Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Bizim sabrımızı zorlamasınlar
ANTALYA
Antalya Gazeteciler Cemiyeti'ni (AGC) ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos'un açıklamalarının hatırlatılması üzerine, Yunan bakanın sürekli kışkırtıcı söylemler ve faaliyetler içine girdiğini belirtti.
Kendine güvenen bir ülke olarak bu açıklamaları bazen sabırla karşıladıklarını, bazen olgunluk gösterdiklerini, kompleks içinde yaşayan bir kişiyi her zaman ciddiye almadıklarını dile getiren Çavuşoğlu, fakat vatandaşların hassasiyetlerine yönelik girişimler olduğu zaman da gerekeni yaptıklarını söyledi.
Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan hükümetine de uyarıda bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yunanistan'la olan ilişkilerimize önem veriyoruz. Farklı konularda, Ege'de adalar konusunda, kıta sahanlığı konusunda, uçuş hattı konusunda vs... Bu konularda farklı düşünüyoruz. Ama bununla ilgili de mekanizmalarımız var, istikşafi görüşmelerimiz var. Gerginlik artmasın diye bunu yapıyoruz. Ama bu koalisyon ortağınız, sizin sürekli bizim bu anlayışımızı ortadan kaldıracak adımlarda bulunuyor, söylemlerde bulunuyor, tahriklerde bulunuyor. 'Efendim aslında iyi bir çocuk, idare edelim.' İyi de nereye kadar idare edilecek? Yani almışsınız, mecbur kalmışsınız koalisyona, sen idare et de benim de bir sabrım var, sabrımın sınırı var. Sonsuz sabrım yok ki. Tamam olgunluk gösteriyoruz da. O yüzden bazı şeyler, siyasi şeyler kendi aramızda olduğu için söylemek istemiyorum. Esasen şu andaki hükümetin de bu şımarık çocuk olan bakandan da rahatsızlığını biliyoruz.
Şimdi Avrupa'nın şımarık çocuğu, koalisyonun şımarık çocuğu... Nedir yani, şımarıkları mı idare edeceğiz? Onları mı oyalamak bizim işimiz? Yunanistan - Türkiye iki komşu, bunu değiştiremeyiz. Sorunlar da var. Sorunları da çözmek için irade koyuyoruz. Tarihte savaşlar oldu, Kurtuluş Savaşı verildi. Ama halklarımız arasında da son yıllarda bir yakınlaşma da oldu. Bizim halklarımız Yunanistan'a gidiyor, Yunan adalarına gidiyor. Yunanlılar Türkiye'ye geliyor. Esasen baktığımız zaman çok benzer yanlarımız var ama bir tane şımarık bir çocuğun da bunların hepsini gölgelemesine de Yunanistan'ın her şeyden önce müsaade etmemesi lazım. Biz böylesine bir zihniyetle belli yarışlar içine girmeyiz. Onlara güç gösterisi yapmamıza da gerek yok. Türk askerinin yeri geldiği zaman ne yapabileceğini en iyi onlar bilir. En iyi hükümet bilir. O şımarık çocuğu da iyi anlatsınlar. Bizim de sabrımızı zorlamasınlar."
"Ben önce kendi güvenliğimi de düşünmek durumundayım"
Çavuşoğlu, siyasi görüşmeler sürerken ateşkesin ihlalini denetlemek için üçlü mekanizmalar kurduklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birleşmiş Milletler'i de sadece insani yardımlar değil, ateşkesin denetlenmesi konusunda da devreye sokmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan DEAŞ'tan ülkeyi temizlemek gerekiyor. Bizim kendi güvenliğimiz bakımından çok önemli bu. Bazıları soruyor 'Türk askerinin orada ne işi var?'. Sadece Kilis'e gelen roketler, sınırdan içeriye sızıp da ülkenin değişik bölgelerindeki canlı bombalar bize nelere mal oldu. Canlarımızı kaybettik. Şehitlerimiz oldu. Ülkenin terör bakımından imajı bozuldu. Antalya'ya gelen turist sayısı bile bu sebepten azaldı. Birçok olumsuz etkisi var. Ben önce kendi güvenliğimi de düşünmek durumundayım. Dolayısıyla DEAŞ'ı sınırın öbür tarafında bizim defetmemiz, bertaraf etmemiz gerekiyor."
Ülke içindeki terör örgütleriyle mücadele
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, bir gazetecinin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun terörün belinin kırılması için nisan ayını işaret ettiğini hatırlatması üzerine, teröre karşı dışarıdaki mücadelenin yanında Türkiye sınırları içinde de amansız bir mücadele verdiklerini belirtti.
Bugüne kadar yürütülen çalışmalar için başta İçişleri Bakanı Soylu olmak üzere kahraman polisler, askerler ve jandarmayı gönülden kutlayan Çavuşoğlu, istihbaratın da çok iyi çalıştığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bugüne kadar birçok şehirden nasıl Suriye'nin ötesinde şehirleri DEAŞ'tan temizlediysek, Türkiye içinde de birçok şehrimizden PKK ve DHKP-C, onların şehirdeki yapılanmasının hepsini Allah'a şükür bertaraf ettik ve şehirlerimizi terörden, teröristlerden arındırdık. Bunlara destek verenlerden de yasal çerçevede hesap soruluyor. İster belediye başkanı olsun, ister siyasetçi olsun, ister kim olursa olsun, teröre destek kim veriyorsa devletimiz ondan hesabını sorar. Sadece şehirlerde değil, şimdi gerek insansız hava araçlarımızla gerekse tüm imkanlarımızla dağlardaki yapılanmalarını da çökertiyoruz. Yani diyoruz ya hani 'İnlerine girdik', gerçekten de hangi inde yaşıyorlarsa tespit ediyoruz ve oralarda da teröristleri etkisiz hale getiriyoruz. Bir de kırsalda, köy gibi, yine mezra gibi yerlerde de yapılanmaları vardı, artık bu operasyonlar köylere, kırsal kesime yönelmeye başladı. Oralarda da evlerin altından tüneller yapıyorlar, yerleşmişler. Yani bir, iki gün direnç gösterecek, silah ve bomba gibi birçok hazırlık yapmışlar. Tüm buralarda da şimdi kış aylarında buralarda yapılar bekliyorlardı, karlar eridikten sonra saldırıyorlar. Ama tüm bu yaşadıkları kırsalda da kahramanlarımız, teröristlerin tepesine biniyor. O nedenle Sayın İçişleri Bakanımızın yaptığı açıklamalar isabetli. Bugüne kadar yaptığımız bu operasyonlarla gerçekten bugüne kadar PKK ve onun uzantılarına çok büyük darbeler vurduk. Devletle kimse baş edemez. Hele Türkiye Cumhuriyeti ve bu büyük milletle kimse baş edemez. Terörü bırakmadıkları sürece, teröre devam ettikleri sürece akıbetleri bellidir."
Muhabir: Güç Gönel-Ayşe Yıldız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.