'Dergâh okulu' 20 yaşında
Yirmi yıl önce Mustafa Kutlu yönetiminde yayın hayatına atılan Dergâh, sadece okurlarının desteğiyle Türkiye'nin en uzun soluklu dergilerinden biri olmayı başardı. Okul haline gelen ve bugüne kadar üç kuşak yetiştiren dergide edebiyat dünyasına adım atan pek çok şair ve yazar, artık olgunluk dönemini yaşıyor.
Mart 1990'da çıktı. Kendinden kapaklı, temiz baskılı, büyük boy edebiyat bir edebiyat, sanat, kültür dergisi. Uzun ömürlü dergilerin birkaçı geçmediği günlerde Mustafa Kutlu yönetiminde yayın hayatına başlayan Dergâh, yirmi yılını geride bıraktı. Geçen yirmi yılda sadece okurlarının desteğiyle ayakta kaldı ve Türkiye'nin en uzun soluklu dergilerinden biri olmayı başardı. Edebiyat dünyasına, pek çok şair ve yazar kazandırdı. Şiirlerini, öykülerini bu dergide yayımlamaya başlayan gençler, bugün artık olgunluk dönemini yaşıyorlar.
Mustafa Kutlu, emektârı ve genel yayın yönetmeni olduğu Dergâh'ın 241. sayıya ulaşmasını çok da önemli görmüyor. "Önemli olan, bir derginin bu süre zarfında kültür hayatına sağladığı katkı." diyor. Dergâh, her sayısında usta yazar ve şairlerin yanında pek çok yeni imzaya da yer veriyor. Her şeyden önce bir 'okul' olan dergi, bugüne kadar üç kuşak yetiştirmiş. Kutlu'nun söylediğine göre bu üç kuşağın ilk isimleri Dergâh'ta tanınıp eserlerini verdikten sonra kendi dergilerini çıkararak edebiyata katkı sağlamaya devam etmişler. Kutlu, bu durumu "Dergâh, bu misyonuyla gayet güdük olan edebiyat ve sanat ortamını zenginleştirdi. Halen hiç değişmeyen biçimsel özelliği gibi aynı mektep hüviyetini sürdürmektedir." sözleriyle özetliyor.
Derginin mart sayısında...
Dergâh dergisinin son sayısı, Emel Özkan'ın 'Dayanma Gücü' başlıklı şiiriyle açılıyor. Atakan Yavuz, Bülent Parlak, Nadir Aşçı, Furkan Çalışkan, Mustafa Burak Sezer ve Onur Bayrak, derginin diğer şairleri. Sibel Eraslan ve ilk hikâyesi yayınlanan Mustafa Çiftçi de dergiye katkı sağlayan iki isim. Mart sayısında, geçtiğimiz yıl en geniş 'Atasözleri' sözlüğünü yayımlayan halk edebiyatı uzmanı Nurettin Albayrak ile Türkiye Türkçesinin atasözleri üzerine orta sayfa sohbeti yer alıyor. Dergide Hakkı Özdemir'in de dil ve edebiyat üzerine bir yazısı bulunuyor. Özdemir, iki bölümden oluşan yazısının birinci bölümünde söz ve yazı arasındaki farktan yola çıkarak dil üzerine değerlendirmelerde bulunuyor, Phaidros adlı eserinde yazıya hücum eden Eflatun'un da düşüncelerine sık sık yer veriyor. İlk bölümdeki tartışmanın bir çözümü olarak ikinci kısımda A.H.Tanpınar'ın düşünceleri aktarılıyor. Hüseyin Akın, İsmail Kara'nın "Kutuz Hoca'nın Hatıraları" adlı eserini değerlendiriyor. ZAMAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.