Diyabet Ve Ramazan

Diyabet Ve Ramazan
  07 Mayıs 2016 tarihinde 9 ülke ve 146 uzmanın katıldığı “ II. Uluslararası Diyabet ve Ramazan Toplantısı” kararları doğrultusunda Türkiye...

 

 

07 Mayıs 2016 tarihinde 9 ülke ve 146 uzmanın katıldığı “ II. Uluslararası Diyabet ve Ramazan Toplantısı” kararları doğrultusunda Türkiye Diyabet Vakfı Yönetim Kurulu’nun basın açıklaması…

Diyabet, vücutta insülin hormonunun az ya da hiç bulunmaması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma hastalığıdır. İyi tedavi edilmediği zaman başta kalp damar hastalıkları, göz bozuklukları, böbrek yetmezliği ve inme gibi bir çok organ hasarı oluşturur.

Diyabet yaşam boyu süren bir hastalıktır. Bu nedenle hastaların düzenli olarak aksatmadan ilaçlarını alması; dengeli beslenme ve egzersiz programını uygulaması gerekir.

Tıbbi olarak diyabetli bir hastanın oruç tutması sakıncalıdır. Uzun süreli açlık nedeniyle diyabetli hastalarda hipoglisemi (kan şekeri düşme krizi) ; yüksek tansiyon, beyin damar tıkanıklığı, inme ve göz dibi kanaması gibi ciddi sorunlar gelişebilir.

Diyabetli hastanın oruç konusunda yapacağı ilk iş hekiminin görüşünü almak olmalıdır. Çünkü oruç tutmaya karar veren bir diyabetlinin hekim tarafından eğer uygun görülürse, tedavi ve beslenme programının yeniden düzenlenmesi gerekir. Hastanın bu konuda bilinçlenmesi ve ne yapacağını bilmesi son derece önemlidir.

Oruç tutmaya karar veren bir kişinin doktor tarafından diyabet tipinin ne olduğu, organ hasarının olup olmadığı, insülin kullanıp kullanmadığı, kullandıysa hangi protokolü uyguladığının araştırılması gerekir.

Diyabette Oruç Açısından Risk Değerlendirmesi

Oruç açısından diyabetli hastaları, üç ayrı kategoride değerlendirmek mümkündür.

I.Grup : İnsülin direnci veya gizli şekeri olanlar ya da Tip 2 diyabet tanısı yeni konulmuş ama henüz şeker düşürücü ilaç kullanmayan diyabetliler bu grup içindedir.

Bu gruptaki diyabetliler diğer gruplara göre daha düşük risk taşır.

II.Grup : Tip 2 (erişkin yaşta ortaya çıkan) diyabeti olan ve diyabete bağlı herhangi bir organ hasarı henüz bulunmayan, şeker düşürücü haplarla ya da bazal insülinle diyabeti kontrol altında olan diyabetliler de bu gruba girer.

Bu gruba giren diyabetliler ileri risk grubundadır ve oruç tutması önerilmez.

III.Grup :Tip 1 diyabetliler, Tip 2 diyabetin ileri döneminde olan, çoklu doz insülin kullanan, kan şekeri kontrolü güç, gün içinde ani şeker düşmesi ve yükselmesi olan değişken seyirli diyabetliler ve diyabete bağlı organ hasarı olan hastalar bu grubu oluşturur.

Bu hastalar çok yüksek yaşamsal risk altındadır. İleri derecede hastalığı olduğu için oruç tutmaları tıbben uygun değildir ve kesinlikle önerilmez.

Beslenme ve Egzersiz Planı

Bir diyabetli oruç tutmayı istiyorsa asla sahuru atlamamalıdır. Sahurda kahvaltı tarzında beslenmeli, mutlaka iki dilim çavdar ya da kepekli, çok tahıllı ekmek, az tuzlu ya da tuzsuz peynir ve zeytin (tuz susatır) ve yumurta yenmelidir. Kahvaltıda mutlaka bol miktarda yeşillik, domates, salatalık, biber, havuç, turp gibi zengin bir salata menüsü olmalıdır. Glisemik indeksi düşük,  uzun süreli tok tutan kuruyemiş  grubu besinler alınabilir, meyve kan şekerini yükseltebileceği için alınmamalı ya da sınırlı alınmalıdır. Bol su tüketmek çok önemlidir.

İftarda bir anda yemeğe yüklenmemek çok önemlidir. Uzun süreli açlık döneminden sonra birden fazla yemek yemek kan şekerinde ani yükselme oluşturabilir, bu nedenle iftara önce bir dilim çavdar ya da kepekli ekmek, zeytin, hafif bir çorba, bir kâse salata ile başlanmalı, biraz ara verildikten sonra ve ilk açlık hissi kontrol altına alındıktan sonra ana yemeğe geçilmelidir.

İftar sofralarında aşırı yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınmalıdır. Salata ile vücudun ihtiyacı olan mineral, vitamin ve sıvı desteğinin sağlanması önemlidir.

Meyve tüketimi aşırı miktarda olmamalı, diğer yiyecekler gibi mümkün olduğu kadar yavaş çiğnenmelidir. Unutulmamalıdır ki aşırı ve hızlı meyve  tüketimi kan şekerini yükseltir.

Yürüyüş, yemek sonrası kan şekerinin düşmesine yardımcı olur, bu nedenle iftardan 1 saat sonra 30-60 dakika süren (yaklaşık 5-8 bin adım)  bir yürüyüş  ihmal edilmemelidir.

İlaç Kullanım Planı

Her diyabetlinin tedavisi kişiye özeldir. Diyabetli eğer oruç tutmakta ısrarlı ise mutlaka hekimine danışmalı ve tedavi planı mutlaka yeniden düzenlemelidir.

Genel hatları ile diyabet tedavisinde kullanılan haplar üç gruba ayrılır; İnsülin direncinde etkili olan ilaçlar (metformin ve pioglitazon grubu), kan şekerini düzenleyenler  (inkretin gubu ilaçlar) ve kan şekerini  düşürücü (sülfonilüre, glinid grubu)  ilaçlar.

Diyabetli bir hastanın, ramazanda insülin direncini ve kan şekerini regüle eden ilaçların dozlarını ve saatlerini düzenlemeye gerek yoktur.

Ancak kan şeker düşürücü ilaçların ve uzun etkili insülinlerin dozlarının yeniden düzenlenmesi, doz ağırlığının iftara kaydırılması gerekir; aksi taktirde ani kan şekeri düşmeleri olabilir.

Diyabetli Hastalara Öneriler

  • Diyabetli iseniz, oruç tutup, tutmama konusunda hekiminize danışın.
  • Diyabetinizle ilgili mutlaka risk değerlendirmesi yapın.
  • Yüksek riskli gruptaysanız (İnsüline bağımlı diyabet, diyabete bağlı organ hasarlarının olması vb) kesin olarak oruç tutmayın.
  • Oruç tutmaya karar verdiyseniz kan şekeri ölçümlerini düzenli ve sık yapın. Kan şeker ölçümü orucu bozmaz.
  • Uluslararası Diyabet Federasyonu 2016 önerilerine göre kan şeker ölçümleriniz 70 mg/dl altına inerse ya da 300 mg/dl’nin üzerine çıkarsa orucu sonlandırılmalıdır.
  • Beslenme programınıza dikkat edin, doktor ve diyet uzmanı önerilerini göz önünde tutun;  kilo almayın.
  • Hipoglisemi (şeker düşmesi) için mutlaka önleminizi alın.
  • İlaç tedavisini atlamayın, ilaç programı için mutlaka doktorunuza danışın.

 

TÜRKİYE DİYABET VAKFI 

YÖNETİM KURULU

adanapost.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.