yaşamak borcundadır. O, yalnız, milletinin geçmişini değil, geleceğini de yüklenmiştir. Gelecek felaketleri sezip çığlık çığlığa haber vermek, halkı uyarmak, ona yön göstermek, bunu da kalplere ve ruhlara işleyecek bir güçle yapmak ödevindedir." (sf. 533)
Kendi kuşağı ondan çok şey öğrendi
Diriliş düşüncesi, Karakoç'un birçok yazısında ve hatta bazı şiirlerinde enine boyuna ortaya konmuştur. Söz konusu düşünce, medeniyetler arası muhasebeye yeni boyutlar kazandırmıştır. Tarihî ve sosyal meseleleri yorumlarken de Diriliş zaviyesinden bakar Karakoç, hemen bütün eserlerinde. Ülke problemlerine ve gerçeklerine de vâkıf olan yazarın, özellikle son yazılarında toplumsal meselelere ve kurumlara ağırlık verdiği dikkati çeker. Karakoç getirdiği yeni bakış açısıyla ?İslam medeniyetine ait temel kavramları çağdaş bir dille ifadelendirmiştirî denebilir. Hatta abartmaksızın belirtmeli ki, kendi kuşağı, Batı düşüncesiyle İslam düşüncesinin belki de ilk kesin hesaplaşmasını, medeniyetimizin keşfedilmemiş inceliklerini Karakoç'un düzyazılarından öğrenmiştir. (sf. 547)
MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
****
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
*****
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
ERDAL DOĞAN - BUGÜN GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.