Depresyon sadece zihinsel bir hastalık değil
Psikolog Barış Gürkaş, depresyonun sadece zihinsel bir hastalık olmadığını belirtti.
Dünya genelinde 350 milyon kişinin depresyon ile mücadele ettiğini ifade eden Gürkaş, “Bu rakam ise her geçen gün artıyor. Eğer sizde 350 milyon kişiden biriyseniz, artık yaptığınız işten, arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamandan, hatta cinsel ilişkilerden bile eskisi gibi zevk almıyorsunuz demek oluyor. Bu belirtilerin yanında bugüne ve geleceğe karşı karamsar ve umutsuz bakış açısı eşlik ediyor ve bunlar da bir süredir devam ediyorsa, hayattan zevk almak için bir destek almanın zamanı gelmiş demektir. Depresyona dair istatistiklere baktığımızda, kadınlarda depresyonun erkeklere oranla 2 kat fazla olduğunu görüyoruz. Bunun bir sebebinin ataerkil toplumda yaşıyor olmamız olarak görüyorum. Erkeğin depresif belirtilerini gizlemesinin sebebi ise eksiklik, yetememe hissinden uzaklaşmaya çalışması. Bir diğer taraftan erkeklerin depresif duygu durumun üstesinden gelebilmek için alkol kullanması ya da değişik davranışlarla depresif ruh halini dışa vurarak ifade etmesi, kadınların ise bu yolları kullanmamaları stres yaratan durum karşısında daha yoğun belirtiler göstermelerine sebep oluyor. İnsanlar sebepleri ve depresyondan kurtulma yolları üzerine sürekli arayış içine giriyor ve kurtulmak için çaba sarf ediyor. Çünkü depresyonun vücuda verdiği zarar, en az sosyal hayata verdiği zarar kadar fazla” diye konuştu.
29 farklı araştırmanın, depresyonun bir zihinsel hastalıktan çok daha fazlası olduğunu gösterdiğini kaydeden Psikolog Barış Gürkaş, şöyle konuştu:
“Depresyon, vücudun kendini zehirlerden arındırma (detoksifiye etme) becerisini etkiliyor. Journal of Clinical Psychiatry (Klinik Psikiyatri Dergisi)’de yayımlanan yeni bir araştırma depresyonun tüm vücudu etkileyen sistemli bir hastalık olarak görülmesi gerektiğini söylüyor. Depresyonun tüm vücudu etkilediğini kabul etmek neden depresyon geçiren insanların kansere, kalp-damar rahatsızlığına yakalanma ve erken ölme riskinin daha yüksek olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir. Tüm bu sorunlarla, her zamanki depresyon tedavileriyle; yani terapi ve-veya ilaç tedavisiyle mücadele edilebilir. Bu kanılara önceki 29 araştırmanın sonuçları incelenerek ulaşıldı. Araştırmalar kapsamında depresyonun 3,961 kişinin vücutlarını farklı şekillerde nasıl etkilediğine bakıldı. Çalışmalar birbirleriyle tutarlı olarak depresyonun vücuttaki oksidatif stresle ilişkili olduğunu gösteriyor. Oksidatif stres vücutta toksik maddelerden arınma yetisine zarar veren bir dengesizlik anlamına geliyor. Araştırmacılar normal bir tedaviden sonra vücudun kendini nispeten hızlı şekilde iyileştirdiğini keşfetti. Başarılı bir tedaviden sonra, önceden depresif olan kişilerin vücutları oksidatif stres bakımından sağlıklı insanlardan ayırt edilemez seviyeye geliyor.”
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.