DİVA-SEN 2015 Yılı Güz Dönemi YİK Toplantısı

DİVA-SEN 2015 Yılı Güz Dönemi YİK Toplantısı
  DİVA-SEN 2015 Yılı Güz Dönemi YİK Toplantısı Sonuç Bidirgesi 03-04-05-06-07 VE 08 Ekim 2015 tarihlerinde Nevşehir İli Kozaklı İlçesi...

 

 

DİVA-SEN 2015 Yılı Güz Dönemi YİK Toplantısı Sonuç Bidirgesi

 

03-04-05-06-07 VE 08 Ekim 2015 tarihlerinde Nevşehir İli Kozaklı İlçesi DİVAİSİB Termal Otelde yapılan, Diva-Sen Yüksek İstişare Kurulu Başkanlar Toplantısı sonuç bildirgesi yayımlandı.

Genel Başkan Mustafa ÇOPURSUZ tarafından okunan sonuç bildirgesi aşağıdadır.

A – DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ÖZERK OLMALIDIR.

Diyanet işleri Başkanlığı 3 Mart 1924 tarihinde İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konularda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur.

Anayasa’ nın 136. Maddesinde Genel İdare içinde yer alan "Diyanet İşleri Başkanlığı; Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı, bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirir" hükmü yer almaktadır.

 Vatandaşların dini ihtiyaçlarını karşılamak ve ibadethanelerin yönetimini sağlamak amacına binaen ihdas edilmiş ve günümüze kadar da varlığını sürdüren Başkanlığımız, bazı dönemlerde siyasetin ve siyasilerin hâkimiyeti altında olduğu imajını vermiştir.

       

            Eğitimin evrensel olduğu anlayışından hareketle YÖK’ün özerk olması gibi, yine evrensel özelliğe sahip Din olgusundan hareketle dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da özerk yapıya sahip olması gerekmektedir.

 Evrensel yapıya sahip bir kuruluşun siyasetin üstünde yer alması ve demokrasinin olmazsa olmazı olan bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını gerektirir. Zira mihrap ve minber ile Kur’an eğitimi siyasallaştığı zaman dinin özünden uzaklaştırılması tehlikesi sürekli gündemdedir. Diyanet İşleri Başkanlığının her kademesinde görev yapan personelin mutlaka serzenişinde bulunduğu ve bulunacağı siyasi talep ve baskılar her geçen gün artarak devam etmektedir. Diyanet ve çalışanlarının deruhte ettiği görevler, diğer kurumların hizmet alanlarından tamamen farklıdır. Kürsü, mihrap ve minber,  ehli olmayanlara teslim edildiği zaman bunun vebalinin ne olduğunu ve neticesinin ne olacağını kestirmek zor değildir.

            Ancak seçimle iş başına gelecek olan Diyanet İşleri Başkanı, kurum çalışanlarının da problemlerini yerinde tespit etme şansına sahip olacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığına aday olanlar, projeler üretecek ve ürettiği projelerini anlatarak delegelerden destek isteyecektir. Hal böyle olunca kurum çalışanlarının problemlerinin daha iyi tespiti yapılacak ve çözümler üretilecektir.

            DİVA-SEN’İN ÖNERİ VE TEKLİFİ

            Yukarıda açıklanan gerekçelerden hareketle,

 YÖK’ün özerkleştirilmesinde esas ana temanın eğitimin evrensel olduğu düşüncesinden hareketle, Din ’in de evrensel olması,

 Başkanlık ve çalışanlarının bütün siyasi partilere eşit mesafede durması,

 Diyanet İşleri Başkanının seçimle iş başına gelmesi için,

 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özerk bir yapıya sahip olması gerekmektedir.

  

B – CAMİ GÖREVLİLERİNİN PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

            İslam Dininin sağlam kaynaklardan öğrenilmesini, ibadetleri usulüne uygun olarak yapılmasını ve minarelerde ezan sesini her gün beş vakitte duyuran İmam-Hatip ve Müezzinlerin yıllardan beri birikmiş problemleri çözüm beklemektedir. Aşağıda maddeler halinde sıralanan sorunların çözüm noktasında beklenti içerisindeyiz.

 

  1. Cami görevlilerinin lojman sıkıntısı: Ecdadımız cami inşa etmezden önce görev yapacak olan görevlilerin lojman sıkıntısını çözmüştür. Günümüz itibariyle Güzel yurdumuzun her köşesinde, dağda, bayırda hatta en ücra yerlerinde dahi hayırsever vatandaşlarımız cami inşa etmişler ancak imkân yetersizliği sebebiyle lojman inşası hususunda yetersiz kalmışlardır. Zira cami görevlilerinin lojmanları ziyaret edildiğinde çoğunun sıhhi olarak namüsait olduğu görülecektir. Özellikle şehir merkezlerinde ki lojmanlar ise, umumi WC’nin ya üstünde ya da yan tarafında yer almaktadır. Mahrumiyet bölgelerde bulunan camilerin hemen hemen hiç lojmanı olmamakta ve genellikle kiralamak için de ev bulmakta zorluk çekilmektedir.

            CAMİ GÖREVLİLERİNİN LOJMAN PROBLEMİ ÇÖZÜM BEKLEMEKTEDİR.

 

  1. Cami görevlilerinin nakil ve mazeret atamalarındaki sıkıntılar: İller arası nakil talepleri normal şartlarda iki yıl sonrası için gerçekleşmektedir. Bununla beraber göreve yeni başlayan bir görevlinin nakil sınavlarına girebilmesi için kıdem ve diğer puanları nakil sınavına girmeye yeterli olmadığından dolayı çok büyük şikâyetler alınmaktadır. Yani bir görevlinin nakil sınavına müracaat edebilmesi için, MBSTS puanı, diploma puanı ile görev yılı karşılığı hak tanınan puanların %40 oranı alındığında 30 puanı bulması veya geçmesi gerekmektedir. Bu durumda görev yılı on yıldan aşağı olanların nakil sınavına girme şansını hemen hemen ortadan kaldırmaktadır. Diğer konu ise, görevlinin kendisi veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Üniversite veya Araştırma Hastanelerinden birisinde almış olduğu sağlık durumunu belgeleyen rapor üzerinde yapılan işlemler hem zaman kaybettirmekte hem de istenilen sonuç elde edilememektedir.

 Nakil sınavının kaldırılarak bütün nakillerin kıdem ve puan sistemine göre MEB’de olduğu gibi internet ortamında gerçekleştirilmesi.

            Sağlık mazereti dolayısıyla müftülük kanalıyla Diyanet İşleri Başkanlığına gönderilen talebin, başkanlık tarafından nokta tayini yapılmak suretiyle bu konuda mağduriyetlerin ortadan kaldırılması.

 

  1. Elektronik çağda yaşamamız hasebiyle, ülkemizin en ücra köşelerinde dahi internet kullanılmaktadır. Maalesef icat edilen her yeniliğin birçok götürüsü oluyor. Dolayısıyla, kişi sevmediği birini şikâyet etme özgürlüğüne sahip. Oturuyor bilgisayarının başına ve BİMER’e veya çeşitli birimlere isimsiz imzasız yazıyor şikâyetlerini. Maalesef bu şikâyetler de işlem görüyor ve personelin huzursuzluğu başlıyor.

 Başkanlığımız bu gibi durumlarda isimsiz veya belli olmayan imzasız dilekçeleri işleme almamalı. Hatta bu şekilde şikâyet edilen, iftiralara maruz kalan ve yıpratılan personele kurumca sahip çıkılmalıdır.

 

  1. Yer değiştirmek isteyen görevliler ya nakil sınavına girmek ya da karşılıklı yer değiştirmeyi (becayiş) tercih etmek zorundadır.

 

Sağlık raporu veya soruşturma sonucu yer değişikliği gibi durumlarda Müftülüklerce uygun görülen değişiklik ve becayişlerin Başkanlıkça da uygun görülmesi ve bütün sorumlulukların taşra teşkilatına bırakılması gerekir. Becayiş, sağlık ve mazeretler nedeniyle görev yeri değiştirilmeyen personel çareyi başka kurumlara geçmekte aramakta, bedenen başka ruhen başka yerde olan insandan nasıl sağlıklı hizmet beklenilmektedir? Yılda ortalama Başkanlığımızdan 1500 ila 2000 civarında personel kurum dışı nakil, istifa ve emeklilik vb. gibi gerekçelerle ayrılmaktadır. Yetişmiş elemanın kurum dışına gitmesi elbette ki din hizmeti sunma açısından pek de hoş olmasa gerek.

 

  1. Cami görevlilerinin görev tanımlarının yeniden düzenlenmesi:

Cami görevlileri ile ilgili düzenlenen Atama ve Yer Değiştirme ve Çalışma Yönetmeliklerinde ifade edilen görev tanımları muğlak kelimelerle ifade edildiği için birçok problemlerin oluşmasına zemini müsait hale getirmektedir. Örnek olarak, cami görevlilerinin görevleri arasında bulunan camide emniyeti sağlama, cami ve müştemilatının temizliğini yaptırmak vs. tanımlar, zaman içerisinde görevlileri zor durumda bırakmaktadır. Çünkü olası herhangi bir durumda görevliler sorguya çekilmekte ve sonuç itibariye ceza almakta hatta yer değişikliği teklifine maruz kalmaktadır.

 Bu nedenle Cami görevlilerinin görev tanımları, yapılan göreve uygun hale getirilmeli ve söz konusu işler hizmet satın alma yolu ile halledilmeli.

  1.  Rotasyon Uygulaması: Diyanet İşleri Başkanlığı, görevde verimliliği artırmaya dayalı cami görevlilerinin rotasyona tabi tutulması kararını almıştır. Ancak alınan bu karar, görevlilerin psikolojik ve sosyolojik yönü itibariyle değerlendirmeye tabi tutulmadığı için infiallerin yaşanmasına ve çalışma barışının bozulmasına sebep olmuştur. Ayrıca, uygulanmak istenen rotasyon olayının mantıklı bir izahı mümkün görülmemektedir. Çünkü köyde görev yapan görevli yine köy camilerinin birisine belki de merkezden daha da uzaklaşacak şekilde uygulamaya tabi olacak, diğer yandan camilerin ortak özelliği sadece içerisinde ibadet ediliyor olması noktasından hareketle hiçbir caminin fiziki, çevre, cemaat kapasitesi ve özelliği vb. yönü ile diğerine eşit değildir. Bu nedenle;
  2. a) Rotasyon uygulamasından vaz geçilmelidir. (Her ne kadar yetkili sendika rotasyonun iptal edildiğine dair görevlilere sms yolu ile bilgilendirme yapmışsa da, yönetmelik ile uygulamaya konulan kararın değişikliği veya iptali yine ancak yönetmelikle olacağından şuana kadar Diyanet işleri Başkanlığı bu yönde bir çalışma yapmamıştır).
  3. b) Diyanet İşleri Başkanlığı rotasyon konusunda ısrarcı olacaksa eğer, görevlinin göreve başladığı ilk 5.yılında rotasyona tabi tutulması ve on yılda bir tekrar etmesi talebimizdir.
  4. İLİTAM’a DGS’ye tabi tutulmadan geçiş: Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan her kademedeki görevlilerin, eğitim kalitesi her geçen yıl artarak devam etmektedir. Ancak ağırlıklı olarak mezuniyetler İlahiyat ön lisanstır.

 Diğer kurum çalışanlarına uygulandığı gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin de Dikey Geçiş Sınavına (DGS) girmeden doğrudan İlahiyat Fakülteleri 3.sınıfına kayıt yaptırma hakkının verilmesi…

  1.  İki ay üst üste askıya çıkarıldığı halde tercih yapılmayan D grubu camilere naklen atama: Mezkûr camilere sınavsız naklen atanma hakkı tanınmış ancak MBSTS’de en az 50 puan alma şartı getirilmiştir. Bu durumda söz konusu camiler genelde tercih edilmediği için uzun süre boş kalma durumuyla başa başa kalmakta olup cemaatin mağduriyetine sebebiyet verilmektedir.

 Bu tür camilere nakil müracaatlarında aranan MBSTS puanı şartının kaldırılması…

  1. Diyanet Akademisinin hayata geçirilmesi: Diyanet İşleri Başkanlığı, personelinin görevde daha verimli olabilmesi için zaman zaman hizmet içi eğitim programları düzenlemekte olup söz konusu programlar mahallinde ve Eğitim Merkezlerinde icra edilmektedir. Mezkûr eğitime, görev süreleri ne kadar olursa olsun herkes tabi tutulmaktadır. Özünde kaliteyi yükseltme olan eğitim kurslarının personel üzerinde psikolojik etki oluşturduğu ve çalışma barışını ortadan kaldırdığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle;

            Görevde verimliliğin artması için, Diyanet İşleri Başkanlığında göreve yeni geçenlerin Diyanet Akademisinde en az altı, en fazla on iki ay göreve hazırlayıcı eğitime tabi tutulmaları personelin hazır olarak görevinin başına geçmesini sağlayacaktır.

  1.  Diyanet işleri Başkanlığı çalışanlarının tamamı İlahiyat Fakültesi mezunu olmayıp diğer dört yıllık fakülte mezunu olanlar da vardır. İlahiyat Fakültesi diplomasına sahip olanlar 8.dereceye düştüğünde ek gösterge almakta ve 1. Derecede ise 3000 ek gösterge almaktadır. Diğer fakülte mezunları ise 4. Derecede ek göstergeyi hak etmektedir ve bundan dolayı yıllarca ayni görev yapan görevliler arasında maaş farkı meydana gelmektedir. Bu da kurum çalışanları arasında ayrımcılığa sebebiyet vermektedir.

            Dört yıllık fakülte mezunu farkı gözetmeksizin herkese aynı ek göstergenin uygulanması…

  1.  Din Hizmetleri Sınıfında olanlara haftada bir gün mesai ücretinin ödenmesi: Hükümet tarafından kabul gören ve geçtiğimiz yıl itibariyle tahakkuku başlatılan dini bayram günlerinde mesai ücretine ilaveten 2016 yılından itibaren de resmi tatiller de ilave edilecektir. Ancak söz konusu mesai ücretlerinde yararlanması için, din görevlilerinin behemahal surette görevlerinin başında olmaları icap etmektedir. Bu da hakkaniyet ölçülerinin ihlalini veya mesai ücretlerinde istifade edememe durumuna neden olmaktadır. Çünkü din görevlileri de sosyal ihtiyaç sahipleridir.

            Din Hizmetleri Sınıfında olan görevliler haftanın bütün günü görevleri başında olmalarından dolayı, 657 sayılı yasaya tabi çalışanların mesai günleri haricinde çalıştıkları takdirde mesai ücreti almaya hak kazandıkları hususundan hareketle, din görevlilerine haftada bir gün mesai ücretinin tahakkuk ettirilmesi adilane uygulama olacaktır. Ayrıca Dini bayramlarda yıllık izin almaya gerek kalmaksızın diğer devlet memurları gibi din görevlileri de resmi izinli sayılmalı.

 

 

 

C – İRŞAT HİZMETLERİ ALANLARININ GENİŞLETİLMESİ

        Taşra teşkilatında görev yapan vaizler Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına bağlı olmalıdır. İl Müftülükleri bünyesinde Aile İrşat Hizmetleri Müdürlüğü ihdas edilmeli,  , Vaizlere materyal (Kaynak eserler, Diyanet yayınları, CD, Laptop vb.)temin edilmeli, statü sabit hale getirilmelidir. Vaizlerin özlük ve mali haklarında iyileştirme yapılmalı, Vaiz kadrosunda görev yapacaklarda Uyuşturucuyla mücadele, Aile içi geçimsizlik, Kadına yönelik şiddet ve toplumun temelini sarsan belli başlı problemlere yönelik, ihtisas alanları oluşturulmalıdır. Özellikle hastanelerde manevi destek hizmetlerinde görevlendirilecek vaizlerin ihtisas mezunu, pedagojik formasyon sahibi ve alanla ilgili seminerlere katılmış kişilerden seçilmeli gelişi güzel görevlendirme yapılmamalıdır. Nüfusu kalabalık şehirlerde “fetvahane” büroları açılmalı, halen görevde ve emekli olan İmam-Hatipler arasında da irşat hizmeti sunmada ehil olanlardan istifade edilmelidir. A ve B Grubu camilere de birer Vaiz kadrosu tahsis edilmelidir.

 Vaizlerin unvanları ise,

Bölge Vaizi

İl Vaizi

İlçe Vaizi

Mahalle Vaizi

Cezaevi Vaizi

Gezici Vaiz şeklinde olmalıdır.

            Ayrıca,

            Vaizler de Din Hizmetleri Sınıfı (DHS)’na tabi olduklarından, din görevlilerine tanınan mesai ücretlerinden faydalanmalı,

 Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde belirtilen ve din görevlileri için iller arası nakillerde iki yıl şartının vaizler için de uygulanması cihetine gidilmelidir.

            D.MURAKIP KADROLARIN İPTALİ:

 Diyanet işleri Başkanlığın iş kollarından birisi de Murakıplık sınıfıdır. Ancak, murakıplarla ilgili herhangi bir çalışma statüsü yoktur. Bu nedenle,

 Murakıplık lağvedilmeli MEB’de olduğu gibi İl Teftiş Kurulu üyeliği ve Teftiş Yardımcılığı unvanı kazandırılmalı. Söz konusu unvan kazandırıldığı zaman zaten ücret hususunda da otomatik olarak artış sağlanacaktır.

           

E- MEMUR, VHKİ ve ŞEFLERİN DURUMLARI

 İntikam duygusuyla hareket edilerek rotasyona tabi tutulan Şef’lere yönelik uygulama faydadan daha ziyade çalışma barışını etkilemiş ve birçok mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu nedenle söz konusu tasarrufun yeniden ele alınarak sosyolojik,  psikolojik ve görevde verimlilik esaslarına göre incelenmesi,

VHKİ kadrosunda çalışan görevlilerin Başkanlık ve kurum çalışanları tarafından hor-hakir ve günah keçisi olarak görülmemesi, uzman VHKİ kadrosunun hayata geçirilmesi,

 Memur kadrolarının en kısa zamanda VHKİ kadrosuna dönüştürülmesi,

 Bununla beraber, özellikle taşrada görev yapan ve sendika temsilcisi olan daire çalışanlarının personel arasında ayrımcılık yapmadan ahlaki kurallar doğrultusunda hareket ederek bütün personelin memuru olduğunu unutmaması, sendikal faaliyetlerin ve üye yazma gibi işlemlerin müftülük binasında yapılmaması idareye karşı saygınlığı son derece artıracaktır.

F- ŞOFÖR VE HİZMETLİ KADROSUNDA ÇALIŞANLARIN DURUMLARINDA İYİLEŞTİRME VE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMELİDİR.

Müftülüklerde şoför kadrosunda çalışan arkadaşlar için mesai mefhumu olmamaktadır. Resmi tatil olmasına rağmen İl ve İlçelerde yapılan programlara katılan daire amirlerinin tören alanına götürülmesi ve hafta sonlarında mesai mefhumuna riayet edilmeyip yine amirin emri doğrultusunda görev yapan daire şoförleri mağdur olmaktadır.

Dairelere tahsis edilen “hizmetli” kadrosuna genellikle İmam-Hatip veya Müezzinlerden alım yapılmaktadır. Özellikle köyden şehire naklen gelmekte zorlanan İmam-Hatipler söz konusu göreve kendi istekleriyle atanmış olmakla birlikte, zaman içerisinde işgal ettikleri kadrolarda verimli olamamaktadır. Bu da dairede huzursuzluğa sebep olmaktadır.

  1. a)   Şoförlerin mağduriyetlerinin giderilmesi için mesai ücretinin ödenmesi,
  2. b)   Hizmetli kadrosuna kesinlikle İmam-Hatip ve Müezzinlerden alım yapılmaması,
  3. c)  Ya açıktan ya da diğer kurumlardan hizmetli kadrosunda çalışanlardan naklen atama yapılması,
  4. d)   Veya Müftülüklerdeki hizmetli kadrolarının lağvedilip memurluk kadrosuna dönüştürülerek;

           Temizlik, kalorifer yakma ve güvenlik işleri için hizmet satın alımı yapılması önerilir.

            G - KUR’AN KURSLARI VE ÖĞRETİCİLERİNİN DURUMLARI

Son yıllarda Kur’an Kursları ve Öğreticilerinin sayıları azımsanamayacak kadar çoğalmış durumdadır. Bununla iftihar ediyoruz. Ancak hem Kur’an Kurslarının hem de öğreticilerinin istenilen düzeyde başarı sağlamaları için Kur’an Kurslarının ve öğreticilerinin durumunun yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle;

  1. a) Gerekli yasal düzenlemeye gidilerek Kur’an Kursu Öğreticilerine Öğretmen unvanı verilmeli,
  2. b)  Kur’an Kursu Öğreticilerinin kadroları çakılı statüye kavuşturulmalı,
  3. c)  Kur’an Kursu Öğreticilerinin mutlaka Pedagojik formasyon eğitimi almış olmaları,
  4. d) Kur’an Kursu Öğreticilerinin çocuk ve ergen psikolojisi ile sınıf yönetimi dersi almalarının sağlanması,
  5. e) MEB’de uygulamaya konulan Fatih projesinden Kur’an Kurslarının da faydalandırılması,
  6. f) Mahsup olayının kaldırılması, (Öğreticiler mesai saatleri içerisinde Başkanlık veya Müftülük tarafından herhangi bir konuda seminer veya organizeye alındığında ders ücreti alamamaktadır)
  7. g) Hafız olmayan öğreticilerin, hafızlık yapılan Kur’an Kurslarında görevlendirilmemeleri,
  8. h) Öğrenci sayısı belirli rakamlardan fazla olan kurslara “rehber Öğretmen” alımı yapılması,

 ı)  Sosyal etkinlik dersleri için gerekli malzemelerin temininin sağlanması

 10-  Belirli sayısı olan Yatılı Kur’an Kurslarında sağlık ekibinin bulundurulması,

 11-  Kur’an Kurslarının girişinde “Özel Güvenlik” olması,

 12-  Kur’an Kurslarında bilgisayarlarla hasbıhal edilmesi,

 13-  Medrese eğitimi veren Kur’an Kurslarına kadrolu Arapça Öğretmeni atanması,

       Kur’an Kurslarının eğitim kalitesini artıracaktır.

 H – AŞÇI KADROLARINDA ÇALIŞANLARIN DURUMU

            Başkanlık Merkezinde ve taşra teşkilatında görev yapan aşçı kadrosunda çalışan görevlilerin mali ve özlük haklarında iyileştirmeye gidilmelidir.

Söz konusu kadroda çalışanların mali ve özlük haklarında iyileştirmeye gidilmesi için kadro unvanlarının “teknisyen” olarak değiştirilmesi,

Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmalarını olumlu yönde etkileyecek ve görevlilerde yeni heyecanın oluşmasına vesile olacaktır.

            Kamuoyuna saygılarımla duyurulur.

 

          Mustafa ÇOPURSUZ
       Diva-Sen Genel Başkanı

 

adanapost.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.